27

2.3K 350 246
                                    


   Minho kapıdan kafasını uzatıp hala giyinmemiş Changbin'e baktı. "Geç kalacağız ve senin sevgilin yarım saat susmayacak" demişti.

  Changbin bunu demesiyle Minho'ya göz devirmişti. "Chan hala sizin sevgili olduğunuzu bilmiyor ona da söylemelisin." Minho'nun kafasını geriye ittirmiş kapıyı kapatmıştı.

  Üstünü değiştiriyordu. Minho kapının arkasından konuştu "Sana nedenini anlatamam dediğimde sen normal karşıladın. Ama Chan karşılamaz öğrenene kadar bırakmaz peşimi.".

  Derin bir nefes vermişti dışarıya Chan'dan bir şeyler gizlemeyi sevmiyordu.

  "Yine de ona anlatmalısın. Ben seni normal karşılamadım aslında sadece zaman verdim. Eminim o da sana zaman verecektir." Changbin giyinmeyi bitirdiğinde kapıyı açtı.

  Banyoya gidip aynadan ne kadar yakışıklı göründüğüne bakıyordu.

  Minho ise akşam eve dönünce Chan'a anlatacağını aklının bir kenarına yazmış üstüne montunu giyip evden çıkmıştı.

  Bu kış gününde dışarı çıkmayı istemiyordu ama 2 gün önce Jisung'a geleceğini söylemişti. Kaybedecekleri zamanları yoktu değil mi?

  "Beni beklesene be" Changbin kolundan montunu geçirmeye çalışırken kapıdan çıkmıştı. Minho göz devirip yaslandığı duvardan ayrılmış ikili bulaşacakları yere gitmek için yola çıkmışlardı.

  Minho Jisung'la sevgili olalı 3 gün geçmişti ve o zaman diliminde birbirlerini daha iyi tanımışlardı.

   Minho Jisung'un onu çizdiği resimleri dikkatlice inceleyip onlara gülmüş ardından Jisung'tan 5 dakikalık bir trip yemişti. Sonra Jisung Minho'ya pencereden nereyi izlediğini sormuştu. Minho ilk başta söylemeye utanmış ardından "Senin yansımanı izliyordum" demişti. Bu sefer Jisung buna kahkahalarla gülmüş Minho'dan 2 dakikalık trip yemişti.

  İkisi içinde mutlu bir anı olarak zihinlerine kazınmıştı. Yaşadıkları kötü olayları da konuşmuşlardı. Minho ailesini yangının ortasında kalplerinden bıçaklanmış bir şekilde bulduğunu Jisung'a anlattığında Jisung Minho'ya sarılarak ağlamaya başlamıştı.

  Bu anı ise ikisi içinde hüzünlü bir anı olarak zihinlerine kazınmıştı. Ama hatırlamak onları üzmüyordu. Birbirlerine duydukları güvenin büyüklüğünü hissettiriyordu.

  Sonunda bulaşacakları sinemaya ulaştıklarında Felix Changbin'i görmesiyle koşup koluna girmişti. Jisung ise Minho'ya uzaktan el sallayıp gülümsemiş yavaşça yanlarına ilerlemişti.

  Yalnız kaldıklarında rahatlardı ama çevrede biri olduğunda ortam onları geriyordu. Felix uzaktan birbirlerine bakan ikiliye göz devirmiş Changbin'in kolundan çıkıp Jisung'u Minho'nun üstüne itmişti.

  Minho ani refleksle Jisung'u tutmuş Jisung ise Minho'nun yüzüne yakından baktığı için kızarmıştı.

Changbin ikiliye göz devirip "Sevgilisiniz siz kendinize gelin. İlk defa mı çıkıyorsunuz biriyle?" diye sormuştu. Changbin Minho'nun ilk defa biriyle çıktığını biliyordu ama yine de arkadaşını rezil etmek hoşuna gidiyordu.

  Jisung ve Minho'nun kafaları dağınık olduğu için ikisi de bu soruya "Evet" diyerek cevap vermiş. Sinema salonunun ortasında bağırarak gülen ikiliye göz devirmişlerdi.

  Sonunda birbirlerinden ayrılmak akıllarına geldiğinde Minho ellerini Jisung'un belinden çekmiş onun yerine omzuna sarmıştı.

  Jisung Minho'ya hafif yaslanırken bu dünyadaki en huzurlu yerde olduğunu hissediyordu.

  Biraz bekleme salonundaki koltuklarda sohbet ettikten sonra izleyecekleri korku filminin duyurusu yapılmış içeriye geçmişlerdi.

  Minho ve Jisung korku filmi izlemeyi seviyordu. Felix ise korkup Changbin'e yaklaşarım mantığıyla kabul etmişti.

  Filmin yarısına geldiklerinde Minsung çifti odaklanmış bir şekilde filmi izlerken Felix Changbin'in sweatshirt'üne kafasını gömmüş açıkta kalan boynunda parmaklarını gezdiriyordu. Changbin de Felix'i izliyordu.

  İkisi filmden çoktan kopmuştu. Film bittiğinde Jisung heyecanla filmin kalitesinden bahsediyor Minho da ona katılıyordu.

  "Sonunda klişe olmayan bir korku filmi izleyebildik. Dimi çocuklar?" Changbin ve Felix Minho'nun sorduğu şeyle birbirlerine gülmeyi bırakmışlardı.

  "Aynen güzeldi" demişti Changbin. Minho ona kaşlarını çatıp baktığında Felix araya girmiş "Günün kalanında ayrı takılalım bizim Changbin ile işimiz var." demişti.

Jisung arkadaşının imalı konuştuğunu fark edip ona göz devirmişti. Bu çocuk ne ara bu kadar azgın olmuştu.

  Minho bu olayın işine geleceğini düşünüp Jisung'un elini tutmuş "Tamam biz gidiyoruz o zaman" diyip ortamdan uzaklaşmıştı.

Yeteri kadar uzaklaştıklarında yavaşlamışlardı "Şimdi napalım?" diye sordu Jisung.

  Minho o an Jisung ile yapmak istediği bir sürü şey olduğunu fark etmişti. Kendini sıkıp gülümsedi "Lunapark'a gidelim.".

  Jisung bu dediği şeye şaşırmıştı "Bu havada?". Minho başını sallayıp yürümeyi bıraktı ve bedenini Jisung'a çevirdi.

"Kapalı lunaparklar var onlardan birine gideriz." Jisung bunu neden istediğini bilmese de karşısındaki masum görünen bedenin isteğini geri çevirmedi ve kabul etti.

  İkili kapalı lunaparka gidip orada olan tüm aletlere binmiş en sonda bugünün anısını saklamak için fotoğraf kabinlerinden birinde fotoğraf çektirmişlerdi.

  "Cüzdanında sakla bunu" dedi Jisung Minho'ya fotoğrafı verirken Minho gülüp fotoğrafı almıştı.

  "Onu en güzel yere koyacağım" demiş lunaparktan çıkmışlardı.

❄️

  Minho eve döndüğünde Chan koltukta oturmuş telefonla konuşuyordu. Ona Jisung'la sevgili olduklarını anlatacaktı.

  Telefon konuşmasının bitmesini beklerken üstünü değiştirmiş salona geri döndüğünde Chan'ın konuşmasının bittiğini görmüştü.

  "Chan" diyip hemen yanına oturdu Chan'ın. Chan Minho'nun son günlerde değişik ruh halinde olduğunu fark etmiş kendisine anlatması için beklemişti.

  Sonunda anlatacağını düşündüğü için elindeki telefonu sehpaya bırakıp arkasına yaslandı. Minho ellerini dizlerinin üstünde birleştirmiş konuya nasıl gireceğini düşünüyordu.

Hızlıca söyleyip kurtulmak istiyordu "Jisung'la sevgiliyiz.". Chan duyduğu cümleyle yaslanmayı bırakıp doğrulmuştu.

  "Ne?" demişti istemsizce. Şu an sadece şaşırmıştı. Minho'ya kızmıyordu. O gün Minho'nun yaşlı kadınla yaptığı konuşmadan sonra kötü şeylerin olacağını hissetmişti Chan.

  Minho başını Chan'a çevirip konuştu "3-4 gündür çıkıyoruz. Ne tepki vereceğini bilmediğim için söylemeye çekin-". Minho cümlesini tamamlayamadan Chan onu kendine çekip sarılmıştı.

  Bir eliyle Minho'nun saçını severken diğer eliyle de sırtına hafifçe vuruyordu. Minho bu sarılma yüzünden ağlamamak için kendini tuttu.

  Ağlarsa Chan onun hakkında daha çok endişelenirdi. "Kızmadın mı?" Diye sordu Chan'a.

  Chan Minho'ya sarılmaya devam ederken konuşmuştu "Minho sana güveniyorum. Eğer bir şey yapıyorsan bir bildiğin vardır. Ne Jisung'u ne de kendini tehlikeye atmazsın sen. Bir gün her şeyi anlatıp birinden akıl almak istersen ben buradayım."

  Minho önündeki bedene kollarını daha sıkı sarmıştı. Herkesin zihninden silindiğinde en çok Chan onu unuttuğu için üzülecekti Minho.

  Çünkü 100 yıldır tanıdığı kardeşi olarak gördüğü ve her daim onu destekleyen çocuk bunların hiçbirini hatırlamayacaktı.

🗣️👤

Puppeteer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin