21

2.3K 375 127
                                    


  "Changbin bu çocuk niye hala uyanmıyor?" Chan Minho'nun yatağına oturmuş kolunu dürterken konuşmuştu.

  Changbin omuz silkip Chan'ın yanına oturmuştu "Uykusu derin biliyorsun." Chan mırıltıyla dediğini onayladı.

  Minho'nun uykusu gerçekten derindi ve uyku halindeyken yanlışlıkla bir sürü şey yapıyordu.

  "Okula gidecek birazdan su getir su dökelim." Chan sırıtarak Changbin'e dönmüş bu fikri sunmuştu.

  Changbin bu fikirden zevk almış odadan çıkıp mutfaktan aldığı sürahiyle geri dönmüştü.

  Chan hala Minho'nun kolunu dürtmekle meşguldü. Changbin'in elinde suyla döndüğünü gören Chan ufacık bile ıslanmamak için yataktan kalkmış Changbin'in Minho'nun yüzüne su döküşünü izlemişti.

  Minho yüzüne su döküldüğü için ani bir refkeksle ağzını açmış su boğazına kaçmıştı. Yattığı yerden doğrulup öksürmeye başladı ve çevresine bakındı "Kim var orada?"

  Anırarak gülen Changbin ve Chan ikilisini görmesiyle rahatlamıştı. Ancak bu rahatlama yüzüne su döküldüğünü hatırlayana kadar sürmüştü.

  Kaşlarını çatıp elinde sürahi tutan Changbin'e "Ölmek mi istiyorsun?" diye sordu. Changbin karşılık olarak öpücük atmış "Ben de seni seviyorum." demişti.

Ölmemek için de hızlıca odadan çıkmıştı. Minho ona bir sürü işkence tekniği uygulayabilirdi.

Odadan çıkan Changbin'in arkasından sırıtıp hala gülümserken kendini izleyen Chan'a dönmüştü.

  "Günaydın" dedi Chan neşeli sesiyle. Minho ona da kızgın bakışlarını atıp "Günaydın" demişti.

  Dün gece yaşadığı olayı hatırlamasıyla beyninin ağrıdığını hissetmiş kafasını kolları arasına alıp acısını dindirmeye çalışmıştı.

  Chan bir gariplik olduğunu çözerken yüzündeki gülümsemesi donmuştu. Hemen kaşlarını çatıp yatağa geri oturmuştu.

  Minho'nun yüzünü kapatan kollara dokunmuş endişeli bir sesle konuşmuştu "Minho iyi misin?". Minho kolları arasındaki başını olumsuz anlamda salladı.

  Psikolojik bir ağrı olduğunu hissediyordu. Chan Minho'nun kollarını indirmeye çalışırken tekrar konuşmuştu "Başın mı ağrıyor?".

  Minho bu sefer başını olumlu anlamda salladığında Chan sonunda Minho'nun yüzünü kapatan elleri indirmişti.

  Acıdan gözleri dolan çocuğun gözünün içine baktı. Onu rahatlatmak için iki parmağıyla şakaklarını ovuyordu. Minho ağrısının geçmediğini biliyordu yine de Chan'ı rahatlatmak için gülümsemişti.

  Başının neden ağrıdığını tahmin ediyordu. Dün Jisung onun zihnine girmişti ve bedeni buna alışık değildi. Bu yüzden zihninin ağrıdığını hissediyordu.

  Başka bir tahmini daha vardı ama iki tahminin de sonu aynı şeye çıkıyordu. Diğer tahmini de Jisung'la organlarının bağlantısının artmaya başlamasıydı. Bu yüzden beyni ağrıyordu.

    İkisinin de sonucu Jisung ile kuklacı-kukla ilişkisinin bir üst seviyesine geçtiğini gösteriyordu.

  Ondan o kadar uzak durmasına rağmen içten bir şekilde ondan ayrılmak istemiyordu.

  Chan birkaç kez Minho'ya adıyla seslenmiş Minho düşüncelere daldığı için onu duyamamıştı. Kendini fark ettirmek için elini çocuğun ıslak -daha demin ıslatıldığından dolayı hala ıslaktı- yanağına koydu.

Puppeteer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin