Chan, Changbin ve Minho'nun konuşmasının üstünden saatler geçmişti. Şimdi Minho odasına çekilmiş sıkkınlıkla tavanı izliyordu.Ne yapsam diye düşünürken aklına Jisung geldi. Kuklasıyla uğraşmak eğlenceli olabilirdi.
Gözleri 2 saniyeliğine kırmızıya döndü ve gözlerini kapattı. Şu an dünyayı Jisung'un gözünden görüyordu.
Aynanın karşısında üstündeki tişörtü çıkarmaya çalışan bir sincap göreceğini düşünmemişti. Utandığı için gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı.
Şimdiye kadar bir sürü kuklası olmuştu. Kız, erkek, yaşlı, bebek her çeşit insanı kuklası yapmıştı. Ama Jisung farklıydı. Tanıdığı biri olduğundan dolayı mıydı?
Tekrar gözlerini kapattığında Jisung'unda aynı onun gibi tavana baktığını gördü. Bu onu sesli bir şekilde güldürmüştü.
Jisung beyninin içinden gelen sesle şaşırdı. Ardından yanlış duymuşumdur diye düşündü. Bilmediği şeyse şu an zihnini biriyle paylaştığıydı.
Yani Minho onun düşüncelerini duyabilirdi.
"Hayır yanlış duymadın."
Jisung tekrar duyduğu sesle zıpladı. Çünkü bu sesi duymuyordu. Sanki... Sanki kendisi beyninden konuşuyordu ama başkasına ait olduğuna emindi.
"Delirmeye mi başladım şimdi de? Aferin Jisung"
Minho onunla biraz eğlenmek istedi. Bu halleri çok tatlı gelmişti.
"Deliriyorsun galiba cidden. Baksana benim sesimi duyduğuna göre."
Jisung yattığı yerde doğrulurken Minho karanlık odayı inceledi hızlıca. Dikkatini sadece duvarları kaplayan çizimler çekmişti.
"Sen kimsin ve senin sesini neden duyuyorum?"
"Hadi ama biz bu konuşmayı önceden de yaptık"
Jisung afalladı. Ne zaman konuştuklarını hatırlamıyordu.
"Nasıl hatırlamazsın? Revirdeydin ben de sana anlattım her şeyi."
Minho Jisung'un hatırlamama nedenini biliyordu ama Jisung'la uğraşmak daha eğlenceliydi.
"Dalga geçmeyi bırakıp kim olduğunu söyle artık"
"Her saniye beni düşünüp zihninde benimle konuştuğuna göre kocanım bence. Sence?"
Jisung sinirlenmeye başlıyordu. Minho ise hala işin dalgasındaydı.
"Beynimden siktir git"
Sincabın atarlandığını fark eden Minho. İşin eğlencesini bir kenara bıraktı.
"Tamam kızma küçük sincap. Açıklayabilirim."
"Açıkla"
Minho emir vermesiyle güldü. Bir kuklanın kuklacıya emir verdiği nerede görülmüştü?
"Açıklayabilir misin de"
Jisung daha cümleyi algılayamadan ağzından kelimeler döküldü.
"Açıklayabilir misin?"
Bu olay karşısında cidden delirmeye başladığını düşünüyordu. Minho da çok büyük bir zafer kazanmış gibi eseriyle gurur duyuyordu.
"Ben senin kuklacınım sen de kuklamsın"
Jisung bu söze sinirle güldü. Minho sinirle veya değil Jisung'un gülüşünü ilk defa duymuştu ve bu hoşuna gitmişti.
"Saçmalamayı bırak ve doğruyu söyle"
"Kuklacıları hiç duymadın mı?"
"Kuklacı efsanesi her çocuğa anlatırlar. O kuklacılardan bahsediyorsan biliyorum."
Efsane mi diyip güldü Minho kendi içinden.
"Efsane biri olduğum doğrudur teşekkürler"
Jisung gözlerini devirdi.
"Telepati falan mı bu? Öyle mi konuşuyorsun benle?"
"Hayır ben senin zihnindeyim."
"Saçmalama dememiş miydim?"
"Odandaki çizimler de güzelmiş ya keşke karanlık olmasaydı da ne çizdiğini de görebilseydim."
Jisung etrafına bakınıp birisini aradı. Yoktu. Perde de açık değildi.
"Bunlar tahmin edilebilir şeyler"
Sadece inanmak istemiyordu Jisung.
"He yani inanman için illa bir şeyler yapmalıyım."
"Ayağa kalk."
Jisung ayaklarını kendi kontrol edemiyormuş gibi hissediyordu. Ayaktaydı biliyordu ama o kalkmamıştı.
"Noluyor bana?"
"Odadan çık."
Jisung kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtı ve odadan çıktı. Kendini durdurmaya çalışıyordu. Korkmaya başlamıştı. Minhoysa sincabın korktuğunun farkında bile değildi.
Bir insana emir verip onun dediklerini yapmasından zevk alıyordu. İnsanlar onun ırkına yeteri kadar acı çektirmişlerdi.
İnsanlar yüzünden özgür yaşamları ellerinden alınmıştı. Bir an karşısındakinin Jisung olduğunu unuttu.
"Evden çık."
Üzerinde ince tişört ve ayakkabı bile olmadan evden çıktı Jisung. Sonbahar akşamının verdiği soğukluk vücudunu titretmişti. Üşüyordu.
"Tamam inandım keser misin şunu" dedi zihnindeki sese.
Minho bu lafla kendine gelirken Jisung'un haline baktı. Kuklacılar insanları bu şekilde kullanmamalılardı. Abartmıştı.
Minho, Jisung'un beyninden çıktı. Bugünlük bu kadar yeterdi.
Beynindeki sesin onu rahat bıraktığını anlayınca koşarak eve girdi Jisung ve yatağının içine ilerledi. Yorgana sarılırken daha demin yaşadığı şeylere anlam vermeye çalışıyordu.
Daha ne kadar şanssız olabilirdi ki?
🗣️👤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfiction» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...