Jisung birkaç gündür boş olan masaya baktı. Heykel çocuğu saçıyla oynadığı günden beri görmüyordu.Felix de şu an yanında değildi. Yeni flörtüyle kantinde küçük bir randevuya çıkmışlardı.
Felix bu nedenle son günlerde çok mutluydu. Arkadaşının mutlu olduğunu görüp o da mutlu oluyordu.
Canı iyice sıkılmaya başladığı için kütüphaneden aldığı masal kitabını okumaya karar verdi.
Nedenini bilmiyordu ama o masal kitabını seviyordu. Daha kitabı sonuna kadar okuyamamıştı.
Çantasından çıkardığı kitabın kapağını okumasıyla aklına kendi kuklacısı gelmişti.
"İhtiyacın olduğunda sana yardım ederim"
Sesinin aklına gelmesiyle gülümsedi. İçinden değil de dışından gülümsediğini fark edip ağzına vurmuştu. Kendine gelmesi gerekiyordu.
Kitapta en son okuduğu sayfayı açtı ve okumaya başladı.
"Jseph gülümseyerek nehrin kenarında oturan büyük bedene bakıyordu. Büyük beden kafasının içine konuştu 'Suya girelim mi?'. Jseph başını olumsuz anlamda sallamıştı 'Ben korkarım sudan'. Büyük olan ayağa kalktı ve Jseph'in yanına ilerledi 'Ben korurum seni'."
Masal kitaplarındaki aşkların hepsi abartılı anlatılırdı ama Jisung bu kitabın öyle olduğunu hissetmiyordu.
Jseph adlı ana karakterin duyma sorunları vardı, bu nedenle kuklacısı onunla iletişim kurmak için beynine konuşuyordu. Aşklarını çok güzel yaşıyorlardı
Bir gün ben de yaşayabilecek miyim diye düşündü Jisung. Hiç düşünmediği şeyleri düşünmeye başlamıştı. Daha yönelimini bile bilmiyordu.
Ama Minho'nun yüzüne ayrı bir hayranlık duyduğunun farkındaydı. Belki bunları Minho'yla yaşardı.
"Hayır çok saçma" diyip düşüncelerinden uzaklaşmıştı. Sonra aklına kuklacısıyla yaşama ihtimali geldi. İkisinin aynı kişi olduğunu bilmiyordu.
Acaba ona aşık olursam ne olur diye düşünüyordu. Sonra bu düşünceyi de saçma bulmuştu. O aşık olmazdı.
O düşüncelerine dalmışken Felix sınıfa girdi. Düşüncelere dalmış sırıtıyordu. Sıraya sakince otururken Jisung onun bu haline gülmüştü.
"Unicorn mu gördün ne bu mutluluk?" Arkadaşının omzuna hafifçe vururken konuşmuştu. Bu hareketiyle Felix daldığı düşüncelerden çıkıp Jisung'a dönmüştü gözlerinin içi parlıyordu.
"Küçücük bir şey gördüm onun için mutluyum bu kadar." Neyden bahsettiğini anlamayan Jisung tek kaşını kaldırmıştı.
"Ya Changbin'e aşık oluyorum ben galiba" dedi arkadaşının anlamsız bakışlarına karşı.
Jisung söylediği şeye şaşırmamıştı. Bir anda Changbin ile flört etmeye başlamışlardı ve o zamandan beri arkadaşının gözünde hiç görmediği şeyler görmüştü.
"Nasıl anlıyorsun ki aşık olduğunu?" Diye sordu masumca. Felix gözlerini uzağa sabitleyip gülümseyerek anlatmaya başlamıştı.
"Bu hayattaki sevdiğim şeylerin hepsi bir bedende toplanmış gibi hissediyorum onu görünce" Gözlerini odakladığı yerden çekip Jisung'a döndürdü. Arkadaşının onu ilgiyle dinlediğini fark etmişti.
"Aslında anlamıyorum aşık olduğumu sadece hissediyorum. Kalbim onun yanındayken seni seviyorum diye bağırmak istiyor." Jisung arkadaşının gözlerinin içine bakarak anladım dercesine kafasını salladı.
Ardından konuyu tamamen değiştirmişti "Minho'nun neden okula gelmediğini sordun mu?"
"Sordum." Durup Changbin'in sesini taklit ederek konuşmaya devam etmişti "Gerizekalı gece gece hiç bilmediği bir sokakta yağmura yakalanmış donuna kadar ıslanmış hasta oldu evde yatıyor.".
Konuşmayı taklit etmeyi bitirince çok büyük bir iş başarmış gibi gururla Jisung'a bakıyordu.
Jisung Minho'nun hasta olduğunu duyunca küçük bir endişe hissetmişti. Demek bu yüzden gelmiyordu okula. "Niye tanımadığı bir sokakta yağmura yakalanmış ki?" diye sordu.
Felix omuz silkip "Canı istemiştir" demişti. Jisung sessiz kaldığında "İyiymiş ama endişelenme" diyerek arkadaşına imalı konuşmuştu.
Minho'ya olan hayranlığını anlamıyordu. Changbin gibi yakışıklı bir çocuk varken Minho'yu neden çizerdi ki?
Jisung kaşlarını çatıp Felix'e baktı "Endişelenmiyorum zaten."
Felix hiçbir şey söylemeyip sadece hafif bir sırıtış eşliğinde imalı bir şekilde Jisung'a bakmıştı.
Jisung bu bakışı görünce baş parmağıyla işaret parmağını arasında az boşluk kalacak şekilde gösterip "Birazıcık" demişti.
İkisinin gülüşmesini sınıfa giren hoca bozmuştu.
❄️
Minho yine aynı koltukta baş ağrısıyla yatarken Chan elinde ilaçlarla odaya girdi.
"Dejavu yaşıyorum" dedi Chan'ın elindeki ilaçlara iğrenerek bakarken.
"İlaçlarımdan o iğrenç bakışlarını çek. Bunların hepsini ben özenle yapıyorum." Minho bu lafıyla göz devirmişti.
"Ben niye normal haplardan içemiyorum ki hasta olunca? Hayır yani niye ben?" Diye söylenmeye başlamıştı.
Chan da onu umursamayıp kaşığa ilacı doldurdu. Minho'ya dönüp ağzını açması için "Aaaa yap" demişti.
Minho "Ben bebek miyim?" Dediğinde Chan'ın kızgın bakışlarını görmüştü.
"Ben mi dedim yağmura git ıslan diye." Kaşığın altına elini koyup Minho'ya yaklaştırırken konuşuyordu.
"Ama nedenini biliyorsun kuklamın bana ihtiyacı vardı." Ağzını açtığı gibi kaşığı ağzına sokacağını bildiği için dudaklarını birbirine bastırarak konuşmuştu.
"Kuklana oturduğun yerden de yardım edebilirsin. Oraya gittiğinde eline hiçbir şey geçmedi. Bebek gibi davranmayı bırak!" Sesinde kızgınlık yoktu sadece bıkkınlık duyuluyordu.
Kaşığı Minho'nun iki dudağının arasına zorla soktuğunda Minho ağzına gelen tatla yüzünü ekşitti.
En sevmediğiniz yemekleri hayal edip onların hepsini aynı anda yediğinizi düşünün. İşte o kadar iğrenç bir tadı vardı.
"Ekşitme yüzünü bebek değilsin büyü artık. Ben şimdi dışarı çıkıyorum. Bir şey olursa ararsın." Bir anne edasıyla konuşup Minho'nun ayaklarının ucundaki battaniyeyi üstüne örtmüştü.
Odadan çıktığında arkasında duygusal bir Minho bıraktığını bilmiyordu. Chan cidden ona hem babası hem de annesiymiş gibi davranıyordu.
Changbin'e de öyle davranıyordu ama Minho'ya daha farklıydı. Minho annesini ve babasını insanların çıkardığı yangında kaybettiğinden beri Chan ona daha farklı davranıyordu.
Oysa böyle bir zorunluluğu yoktu.
Dış kapının sesi geldiğinde bozuk çıkan sesiyle konuşmuştu "Teşekkürler".
Ardından yorganı yüzünü kapatacak şekilde çekip eski anılar eşliğinde ağlamaya başlamıştı. Uyuyana kadar da durmamıştı.
🗣️👤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfiction» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...