"Jisung, hâlâ nasıl hazır değilsin ya? Kendi düğünümüze geç kalacağız resmen." Minho banyonun kapısını tıklatmaya devam ediyordu."Uyuya mı kaldın yoksa? Ben böyle sorumsuz bir insanla evlenemem ayrılalım" kapıya daha fazla vurmaya başlamıştı. Jisung homurdanıp kapıyı açtı.
"Hayatım" dedi sesini sakin tutmaya çalışırken. Minho ona korkutucu bakışlarından atıyordu. Jisung bunu önemsememiş gülümseyerek ellerini elleri arasına almıştı.
"Saat daha sabahın 9'u bizim düğünümüz akşam 9'da, düğünümüzü kaçırmayacağız merak etme. Ayrıca..." Jisung ellerini Minho'nun beline götürüp kendine çekti "Çok güzel kokuyorsun, yeni parfüm mü aldın?".
Minho göz devirmiş Jisung'u ittirmişti. "Hazırlan ve yemeğe gel. Ben de çocukları arayacağım."
Jisung arkasından dudaklarını büzerek bakmış ardından bir gerginlik vücudunu sarmıştı. Bugün evleniyorlardı. Minhoyla evleniyorlardı. Her şey bir rüya gibiydi.
Mavi saçlarını karıştırıp hazırlanmaya gitti. Minho sofrada Hyunjin ve Jeongin ile konferans konuşması yapıyordu.
"Her şey hazır değil mi?"
Hyunjin hafif mırıltılarla onayladı "Chan hyung ile mekanı 5 kere kontrol ettik senin yüzünden."
Jeongin konuşmayı devraldı "Ben de Changbin ile çalışanları kontrol ettim." Minho memnun olmuştu ama gerginliği üstünden atamıyordı.
"Bugün Jisung ile evleniyoruz resmen."
Hyunjin güldü "Evlenmeniz sadece ilişkinizi resmileştiriyor, siz zaten aynı evde yaşamıyor musunuz?"
"Sizin tanışmanız sadece bana mı garip geliyor? Yüzündeki yara izi kaybolunca çocuğa direkt ruh eşim diye atladın. Ya kötü biri çıksaydı." Hyunjin Jeongin'in dediklerini onaylamıştı.
Minho hayallere dalmış gibi elini çenesinin altına yasladı "Jisung'u o an gördüğümde, sanki yıllardır tanıyor gibi hissettim. Kötü biri olmadığına emindim. Garip bir duyguydu."
"Belki de cidden tanışıyorsunuzdur. Şu webtoondakiler size benzemiyor muydu? Biz bile vardık. Gerçi benim sevgilim Seungmin diye biriydi ama hayatımda hiç öyle birini görmedim."
"Altı üstü bir webtoon" dedi Jeongin Hyunjin'in dediklerine karşı. O sırada Jisung hazırlanıp mutfağa gelmiş Minho telefonu çocukların yüzüne kapatmıştı.
"Hazır mısın hayatım?" Jisung başını olumlu anlamda salladı "Hadi hızlıca yemek yiyip kuaföre gidelim.". Minho onu gülümseyerek onaylamış ikisi de yemek yemeye çalışmıştı.
Pek başarılı oldukları söylenemezdi. Gerginlikten hiçbir şey yiyememişlerdi. Yinede Jisung Minho'nun ağzına zorla bir şeyler tıktı. Sevgilisini aç görmeye dayanamıyordu.
Kuaföre gittiklerinde Felix onları karşılaşmıştı. Beraber hazırlanacaklardı. Bir süre sonra Hyunjin ve Jeongin ardından da Changbin ve Chan geldi. Hepsi aynı alanda toplanmışlardı.
Onlar hatırlamasa da aynı eski günlerdeki gibi bir aradaydılar. Tek eksik Seungmin'di. O sırada Jisung çalan telefonunu açmıştı. Uzaktan bir kuzeni onu aramıştı. Küçükken çok yakın olsalar da son zamanlarda görüşememişlerdi.
Bu yüzden Jisung onu kuaföre davet etti.
Minho, Jisung, Hyunjin ve Felix ilk sırayı kapmış saçlarını yaptırmaya başlamışlardı. Onlar bunlarla ilgilenirken kapıdan içeriye Seungmin girdi.
Jisung o tarafa dönmüş eliyle kendini belli etmişti. Hyunjin kimin geldiğine bakmak için döndüğünde gözünü Seungmin'den çekemedi.
Jisung Minho'ya Seungmin'i göstererek "Bak bu Seungmin, küçükken hep oyun oynadığım kuzenim." demişti. Ortamdaki Minho, Jeongin ve Hyunjin üçlüsü ismini duyunca çok şaşırmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfiction» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...