Chan bu konuyu Minho'yla okuldan sonra konuşacaklarını söyleyip ortamdan ayrılmıştı. Minho da okuluna gitmişti.Günün gerisi her zamanki gibi geçmeye devam ediyordu.
"Annem sabah kendime pancake yapmama kızdı düşünebiliyor musun? Neymiş tavayı bir daha kullanılamayacak hale getirmişim!" Felix Jisung'un omzuna kolunu atmış sabahki olayları anlatıyordu.
Jisung da arada bir yüzünü Felix'e döndürüp tepki vermeye çalışıyordu. Arkadaşının anlattığı konunun saçmalığı tepki vermesini zorlaştırıyordu.
"O tavayı kullanılamayacak hale getirmek için naptın acaba?" aralarına katılan farklı sese döndürdü ikisi de kafasını.
Felix tanıdık gördüğü yüzle gülümserken Changbin'de aynı şekilde karşılık vermişti. Han bir arkadaşına bir de birkaç kez heykel çocuğun yanında gördüğü çocuğa bakıyordu.
Bu çocuk ne ara bu kadar sosyal olmuştu?
Felix kolunu Jisung'un omzundan çekip oturduğu sırada Changbin'in yüzünü rahatça görebileceği bir konuma geçmişti.
Sınıfta sadece o üçü vardı. Changbin Minho'nun sırasına oturmuş Minho'yu bekliyordu ama canı sıkılmaya başlayınca iki arkadaşın konuşmasına katılmıştı.
Felix sabah yaşadığı şeyleri Changbin'e anlatmaya başlayınca Changbin Jisung'un aksine dikkatle Felix'i dinlemeye başlamıştı.
Jisung bunu fark edip gözlerini devirmiş kafasını masaya koyup beynini dinlendirmeyi tercih etmişti. Son günlerde yeterince sosyalleşmişti zaten.
Bir süre sonra Felix'in yanından kalktığını hissetti. Büyük ihtimalle konuştuğu çocuğun yanına gitmişti.
Konuştuğu çocuk adının Minho olduğunu öğrendiği heykel çocuğun arkadaşıydı. Adını bilmiyordu ama Felix'in çocuk hakkında bir sürü şey bildiğine emindi.
Bi ara bu konuyu Felix'le konuşmayı aklına kazıyıp öğle arası bitene kadar uyumayı düşündü. Minho'nun sınıfa geleceği de yoktu zaten, onu çizemezdi.
O sırada sınıfın kapısı açıldı. İçeriye giren Minho ilk kendi sırasına bakmıştı. Felix ve Changbin'in ağızları kulaklarında bir şey hakkında konuştuklarını görünce Changbin'e bakıp yüzünü ekşitmişti.
Ardından gözü kendi sırasında kafasını sıraya koyan sincabına gitmişti. Yanının boş olduğunu görünce yanına ilerlemişti.
Eğer Changbin ve sevdiği çocuğun konuşmasını keserse Changbin ona hiç sevmediği şeyler yapabilirdi. Riske girmeye gerek yoktu. Hem işine de gelmişti.
Jisung sıraya birisinin oturduğunu hissetmiş kafasını kaldırmadığı için Felix olduğunu zannetmişti. Yine de uyumak istiyordu.Uyumasını hızlandırmak için Felix'e "Felix saçlarımla oynar mısın?" demişti. Minho bu soruyla afallamış, gözleriyle sevdiği saçlardan gözlerini çekmişti.
Felix'e bakıp onu çağıracağı sırada Changbin onun amacını anlayıp kaş göz işareti yapmıştı. Minho Felix'i çağırmak için kaldırdığı elini indirip Jisung'a dönmüştü "Felix değilim ama isterse-".
Jisung duyduğu sesle hafif kafasını kaldırıp saçlarının arasından Minho'ya bakmıştı bu yüzden Minho'nun konuşması yarım kalmıştı.
Boğazını temizleyip "Fark etmez" dediğinde tekrar kafasını kolları arasına gömmüştü.
Ortalama 1 yıldır uzaktan izleyip resimlerini çizdiği, yüzüne hayranlık duyduğu çocukla ilk defa bu kadar yakın oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfic» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...