Minho oflayarak Jisung'un yanına oturdu "Jisung bunu anlatmak benim için çok zor.". Jisung destek verircesine ellerini tutup gözlerinin içine bakmıştı."Her şeyi kendi başına yaşamanı istemiyorum. Elimden bir şey gelmeyecekse en azından manevi olarak yanında olayım." Gözlerinin içi parlarken konuşmuştu.
Minho bu sözden güç alıp ona eksiksiz her şeyi anlatmıştı. Jisung'un yüzüne bakmaya utanıyordu.
3 hafta sonra her şeyin biteceğini aklından sileneceğini öğrendiğinde gözleri dolmuştu Jisung'un, kendini tutamamıştı.
Yüzüne bakmayan çocuğa kollarını sardı, saçlarını sevdi, omzunu öptü. Tüm sevgisini o an Minho'ya vermek istedi. Minho'da karşılık verdi ona.
Sonunda birbirlerini sarılmayı bıraktıklarında Minho Jisung'un omuzlarına ellerini yerleştirmiş gözlerinin içine bakarak konuşmuştu.
"Bu 3 haftamızı güzel geçirelim ve geleceği düşünmeden şimdiye odaklanalım olur mu?"
Jisung kafasını salladı ve gülümsedi Minho'ya. Geleceği düşünmeden güzel zaman geçirecekti.
Jisung kendini biraz ileri çekerek Minho'nun beline kollarını doladı ve başını omzuna yasladı. "Minho?" demişti.
Minho "hımm" dediğinde çenesini omzuna yaslayıp aşağıdan Minho'ya baktı "Seni öpebilir miyim?".
Minho bu dediğine gülmüş beline sarılı kolları ayırmıştı. Ardından iki elini karşısındaki çocuğun yanaklarına koydu ve yüzlerini yaklaştırdı.
Dudaklarına masum bir öpücük kondurmuştu. Jisung bundan zevk aldığı için gülmüştü. Minho ondan uzaklaşınca bunun yetmediği düşündü.
Karşısındaki çocuk "Oldu mu?" dediğinde başını olumsuz anlamda sallayıp okul kıyafetinin yakasından kendine çekmiş. Bu sefer daha düzgün ve uzun bir öpücük vermişlerdi birbirlerine.
İkisi de bundan mutlu olup tekrar sarılmış ardından bir okulda oldukları akıllarına gelmişti. Sınıflarına sonunda döndüklerinde Jisung Felix'in sorularıyla baş başa kalmış, Minho'da olan olayları camın yansımasından izlemişti.
Bu çocuğu çok seviyordu.
❄️
"Minho bir mısır patlatamadın mı yarım saattir?" Jisung elindeki kolayı bardağa doldururken mutfağa doğru bağırmıştı. Ardından kafasını kaldırıp takvime bakmıştı.
15 günleri kalmıştı. Bu onu üzerken Minho'ya fark ettirmemek için gülümsüyordu. Minho hala mutfaktaydı.
Diğer bardağı da kolayı doldurmak için aldığında elinin yandığını hissetmiş ani bir refkeksle bardağı bırakmıştı. Bardak düştüğü için kırıldı.
Eli yanıyordu ve bu ona acı veriyordu. Mutfaktan Minho'nun bağırışını duyduğunda cam kırıklarına dikkat ederek mutfağa koşmuştu.
Minho elini soğuk suya tutup acısını geçirmeye çalışıyordu. "Ne oldu?" dedi Jisung elindeki yanma hissinin geçtiğini hissederken.
"Elimi yaktım korkma. Bardak mı düşürdün?" diyerek Jisung'u cevapladığında. Jisung olayı anlamıştı.
Minho da sevgilisinin bir elini diğer eliyle sıkıca tuttuğunu görünce elini suya tutmayı bırakmış endişeyle yanına gitmişti. "Bardak elini mi kesti? Ne oldu?" demişti.
Jisung korkuyla başını salladığında Jisung'un elini açmaya çalışıyordu "Jisung söylesene korkutuyorsun beni".
Jisung elini açıp bir anda Minho'ya sarılmış her zamanki gibi başını omzuna koymuştu. "Minho ben..." kekeleyerek konuşuyordu "Ben elimi yaktım.".
Minho ona sarılan çocuğu omuzlarından tutarak kendinden uzaklaştırmıştı. Sakinleştirici bir sesle ve gözlerinin içine bakarak konuştu "Elini nasıl yaktın?"
Jisung bu ortamın ciddiliği yüzünden Minho'yla salak diye dalga geçemiyordu. Bu yüzden ciddi bir şekilde cevapladı sorusunu.
"Senin elin yandığında ben de hissettim acısını." Minho'nun jetonu yeni düştüğünde donmuştu.
Jisung'un ona korkarak baktığını fark ettiğinde onu kendine çekti ve kollarını etrafına sardı.
"Korkma bunların olacağını zaten biliyorduk. Senin canını acıtmamak için kendime dikkat edeceğim ben.".
Jisung papatya kokusunu içine çekerken bir damla gözyaşı Minho'nun beyaz sweatshirt'üne damlamıştı.
Minho'ya sarılmayı bırakıp konuştu "Onun için korkmuyorum. Bu 3. evreye geçtiğimiz anlamına geliyor ve sen..." Minho onun konuşmasını kesmek için dudaklarını kullanmıştı.
Gözyaşları birbirine karışırken Minho sincabının çenesi bıraktı ve alınlarını yasladı "Ne demiştik? Geleceği değil şimdiyi düşüneceğiz.".
Jisung başını sallayıp tekrar önündeki gence kollarını sarmıştı. Minho sincabın saçlarını karıştırıp oraya bir öpücük bıraktı.
"Hadi gel filmi izleyelim."
🗣️👤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Fanfiction» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...