Minho'nun Chan'ın yatağında uyanıp Chan'ı bir daha evde görmemesinin üstünden birkaç gün geçmişti.Jisung'un da anksiyete krizleri artmış dışarıya adım atmaktan korkmaya başlamıştı. Bu nedenle bir haftalığına izin almış evde vakit geçirmeye başlamıştı.
Felix ve Changbin ise ilişkilerini bir ileri seviyeye taşımış sevgili olmuşlardı. İkisi de arkadaşlarının sorunlarıyla ilgilenmekten birbirleriyle doğru düzgün vakit geçirememişlerdi.
Minho okulun arka bahçesindeki banklardan birine oturdu. Bugün şansına hava soğuktu ve bahçede çok fazla insan yoktu.
Düşünmek için en uygun zamanı bulmuştu. Okul saatleri içinde kullanması yasak olan telefonundan müzik açtı ve kulaklıklarını taktı.
Ellerini iki dizi arasında birleştirmiş başını geriye doğru yatırmıştı. Bahçenin bu tarafında kamera veya öğretmen olmazdı. Bu yüzden daha fazla bir rahatlık vardı üstünde.
Önce Jisung'u düşündü. Ona karşı neler hissettiğini, iyi olup olmadığını veya ondan nasıl uzak duracağını düşündü. Kafasını daha fazla karıştırmak dışında hiçbir işe yaramamıştı.
Ardından Chan'ı düşündü. Nerede kaldığını neden eve gelmediğini merak ediyordu. Ya da ona kendini nasıl affettireceğini planlıyordu. Chan'ın yanına gidip beni affet dese Chan zaten onu affederdi. Affederdi değil mi?
Son olarak da Changlix'in ilişkisini düşünüp mutlu oldu. İkisi birbirini gerçekten çok seviyordu ve sonunda birleşmişlerdi.
Kulağındaki müzik değişmeye devam ederken bir süre aynı pozisyonda kaldı. Yanında birinin varlığını hissedene kadar da pozisyonunu değiştirmemişti.
Yanına oturan kişi dizini dürtünce başını normal konuma sokmuş kulaklıklarını çıkarıp yanındaki kişiye bakmıştı.
Birkaç gün önce tanıştığı Jeongin adlı çocuğu görmeyi beklemiyordu ki bir süre şaşırdı. Jeongin de ona tek kaşı havada imalı bir şekilde gülerek "Okulda bunlar yasak yalnız" demişti.
Minho göz devirmiş ardından omzunu silkmişti "İnsanlara yasak". Jeongin bu lafı sevip sırıtmaya başlamıştı.
"Irkçılık yapıyorsun yalnız şu an." Sırıtmaya devam ediyordu yanındaki ruhsuz adamın aksine.
"Çok komikti bir daha olmasın." Jeongin yanındaki çocuğun bir sıkıntısı olduğunu fark ettiğinde iki kaşını da havaya kaldırarak geriye çekildi.
"Bugün bir haller var sende ben hiç bulaşmayım." Minho bir daha gözlerini devirdiğinde Jeongin ortamı yumuşatmak için başka bir şey söylemişti.
"Noldu kız meselesi mi?" Bu soru ortamı yumuşatmak yerine daha fazla karamsarlaştırmıştı.
Minho uzun süre sessiz kaldıktan sonra aklına gelen soruyla Jeongin'e dönmüştü "Son zamanlarda kuklasına aşık olan kuklacı adlı bir kitabı kaybettin mi?"
Jeongin bu soruyla kaşlarını çatarken "Sen nereden biliyorsun?" diye sormuştu.
Minho o kitabın gizemini çözdüğü için gülümserken Jeongin bu gülümsemeyle kaşlarını daha çok çatmıştı.
"Soru sordum farkındaysan." Minho Jeongin'in ciddiliğini fark edip kendisi de ciddileşmişti.
"Arkadaşım kütüphanede bulmuş o kitabı. Seninmiş demek ki." Jeongin oturduğu yerden ayaklanırken bir eli saçlarına gitmişti.
"O kitabı geri almalıyız. O kitabın son sayfalarında okunmaması gereken şeyler var. Kitabı okumamış değil mi?" Endişeyle hızlı hızlı konuştuğunda Minho tek kaşını kaldırmış Jeongin'e bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puppeteer
Hayran Kurgu» İnsanların haberi olmadan insanlarla beraber Dünya'yı paylaşan kuklacılar yaşamak için kuklaya ihtiyaç duyarlar. Kuklacı Minho, tek arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan ve anksiyetesi olan Jisung'u kuklası seçer. Peki bundan sonra ne olacaktır? ...