KORUMA | bxb

Büyük Toplantı

12.11.2020

***

Sabah büyük bir sıkıntıya uyanmıştım. Başım da felaket ağrıyordu. Elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim. Aşağıya inip ablam ve abime baktım ama yoklardı. Mutfaktan çıkan Ayşe teyzeye:

''Bizimkiler nerde?'' diye sordum.

''Ablan kahvaltı yapıyor oğlum. Abin toplantı için erkenden gitti'' dedi. Kafamı sallayıp kahvaltıya oturdum. Deniz beni görünce sıkıntıyla baktı.

''Doruk, bugün bir şeyler yapalım. Herkes gitti çok sıkılıyorum.'' Etrafıma baktım. Birkaç koruma dışında kimse yoktu. Ne toplantıymış be...

''Arkadaşların gittiğinde bir kardeşin olduğun hatırlamışsın ablacığım.'' dedim çayımı yudumlayarak. Bana bakıp homurdandı.

''Seninle muhatap olanda kabahat. Ne diye soruyorsam...'' deyip çayından bir yudum aldı o da.

Tekrar kahvaltıya gömüldük. Sessizce kahvaltımızı yaptığım esnada aklıma gelen şeyle tekrar Deniz'e döndüm.

''Cihangir'i gördün mü?''

''Buralardaydı az önce. O da çok yoğun. İlgilenmedi benimle'' dedi dudaklarını büzerek. Aman sanki daha önce peşinden ayrılmıyordu.

Cevap vermeden yemeğime döndüm. Kahvaltı bittikten sonra bahçede Cihangir'i aramaya başladım ama görememiştim. Telefonumu çıkarıp aradım ancak meşguldü.

''Neredesin Cihangir...'' Sıkıntıyla oflayıp meyve ağaçlarının olduğu yere gittim. Sıkıntılı olduğum zamanlar hep yemek yerdim zaten. Bir şeyler atıştırmak beni mutlu ediyordu.

Elma ağacına gelip bir tane kopardım. Tişörtüme sürüp temizledim. Bir ısırık aldım. Elmamı yiyerek bahçede yürümeye başladım.

''Off geçmiyor... En iyisi çikolata yemek.'' Kendi kendime gülüp mutfağa gittim. İnşallah fıstıklı çikolatalarımdan kalmıştır diye düşündüm. Çekmeceyi açtığımda 4 tane olduğunu gördüm. Hepsini alıp mutfaktan çıkacağım esnada gözüm piknik sepetine takıldı. Biraz durup kendi kendime düşündüm.

''Ben delirdim iyice. Ne yapsam o aklıma geliyor. Çok aşığım çookk...'' diyerek iç çektim. Havuz kenarına gidip oturdum ve bir elmadan bir çikolatadan ısırarak yemeye başladım.

*****

Yazardan

Cihangir telefonu alıp tekrar Emir'i aradı. Çok beklemeden açılmıştı telefonu.

''Alo Cihangir...''

''Emir, ne oldu adam gönderdiniz mi toplantıya?''

''Gönderdik gönderdik ama...'' Emir'in sıkıntılı sesiyle kaşlarını çattı. Bir şey olmuştu...

''Ama...''

''Polis arkadaştan haber yok. Umarım o itler yakalamamıştır. Çok iyi korunuyordu orası. İnşallah içeriye birinin sızdığını anlamamışlardır. Yoksa bu operasyon uğruna bir can vermiş olacağız.''

Cihangir sinirle masaya vurdu. İşte kayıp vermeye başlıyoruz diye düşündü. Çok büyük bir operasyondu. Ve çok tehlikeli... Tekrar sorguladı yaptığı işi. Umarım boşuna çıkmaz diye düşündü.

''Tır peki... Onun için ekip gönderildi mi?''

''Merak etme oto yolda bekliyorlar. Geçer geçmez durdurulacak.''

''Tamam. Adamdan haber alınca bana söyle. Merak ediyorum.''

''Merak etme aslanım. El birliğiyle çökerteceğiz onları. Hem bu büyük toplantıda diğer pislikleri de yakalamış olacağız'' dedi. Doğruydu. Bu büyük bir uyuşturucu toplantısıydı ve diğer satıcılarda orda olacaktı. Bir taşla bilmem kaç kuş diye düşündü.