DEVRİN SULTANI

6.Müjdeli Haber

Şehzade Selim, Gülnar Haseki ile birlikte keyifli bir sabah kahvaltısı yapıyordu. Şehzade Selim, Gülnar Haseki'nin renginin solgun olduğunu ve bu gün daha bir sessiz olduğunu
fark etmişti.

"Gülnar'ım, çok sessizsin, rengin de solgun görünüyor. Allah korusun, yoksa hastalandın mı?"

"Yok, Şehzadem. Herhalde uykumu iyi alamadım, ondandır. Meraklanacak mühim bir durum yok."

Şehzade Selim'in içi rahatlamıştı zira biricik Hasekisinin bir sorunu olduğu      
fikri bile onu derinden   
endişelendirmeye yetiyordu.
Kahvaltı bittikten sonra Şehzade Selim, kalkarak terasa çıkmış, manzarayı seyrederken konuşmaya başlamıştı.

"Gülnar'ım, bu Sarayda seninle geçirdiğim günün her dakikası benim için dünyadaki tüm hazinelerden daha değerlidir."

Gülnar Haseki, terasa, Şehzade Selim'in yanına gitmek için ayaklanmış lakin bir anda başı dönmeye başlamıştı. Buna aldırış etmeden yürümeye devam etmişti lakin birkaç adım attıktan sonra vücuduna hakim olamayarak yere yığılıvermişti. Şehzade Selim,
gürültüyü duymuş, kaynağını öğrenmek için kafasını o tarafa doğru çevirdiğinde Gülnar Haseki'nin yerde boylu boyunca uzandığını görmüştü. Şehzade Selim, telaşlı bir halde Gülnar Haseki'nin yanına koşmuş, onu kucaklaşarak yatağına yatırmıştı.

"Gülnar'ım, neyin var? Uyan hadi."

Uyandırma çabalarının boşa gittiğini anlamış, yardım çağırmaya başlamıştı, Şehzade Selim.

"Ağalar, hemen hekim kadına haber verin. Derhal!"

Hekim Kadın, birkaç dakika sonra hemen Şehzade Selim'in dairesine gelmişti. Gülnar Haseki'yi muayene etmeye başladığında Şehzade Selim odanın kapısının önünde bir ileri bir geri dolanmaya başlamıştı. Aklına zuhur eden kötü düşüncelerden kurtulmaya çalışıyordu.Hekim Kadın kapıyı açtığı anda Şehzade Selim olduğu yerde durmuş ve sorgulayıcı bakışlarla onun söylediklerini
dinlemeye koyulmuştu.

"Hekim Kadın, Gülnar Haseki'min vaziyeti nasıldır?Neden bayıldı?"

"Şehzadem, korkulacak bir durum yoktur. Gülnar Haseki'miz gebedir, bayılmasının sebebi de bu. Gözümüz aydın olsun."

Şehzade Selim, duyduğu bu kelamlar karşısında sevinçten adeta havalara uçmuş ve Ebe Kadına birkaç kese altın vererek onu ödüllendirmişti.Ardından Baş Kalfa'ya bu kutlu haberi herkese duyurmak için haremde şerbet, lokma ve altınlar dağıtılması emrini vermişti. Odaya girdiğinde Gülnar Haseki daha yeni yeni kendine gelmeye başlamıştı. Şehzade Selim, hemencecik onun yanına yaklaşmış ve alnına bir öpücük kondurmuştu.

"Şehzadem, sizi de endişelendirdim. Yorgunluktan bayıldım galiba."

"Doğrusu çok endişelendim lakin bayılma sebebin yorgunluk değil."

Gülnar Haseki, şaşırmıştı bu cevap karşısında. Çünkü bayılma sebebinin yorgunluktan olduğunu düşünmüştü.

"O vakit bayılmamın sebebi nedir, Şehzadem?"

"Gebesin, Gülnar'ım. Allah'ın izniyle bir evladımız olacak."

Bu müjdeli haberi duyduğu anda mutluluktan masmavi gözleri dolmuştu, Gülnar Haseki'nin.Şehzade Selim'e sıkıca sarılmıştı. Birlikte evlatları için güzel hayaller kurup sohbet ettikten sonra Gülnar Haseki izin isteyerek daireden ayrılmıştı. Kendi odasına gitmek için taşlıktan geçerken evladı için şerbetler, lokmalar, altınlar  
dağıtıldığını görmüş, çok gururlanmıştı. Odasına döndüğünde Zeynep Hatun güler yüzüyle onu karşılamış ve sıkıca sarılmıştı.