Ben Günile Osmanlı İmparatorluğunun Kırımlı Prensesi.
Zekasını,güzeliğini,asaletini annesinden.
Cesaretini,savaşcı kişiliğini babasından alan Prenses.
Sultan Selimin Baş Hasekisi, evlatlarının talihli annesi Gülnar Sultan.
Güzelliği,zekası,asaleti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
》Beş Ay Sonra《
Gülnar Haseki, gebeliğinin beşinci ayında olduğundan karnı belirginleşmişti,gözle görülür şekilde fark vardı. Gülnar Haseki, dairesinde oturmaktan sıkılmış, Zeynep Hatun'la birlikte taşlığa inme kararı almıştı. Taşlığa indikten sonra Cariyeler o ve bebeği için güzel dualar ediyordu, yine de içlerinden birinin isteksizce ettiği anlamak çok da zor değildi. Çiçek Hatun, Gözdeler katına teşrif ettikten sonra kibre kapılmış,taşlıktaki diğer Cariyelere laf atmaya başlamıştı. Bu haberi Gülnar Haseki, Zeynep Hatun vasıtasıyla öğrenmiş, Çiçek Hatun'un önünü kesmesi gerektiğini fark etmişti. Gülnar Haseki, yüzünü Çiçek Hatun'a çevirmiş imalı bir şekilde onu tepeden tırnağa süzdükten sonra konuşmaya başlamıştı.
"Nasılsın, Çiçek Hatun? Seni pek bir durgun gördüm, bir sıkıntın mı var?"
"Hayır, Hasekim. Aksine çok mutluyum, Şehzade Selim'in Gözdesi olmak benim için mutluluk kaynağım."
"Halvete çağrılman, Gözde olman seni boş hayaller kurmaya sürüklemesin. Zira o hayeller içerisinde yok olup gidersin. Ne vakittir Gözdesin lakin gebe kalamadın, böyle giderse unutulup gitmen an meselesi."
"Allah'ın izniyle ben de en kısa sürede müjdeli haberi vereceğim. Lakin ne söylemeye çalıştığınızı tam anlamadım, Hasekim."
"Saf ayaklarını bir kenara bırak, Hatun. Cariyelere neler dediğini işitmediğimi mi sanıyorsun?Lakin o dediklerinin hiç biri olamayacak, bunu aklının bir köşesine kazı."
Çiçek Hatun, bu kelimeler karşısında kızmış tam cevap verecekken Baş Kalfa onu lafına başlamadan durdurmuştu.
"Çiçek Hatun, sen dairene çık. Fazla ayak altında dolaşma."
"Ama Kalfa Kadın, ben hiç bir şey yapmadım."
"Emirlerimi sorgulamak sana düşmez, Hatun. Derhal odana çık, fazla boş boğazlık yapmaya başladın yine."
Çiçek Hatun, diğer Hatunların ona alaycı bakışlarını ve aralarında konuşmalarını fark etmiş, hemencecik odasına gitmek için taşlıktan ayrılmıştı. Gülnar Haseki zafer gülümsemesi ile Cariyelerle konuşmasına devam etmiş, akşama doğru odasına dönmüştü.Biraz vakit geçtikten sonra Şehzade Selim onu görmek için gelmiş, yanında çok güzel bir taç getirmişti.
"Gülnar'ım, benim güzel dilberim. Sen ve bebeğimiz nasılsınız?"
"Çok sağ olun, Şehzadem. Allah'a hamdolsun ikimiz de iyiyiz."
"Bu tacı senin için kendim hazırladım, umarım beğenirsin."
"Çok güzelmiş, Şehzadem. Çok beğendim."
Gülnar Haseki, tacı incelerken bir anda yüzünü buruşturmuş,elini karnına koyarak "Ah!"demişti.
"Gülnar'ım, iyi misin? Hekim Kadın'a haber edeyim mi?"
