O kadar güzeldi ki eve geldiğimizden beri o dakikaları düşünüyordum. Notalar duygu ile birleşmiş ve adeta bize müzisyenlerin sırlarını fısıldamıştı.
Yer yer hüzün, yer yer özlem ve neşe hissedilmişti.
Vefa'nın solo çaldığı bir parça vardı. Yemin ediyorum size ağladım. Çok fazla duygu yüklemişti notalara.
Müzisyen değildim, piyanonun siyah tuşlarının çalındığını yeni öğrenmiştim bir kere! Ama insan etkileniyordu.
Anıl arkalardan bulamadığı için önlerden almıştı.
Cahil cahil gidip en öne oturmaktansa arkalardan gözlem yapıp sonra ortaya çıkmak istiyordum.İşte, önden almıştı ve resmen Vefanın suratına baka baka ağlamıştım. Bir ara benle göz göze bile gelmişti.
Ama bir saniye sürmüş sonra da gözlerini tekrar ellerine dikmişti.
O da haklıydı, sessizlikte ahenkle dans eden notaların arasına birinin burun çekme ve hıçkırık sesi karışıyordu.
"İyi misin kızım sen?"
Babam odama ne zaman girmişti?
"Efendim baba? İyiyim ben merak etme""Emin misin güzelim? Sana sesleniyor annen aşağıdan. Yanına git istersen."
"Tamam giderim. Ve iyiyim gerçekten. Sadece bu gün gittiğimiz o yer falan beni çok etkiledi. Çok güzelmiş meğer"
Gülümsedi ve yaklaşıp alnımdan öptü. "Beğendiysen yine gideriz. Hem bu sefer bende gelirim?"
"Gidelim! Ama yine Vefa Kederlinin olduğu bir tanesine gidelim"
Çünkü onu kendime yapmam için onu daha çok görmeliyim..."O kim?"
Damadın."Piyanist, ve çok yetenekli"
Ve damadın."Tamam canım. Onunkine gideriz"
Daha fazla konuşmayıp ikimizde aşağı indik.