Yanımda hıçkırarak ağlayan anneme baktım. Yine onun solo kısmında çeşmeye dönmüştük.
Burnunu hafifçe çekip bana döndü. "Bilseydim gelmezdim"
Dudağımla susmasını işaret ettim. Hönkür şakır ağlarken yine onunla göz göze geldim. Yine rahatsız mı olmuştu ağlamamdan.
Dur susayım.
Susamadım. Ama ona küçük bir tebessüm yolladım. Yine hızla benden çekti gözlerini ve çalmaya devam etti.
Bittiğinde biz hâlâ ağlıyorduk. Selamını verip sahneden çıktı.
Kulise gidip 'ulan vicdansızın oğlu biraz acı be acı!' demek istiyordum.
Herkes yavaş yavaş ayrılırken babam annemi sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Niye ciğerin çıkmış gibi ağlıyorsun? Piyano çaldı çocuk, toplu katliam gerçekleştirmedi"
Valla baba, bilemiyordum. Gerçekleştirmiş olabilir.
Şimdi burada abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz. Ama abartmıyorum. Hani bir şarkıya, resme, cümleye denk gelirsiniz de sizinle hiç alakası olmamasına rağmen yüreğiniz dağlanır adeta. Hissedersiniz onu. Etkisi altına girersiniz. Öyle yapıyordu. Öyle hissettiriyordu.
Sanki bize bir şeyler anlatmak istiyordu. Ama aynı zamanda anlamamızı istemiyordu. Bunu nasıl başarıyordu?
Hızlı şipşak bölüm atıyorum ki ilerleyelim. Kaçıncı hatırlamıyorum ama oralarda bir yerlerde hızlanıyoruz artık.
Normalde düzeltirdim tüm kitabı ama üşeniyorum. O yüzden böyle devam edicez belki sonra düzeltirim