Günün son bölümü olamadı.
Güzel miyim? Çok güzelim be!
Odadan hızla çıkıp Anılın odasına gittim. "Güzel miyim dünyanın en mükemmel kardeşi?"
Yağ çekiyorum ki, güzel olduğumu söylesin. Çünkü Anıl üstümdekiler hiç bakmadan, 'git değiştir hiç onlar olmuş mu?' diyen kanser insanlardandı.
Bana baktı. "Çok güzelsin ama üstüne kaban falan al üşürsün"
"Tamam alırım. Ay Anıl, biz ücreti hiç konuşmadık onunla ya?!"
Ne kadar para almam lazım şimdi benim?
"Bugün konuşursun sonraki derste ikisini birden verirsin. Dert etme."
Mantıklı kardeşim benim.
"Tamam o zaman ben gidiyorum. Öp beni"
Anıla yaklaşıp yanağımı uzattım. Öpünce geri çekildim o da önündeki kitaba geri döndü.
Kemanımı ve diğer şeyleri alıp evden çıktım. Ayağıma spor ayakkabılarımı geçirdikten sonra koşmaya başladım.
Koşmayı seviyordum, bu yüzden gideceğim yer eğer çok uzak değilse koşardım. Ve Vefa bana oldukça yakın bir konum vermişti. Attığı konuma geldiğimde iki katlı müstakil bir ev olduğunu gördüm.
Burada yaşıyorsun ve seni görmedim öyle mi?!
Kapıyı tıklattığımda sanki kapının önündeymiş gibi açtı hemen.
"Kapılarda mı bekliyordun bu ne hız?"
Dediğimde elindeki çöp poşetini gösterdi. "Çöp atacağım Şeyda. Sen gir içeri geliyorum hemen"Dediğini yapıp ayakkabılarımı çıkardım hemen. Ailesi nerede acaba? Kaynanam ile tanışayım.
Hemen ardımdan o da geldi. Beni oturma odasına götürdü.
"Köşedeki masaya otur, anlattıklarımı yazacaksın. Bunları not al, iyi bir kemanist olmak istiyorsan keman hakkında detaylı bilgi edinmelisin"
"Kemalist mi?" Keman çalmaya geldim ben burada siyaset mi tartışacağız?
"Kemanist, keman çalan kişi demek."
Heee, kemanist. Öyle desene aşkım ya!
"Tamam tamam, anlat bakalım"
"Keman, 14. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Kuzey İtalya'da, bu dönemden sonra Avrupa'da hızla yayılmıştır. Keman, viyola, çello aynı atadan gelir. "
"Ata mı? Irk mı bunlar?"
Bana ters ters baktı. Şirince gülümseyip dediklerini not almaya başladım.
"Keman aslında batı müziği enstrümanıdır ve en çok batıda kullanılır. Klasik, pop gibi müziğin birçok dalında kullanılabilir. 10 yıl öncesine kadar keman çalmak çok meşakkatli bir şey olsa da günümüzdeki metodları ve teknikleri geliştiği için 3 ila 6 ay arasında bir öğrenim süresi yeterli olur. İyi bir kemanist olmak istiyorsan günde en az 60 dakika çalman gerekir. Pratik yapmak bu işin temelinde yatar."
Odanın içinde yürümeye başladı. Çok ciddiydi bunları anlatırken. "1555 tarihinde ünlü keman yapım ustası Andrea Ameti ilk kemanı yapmıştır."
Kolay bir tarih şükür. 1555, aklımda tutarım bunu.
"Gelelim keman ve viyola arasındaki farka. Görsel olarak sana ikisini de göstereceğim. Bu viyola.."
"Aynılar" dedim elimdeki kemanı göstererek."Değiller tabii ki! Aynı olsalardı ikisi de keman olurdu. Viyola yapı itibariyle daha büyüktür. Gövde uzunluğu 41-45 cm arasıdır. Keman ile çello arasındadır. Diğer ismi ise Alto'dur"
"Ya ben keman çalacağım bana ne viyoladan!"
Bana ters ters bakınca yine şirince gülümsedim. "Tamam, anlat sen anlat"
"Sözümü kesme, soruların haricinde"
Başımla onayladım onu."Keman ise elindeki. Fiziki yapısı neredeyse aynı. Sakın karıştırma büyük olan viyola"
Kodlayayım hemen kafama. Viyola 6 harf, keman 5 harf. Viyola daha uzun olduğu için daha büyük.
Evet kodladım.
"Kemanda 4 tel var gördüğün üzere. Sırasıyla, mi, la, re, sol notaları. Notaları bir sonraki ders anlatacağım, şimdilik bunları bilsen yeter. ""Bir şey soracağım. Şimdi ben keman çalacağım ya, viyola da çalabilir miyim? Aynı keman eğitimimle"
"Çalabilirsin, yeterli pratikle viyolaya alışman yeterli. Temeli aynı çünkü."
"Çello ne peki? O hangisi yani?"
"Gel benimle" dedi. Onu takip ettim. Üst kata çıktı ve koridorun sonundaki odaya ilerledi. Açıp içeriye girmem için bekledi.
İçeri girdiğimde bir süre odayı süzdüm. Sağ köşede bir piyano vardı. Onun önünde bir kitaplık vardı ve içinde bir sürü şet duruyordu. Sanırım bu nota kitapları. Nota kitabı mı deniyor ki onlara¹? Neyse..
Odanın bir diğer köşesinde benim kadar bir keman duruyordu.
"Bu çello. En büyüğü.""Çalsana bana!" dedim heyecanla.
"Ben sana özel konser vermeyeceğim. Benim işim öğretmek. Şimdi lütfen salona inelim"
Onu dinlemeden kitaplığın önüne gittim. Biraz karıştırsa mıydım?
"Şeyda, lütfen inelim" dedi kapı ağzından. Oflayarak onu takip ettim.
"Bana bir gün çalar mısın?""Hayır"
Yerimde zıpladım çocuk gibi. "Ama istiyorum!"
"Her isteğin gerçekleşmez. Şımarık bir kız çocuğu gibi zıplamayı bırak ve derse dönelim."
"Şımarık değilim ben"
Suratıma bakmadı, cevap da vermedi.
Tamam şımarık bir çocuk gibi olabilirdim ama bunu yüzüme de vurma yani!1: nota kitabı değil, partisyon denir.