67

214 30 26
                                    

Yavaş yavaş finale doğru adımlamam lazım. Bölümleri uzatırsam rahatça yaparım bunu sanırım.

Anıl ve Gürkan olabildiğince benden uzak durmuşlardı. Anılın çok üzgün olduğunu net bir şekilde görebiliyordum. Defalarca özür dilemiş kast ettiği şeyin o olmadığını söylemişti. Sonuç olarak onu affetmiştim.

Kimisine göre haketmiyordu belki ama o benim kardeşimdi. Hatalarımız olurdu, birbirimizi eninde sonunda affederdik.

Gürkan, onunla hiç karşılaşmamıştım. Şu ana kadar.
Onun bir suçunun olmadığını zaman geçtikçe kabullenmiştim. Kızgındım ama kırgın değildim.
O an, aklının Anılın söylediğinden çok bende olduğunu anlayabiliyordum.

Şu an karşımda duruyordu. Koridorun ortasında bakışıyorduk.

Benden hoşlandığını unutup ona çok sert şeyler söylemiştim. Çok utanıyordum.

"Özür dilerim" dedim. Nedenini anlayamadı bir süre. "Neden özür diliyorsun? Benim dilemem gerek"

"Benden hoşlandığını unutup sana çok sert konuştum. Yüzüne karşı olmasa da kalbini kırdım."

"Benimki sadece bir hoşlantı değil Şeyda. Ben seviyorum seni."

Dondum. Seviyorum mu demişti o? Bunu beklemiyordum.
Hoşlantı ve sevgi çok farklı şeylerdi.
Sevgi çok başka bir boyuttaydı.

"Şeyda, biliyorum onunla sevgilisin şu an. Ama şunu bil, ben hep buradayım. Beklerim seni tamam mı? Onun bir heves olduğunun farkındayım. Çünkü sen ona, benim sana baktığım gibi bakmıyorsun. Çünkü sen onu sadece merak ediyorsun. Şunu unutma, ben bir heves değilim. Ben gerçek olanım. Ve hep burada kalacağım" dedi başımı tutarak.

Gözlerimi kırpıştırdım. "Biliyorum kafan karışıyor ama amacım bu zaten Şeyda. Fark et artık açıkca ortada olanı. Zamanını daha fazla harcama ve gel. Gel ne olursun ben sana hiç kavuşamamışken seni çok özledim"

Gözlerim doldu. Ne diyordu lan bu?

Bir adım geri çıkıp koşarak odama girdim.
Ne diyordu ya bu!?

Vefa*

"Çok kızgınım sana Vefa! Elin kızına yaptığın şeylere bak! Onu Vera hak ediyor bak ben sana söyleyeyim. "

Güldüm. "Ceylan, Veraya da yaparım. Ama bu onun. Lütfen şimdi onu bana ver. Şeydayı niye kıskanıyorsun ki?"

"Ben kıskanıyorum evet! Beyefendi sürekli tek takıldı takıldı o süre zarfında bize hiç hediye bile almadı şimdi birini bulmuş hemencecik hediyeler bir şeyler falan! Seni ben büyütmedim mi ulan?!" dedi kafama vurarak.

"Ceylan, 6 yaş var aramızda. Ne büyütmesi ya?"

"Sus, sen daha portakalda vitaminken ben dünyada konuşmayı sökmüş, dedikoduyu öğrenmiştim!"

Güldüm. "Ya ama neden azar işitiyorum ki? Alt tarafı bir hediye ya!"

"Alt tarafı bir hediye? Annenin sana uyurken çaldığı parçaları çalıp, müzik kutusu yaptırmışsın. Söylesene bu alt tarafı bir hediye mi? Hı? Zaten veremedin bir türlü. Bence o Veranın kısmeti. Hadi annesi kardeşine ver onu" dedi yanaklarımı sıkarak. Ellerini uzaklaştırdım.

"Ona daha güzelini yaparım söz"

"Daha güzelini değil ona istiyorum" dedi elimdeki müzik kutusuna bakarak. Kutu yuvarlar bir kutuydu ve üstünde bir piyano ile bir adam vardı.

O adam bendim bu arada.

Araya not:, medyadaki ama adam mozart değilde Vefaymış gibi yapalım :)

"Veranınkine yanıma Verayı da yaparım"

Adını sıkça duymuş olmalı ki kapıda belirdi Vera. "Yoydu?"

"Ne olacak kızım? Dayın elin kızlarına hediye alıyormuş!"

Paytak adımlarla bana gelen Veraya baktım. Boyunun yettiği yerlere vurup duruyordu.

"Cim o? Cim? Anne yayım beni sevyiyor"

Vurmayı kesip Ceylanın bacağına yapıştı. Al işte, ben biliyordum böyle olacağını!

Vera ile kısıtlı bir vakit geçiriyorduk. Babam evde değilse, bu süre uzuyordu. Ama birbirimizi seviyorduk. Hem, daha küçücüktü. Sevgiden başka bir duyguyu bilmiyordu ki.

"Dayın bizi sevmiyor" diye kızına sarıldı Ceylan. AMA SENDE NİYE GAZA GETİRİYORSUN Kİ!?

"Yayımın sevdisi kızlayı sevyiyoyum"

Tamam, sevgiden başka öğrendiği bir duygu var. Kıskançlık.

"Öyle olur mu Dayım? Ben en çok seni seviyorum"

"O yaman yiye bana hetiye almıyosun"

"Çünkü, çünkü seninki henüz süpriz. Söylersem önemi kalmaz"

Vera annesinden ayrılıp bana döndü. Gözleri parlıyor çocuğun.

Gülümseyerek bu sefer benim bacağıma sarıldı. Müzik kutusunu köşeye bırakıp kucakladım onu.

"Hadi gel oyun oynayalım dayım. Ben prenses olacağım"

"Ben! Ben oyacasım"
Omuz silktim üst kata çıkarken. "Yo, ben olucam. Sende prensim ol tamam mı? Kurtar beni"

Kaşlarını çattı. "Sen preys oy!"

"Prensler kız olur bir kere"

Alt kattan Ceylan bağırdı. "AĞLATMA KIZI DA PRENSES OLSUN İŞTE! ANAN SENİ KIZ DOĞURSAYMIŞ AYOL BU NE SEVDA?"

Kahkaha atarak Veranın odasına girdim.

"Tamam prens olayım madem"

Vefayı bir abi olarak çok seviyorum. Verayı da seviyorum.

VE ÇOCUK AĞZI YAZMAK NEDEN BU KADAR ZOR! normalde normal yazardım ama Verayı normal yazasım gelmiyor.

Şeyda mal bu arada :/

Piyanist' | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin