Vefa: günaydınn
Şeyda: günaydınnnnnnn
Vefa: nasılsın güzelim?
Şeyda: iyiyim **-**.. Sen?
Vefa: idare ediyoruz. Provadayım şimdi. Orkestra şefinin kızgın bakışları altında seninle konuşuyorum.
Vefa: çünkü yürek yedim
Şeyda: -_-
Vefa:, neyse hadi ben prova gidiyorum. Orkestra şefi bana çok kötü bakıyor. Akşam seni bir yerlere götüreceğim.
Şeyda:, iyi git bari.
Vefa: sonra görüşürüz sevgilim
Vefa çevrimdışı
Şeyda: ne? Ay bir daha söyle
°°°
Gürkan: Şeyda, konuşalım mı biraz?
Şeyda: ne konuşacağız?
Gürkan:, bir şey göstereceğim sana
Şeyda: ne göstereceksin?
Gürkan: yüz yüze iken görürsün
Şeyda:, peki, çıkıyorum yarım saat sonra, alt mahalledeki parkta buluşalım
Gürkan: tamam
Görüldü'
Vefa*
Provamdan sonra yakındaki bir kafeye oturdum. Yorulmuştum. Bir opera hazırlıyorduk. Mitolojiyi konu almasını istemişlerdi.
Neden peki? Ve işin yorucu kısmı ağırlıklı olarak piyano ve arp olacaktı. Tek küçük bir hata her şeyi değiştirirdi.
Ve şef biraz bana yükleniyordu.İlk kez opera için çalışıyordum. Bir daha yapmam diyemiyordum çünkü içinde bulunduğum orkestra bunu sevmişe benziyordu.
Kafamı masaya koydum. Başım ağrıyordu.
Karşıma biri oturunca kafamı kaldırıp ona baktım."Niye ölü gibi bakıyorsun?"
Güzel, orkestrada arp çalıyordu. Bu arada adı Güzeldi.
"Öldüm çünkü!"
Gülümseyip arkasına yaslandı. "Orkestra şefi bilet ayırtacak var mı diye sordu bu arada. Gerçi sen hiçbir zaman ayırtmıyorsun ama"
"Niye ayırtayım?" Dedim masaya kafamı koyup gözlerimi kapayarak. Uyuyacağım.
"Sevdiklerin falan gelir? Utanıyor musun yoksa? Ben olsam bende utanırım, bu kadar beceriksizken yakınlarımı çağırmaya"
Aşağıdan ayağımla bacağına vurdum. "Sen kendi beceriksizliğini bana yükleme kızım"
"Ne beceriksiz olacağım be? Arp çalıyorum ben. Bu sefer benim solom olacakmış. Korkuyorum ya batırırsam"
Son anda konuyu değiştirdi. Bundan gerçekten beceriksiz olduğunu düşündüğünü çıkarabilirdim."Batırmazsın, merak etme. Öyle bir şey olursa arkadan sana piyano ile destek çıkarım ben. Beceriksizliğini kapatırım üzülme"
Gelen garsondan iki kahve sipariş etti. "Bana niye sipariş verdin?" Dedim kafamı sonunda masadan kaldırarak.
"Sana niye vereyim? İkisi de benim. Sen burada uyurken boş boş bekleyemem"
Gözlerim parladı galiba
"Uyursam bekler misin? En son geçen sene uyuya kalınca atıldım kafeden. Evime gitmem gerekmiş."
"Beklerim, uyu sen hadi."
Hızlıca işitme cihazlarımı çıkarıp cebime koydum. Ardından ceketimi çıkarıp kafama örttüm ve ışığın kesildiğine emin olduktan sonra uyudum.Güzel bir anda eklendi hikayeye. Valla bu benim aklımda da yoktu..