53

205 28 17
                                        

Elimi ceplerime koydum ve yürümeye başladım. Güneş batıyordu ve bende ağlayarak yürüyordum.

Hep Anıl olursa asla yalnız kalmam diye düşünmüştüm. Ben yalnızlıktan, yalnız hissetmekten korkardım çünkü. Bunu en çok o bilirdi.

Üniversiteye başlarken o kadar üzülmüştüm ki ayrı okullarda olacağız, yalnız kalacağım diye.

Alışmıştım sonradan ama bazen hâlâ korkardım kampüs bahçesine adım atmaya.

Şimdi Anıl da yoktu yanımda. İlk defa üzüldüğümde yanımda yoktu. İlk defa fark etmemişti belki de.

Fark ettiyse bile ona söyleyemezdim ki, ya ona söylersem ve yüzüme karşı söylediklerini tekrar ederse? Nasıl kaldırırdım.

"Şeyda? Niye ağlıyorsun?"

Kafamı kaldırdığımda Vefayı gördüm. Onun mahallesine kadar gelmiştim demek.

"Boşver, inanmazsın bana zaten" diye mırıldandım.
Haklıydı, ona da kızamıyordum haklıydı çünkü.

Kendime kızgındım en çok. Vefayı kırdığım için kendime kızgındım. Hakkımda öyle şeyler düşünmesine sebep olduğum için de kendime kızgındım.

Bu durumda bile Anıla kızamıyordum. Kırgındım ama kızamıyordum.
Aptalın tekiydim.

"İnanırım. İnanacağım. Anlatmak ister misin?" Dedi kollarımı tutup kendine döndürerek.

"Vefa, bırak beni"

"Üşümüşsün, hava buz gibi zaten. Bere alsaydın ya başına, kulakların kıpkırmızı olmuş"
Dedi yüzüme dokunarak. Kafasındaki bereyi kafama geçirdi sonra. Montumun cebindeki elimi çıkarıp tuttu ve evine doğru sürüklemeye başladı.

"Vefa bırak beni."

"Hayır, kendine gelmeden bırakmam seni Şeyda. Dalgın dalgın yürüyorsun, ya bir şey olsaydı? Kaybolsaydın? Sokakta yürürken dikkatli olmalısın. Hırlısı var, hırsızı var, sapığı var..."

Sözünü kestim. "Teşekkür ederim Vefa"

Durdu ve omzunun üstünden bana baktı. "Neden?"

"Seni o kadar üzmeme rağmen hâlâ benimle ilgileniyorsun"

Tamamen bana dönüp bir adım attı. "Henüz hevesin kaçmadıysa bir süre daha ilgileneceğim. Senin aksine ben sana değer veriyorum"

Yutkundum. "Bende sana değer veriyorum ki"

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten. Sadece ilk baştaki gibi bir heves mi yoksa etkilenme mi yoksa hoşlantı mı çözemiyorum. Ne hissettiğimi bende bilmiyorum. Bu yüzden inkar edemedim dediklerini. Doğru olmasından o kadar korkuyordum ki içten içe. Aslında hep sorguladım bunu biliyor musun? İçimden hep heves değil dedim kendime. Heves olmasını istemiyorum çünkü Vefa. Gerçek olsun istiyorum."

Gülümsedi ama mutluluktan değildi. Buruktu gülüşü. Gözlerini benden çekip kolumu tuttu. Sonra beni yavaşça ilerletip, içeri evine soktu.

"Önce biraz ısın sonra konuşalım"

Kitabı finaline kadar yazdım. Kendimi durduramadım kitap sonu notunu bile yazdım!

Artık huzurla taslaktaki kurgumu yazabilirim ƪ(˘⌣˘)ʃ

Piyanist' | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin