60

221 29 73
                                    

Medya: Dük, ama biraz daha büyük hayal edin. Çok değil biraz daha sadece.

Bu bölüm, sonunda bu bölüme geldik..

Üstüme son kez bakıp Vefanın beresini kafama geçirdim. Kemanımı alıp evine doğru yürümeye başladım.

Keman derslerime devam ediyorduk. Gayet iyi gidiyordum. Sonunda arşe denen aleti sakin kullanmayı öğrenmiştim.

Bahçesine girdiğimde kapısını çaldım hızla. İçeriden yine köpek sesleri geliyordu. Bu hayvan da bir gün vardı bir gün yoktu.

Çok tatlıydı aslında. Kocaman zeytin gibi gözleri vardı.
İsmini de hiç sormamıştım.

Kapı açılınca içeri girdim.
"Vefa"

"Efendim?" Dedi peşime takılırken. Köpek de onun peşinden geliyordu.

"Köpeğinin adı ne?"

"Dük"

Bakışlarımı ona çevirdim. "Erkek mi?"

Gülerek reddetti. Kaşlarımı çatıp ona çevirdim bakışlarını.

"Neden Düşes koymadın o zaman?"

"Çocuktum, annesinin adı Düşesti zaten. O doğunca onu erkek sandım. Dük koymak istedim ve koydum da. Sonra annem onun kız olduğunu söyledi. Adı dük kaldı sonra da"

Hikayede bir absürtlük var. "Çocukken dük ve düşes ne demek biliyor muydun?"

Evet tek dikkat çeken nokta buydu.

"Evet, Düşes ne demek diye sormuştum anneme o zaman öğrendim. O zamana kadar düşen ses anlamına geliyor sanıyordum"

Masum..
Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım. "Çocuk, kaçtır konuyu değiştiriyorsun ver artık şu telefon numaranı!"

Seslice güldü. Sonra da odadan çıktı. Peşinden gitmeye başladım. "Şimdi de kaçıyor musun?!"

"Sakin ol kızım, telefonumu alayım önce, sonuçta benimde senin numaranı almam lazım"

"Ben sana mesaj atınca alırsın"

Omuz silkti. "Şimdi almak istiyorum"

"Çocukluk yapmasana alırsın ben sana mesaj atınca hadi"

"Sen çocukluk yapma. İki dakika daha sabret"

"Hiç güvenmiyorum sana, her an konuyu değiştirebilirsin"

Güldü. "Söz, değiştirmeyeceğim"

Telefonunu bana uzattı sonra. Bulmak için tüm üst katı gezmiştik.
Bende cebimdeki kendi telefonumu ona uzattım.

"Şifren var Vefa!"

Telefonu elimden alıp şifreyi girdi. Parmak hareketlerinden az çok anlamıştım.

Şifresi pindi ama hangi rakam nerede onu biliyordum sonuçta.

Tekrar bana uzatınca numaramı girdim.

SONUNDA BU ANI YAŞIYORDUM! SONUNDA SONUNDA!

Gerçekten o kadar uzun zamandır istiyordum ki numarasını. Hep bir şeyler olmuştu.

"Muradına erdin mi?"

"Hihi, evet"
Gülümseyerek alt kata indim.

"Şeyda, kemanın başına geç hadi, muhabete gelmedin buraya"

"Ya of misafirim şurada be, bir çay koy içelim"

Bana bir süre baktı.
"Keman çalışalım sonra ben seni bir şeyler yemeye götürürüm"

Piyanist' | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin