Göktuğ'un suratında derin çizgiler belirdi, gözünde ufak bir ışık söndü, kaşlarını çatmak istedi ama yapamadı. Dudaklarının kuruduğunu hissetti. Duyduklarının doğru olmaması için dua ediyordu ama beyni Erdem'in ona söylediği lafları aynı eski bir teyp kaseti gibi tekrar ve tekrar çalıyordu.
"Alvina benim eski sevgilim Göktuğ."
Göktuğ kusmamak için dudaklarını ısırdı, akşam içtiği tüm şaraplar ağzından aşağı dökülecekti. Bacaklarının hafifçe titrediğini hissediyordu. Gerçekten bu kadar güçsüz müydü?
İlk başta bir şey demedi ama kendini hızla toparladı. Yüzünde şaşkınlık belirtisi olan bir nida koydu.
"Öyle mi! B-ben bunu bilmiyordum Erdem."
İster istemez birkaç kelime kekelemişti. Anca bu kadar toparlayabilmişti kendini.
"Evet öyle. Güzel bir ilişkimiz oldu."
Erdem bu lafları söyleyince Alvina'nın yüzü kızardı. Aynı şekilde Göktuğ'unda kızardı ama Göktuğ'un utangaçlıktan değil, öfkeden kızarmıştı.
"Pek güzel olduğu söylenemezdi. Abartma Erdem." dedi Alvina.
Erdem muzip bir ifadeyle sırıttı. Alvina'ya karşı koyarcasına söylendi.
"Abartı değil ki tatlım. İkimizde biliyoruz ki aramızdaki geçen şeyler oldukça özeldi."
Eğer şartlar başka bir şekilde olsaydı, şayet Erdem yakın arkadaşı olmasaydı. Göktuğ onun kafasını tuttuğu gibi yanlarındaki kolonun birine vururdu, daha sonra hiddeti son bulana kadar ona tekmeler savururdu.
Alvina derin bir iç çekti. Erdem ile uğraşmak istemediği oldukça belli oluyordu. Ortamdan da ayrılamadığı için resmen buhran geçirecekti. Biri yardım etsin diye çığlık atacak kıvama gelmişti.
O sırada Göktuğ'un koluna biri girdi, Göktuğ istemsizce irkildi. Beynini Erdem ile Alvina arasında geçenleri tarttığı için çevresindeki gelişen olaylara dikkat etmiyordu. Aniden ona biri dokununca irkilmişti.
"Neredesin aşkım? Ben çok bekledi seni."
Gelen kişi Anna'ydı. Göktuğ'un başının belasıydı. O an onun suratına karşı "Beni rahat bırak be kadın!" dememek için zor tutuyordu kendini.
"Ah Göktuğ! Sevgilinden hiç söz etmedin bana." diye söylendi Erdem.
Göktuğ suratını astı. Umursamaz bir tavırla konuştu.
"Sevgilim değil o Erdem. Eski sevgilim."
Anna'nın suratı düştü ama çabuk toparladı kendini. Galiba o da Göktuğ'un ona karşı olan tavrına alışmıştı. Sanki Göktuğ'un ağzından çıkanlar şakaymış ve o şakaya ayak uydursun diye Anna'da ayrılarmış gibi davranıyordu.
"Merhaba ben Anna. Tanıştığımıza memnun oldum."
Erdem ona uzatılan eli büyük bir centilmenlikle hafifçe sıktı ve gülümsedi.
"Memnun oldum Anna. Bende Göktuğ'un lisedeki en yakın arkadaşlarından biriyim. İsmim Erdem."
Anna sevimli denilebilecek bir ifadeyle sırıttı. Herhalde erkekler onun bu halini görse dibine düşerlerdi ama Göktuğ suratını asmış bir ifadeyle ona bakıyordu.
Alvina'da kaşlarını çatmış, Göktuğ'un eski sevgilisini baştan aşağı süzüyordu.
"Öyle mi? Göktuğ bana sizden hiç bahsetmedi. Doğrusu o hiç eski hayatını anlatmaz bana."
Erdem ufak bir kahkaha attı. Anna'nın şirin ve komik olan konuşması hoşuna gitmişti.
"Uzun süredir birbirimizi görmüyoruz. Ondan bahsetmemiştir. Bu arada bir şey söyleyeceğim, Türkçeyi gayet güzel konuşuyorsun, ne zamandan beri Türkiye'desiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Serçe (+18)
Teen FictionDudakları yavaşça boynumdan aşağı doğru inmeye başladı. Aldığım zevk anlatılamazdı. Gözlerimi kıstım ve başımı geriye doğru atarak duvara yasladım. O ise göğüslerimin üstünü öpmekle meşguldü. İlk başta öpüyor daha sonra ufak ısırıklarını hırsla göğ...