B13

33.2K 1.2K 226
                                    

Kapıdan giren kişinin kendisine güvendiğini belli eden bir havası vardı. Yüzündeki kendini beğenmiş sırıtış bunu kanıtlar nitelikteydi. Büyük ihtimal hayatı boyunca para için bir başkasının yanında çalışmamıştı, ya da para sorunu çekmemişti. Ailesi tarafından şımartılmış ve ona dünyanın merkezi muamelesi çekilmişti.

İçeri girdiğinde bana doğru hayran hayran baktı. Kafasından geçen az çok fantezileri tahmin edebiliyordum.

"Üzgünüm canım." diye düşündüm.

Senin gibi biri Gümüş Serçe'yi elde edemezdi.

"İyi akşamlar Gümüş Serçe." dedi, sesi oldukça kibar ve yumuşaktı.

Yüzüme ukala bir gülüş kondurdum. Onu küçümseyen, onu hor gören bir ifade ile karşındaydım.

"İyi akşamlar Göktuğ Bey. Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk." duraksadı. "Bana Göktuğ diyebilirsin, aramızdaki resmiyeti kaldıralım."

Omuz silktim ve bacak bacak üstüne bastım. Gözlerini anında sütun gibi bacaklarıma diktiğini fark ettim. Yüzünün bir bölümünün kızarmaya başladığını gördüm. Lakin anında kendini toparladı ve eski haline döndü.

"Tabi Göktuğ. Sen nasıl istersen? Oturmaz mısın?"

Göktuğ kafasını salladı ve karşımda duran tek kişilik yeşil renkli koltuklardan birine oturdu.

"Elbette. Teşekkür ederim."

Kuşkuyla onu süzdüm. Acaba bana ne diyecekti? Umarım ahlaksız bir teklif yapmazdı. Bu hareket onu gözümden düşürmekten başka bir işe yaramazdı.

"Nasılsın?" diyerek söze başladı.

Garip. Sanki yıllardır arkadaştık ve uzun zaman sonra tekrar görüşüyormuşuz gibi davranıyordu. İlahi Göktuğ!

"Teşekkür ederim. Sen nasılsın?"

Doğrusu bu konuda onu suçlamıyordum. Sonuçta biriyle konuşurken her insan "Nasılsın?" diyerek başlardı.

"İyiyim."

Kısa bir sessizlik anı yaşadık. Büyük ihtimal söylemek isteyeceği şeyi söylemekte oldukça çekiniyordu. Sonuçta koca bir şirketin sahibi de olsa o da bir insandı. Her insan gibi zayıf yönleri vardı ve ben onun zayıf yönüydüm.

"Buraya neden geldin Göktuğ?" Sesim oldukça beklenti doluydu. Aslında onu biraz cesaretlendirmek istiyordum. Benimle ilgili hayallerini öğrenmek istiyordum.

Duruşunu dikleştirdi. Söyleyeceği şeyi büyük ihtimal evde birçok kez provasını yapmıştır hem de aynaya karşı. Ne kadarda zavallıca!

"Şey, ben sizi bir akşam yemeğine davet etmek istiyorum. Sadece ikimizin olacağı bir yer."

Beğeniyle gülümsedim. Bakışlarımla onu cesaretlendirmek istiyordum.

"Bu yer neresi olacak peki?"

Göktuğ güvenle gülümsedi. Onu teşvik edişim kendine olan güvenini artırıyordu. Lakin fark etmediği bir şey vardı ki o şişen egosu birazdan aynı bir balon gibi patlayacaktı. Bağırışları ise o balonun patlayış sesi olacaktı.

"Alsancak'ta denize bakan bir restoran da. Komple restorandı kapattıracağım."

Bak sen şuna, parasının çokluğunu belli edercesine hava atıyordu. Belki diğer kızlar bu jestin karşısında dizlerinin bağı çözülebilirdi. Fakat ben Gümüş Serçeydim. Diğer kızlarla alakam yoktu.

Gümüş Serçe (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin