Bu gerçek olamazdı, imkansızdı. Hatta bunun gerçekleşme ihtimali yok denilecek kadar azdı. Tüm iradesiyle önündeki gerçeği kabullenmemeye çalışıyordu ama beyni bunu reddediyor ve önündeki gerçeği göz önüne sokuyordu. Ağzından çıkan cümleler kendisine ait değil gibi hissediyordu. Sanki biri bir anda onu kontrol etmeye başlamıştı.
"Alvina sen şizofren misin?"
Karşısındaki kişinin Alvina olmadığı kesindi, ona nazaran daha kötücül bakışlara sahipti, acımasızdı, ona değersiz biriymiş gibi bakıyordu. Vücudunun duruşunda bile bir değişiklik vardı, daha dik, daha özgüvenli duruyordu.
Ona yaklaştı, yüzünde memnun olmayan bir ifade vardı.
"Bu seni hiç ilgilendirmez, küçük pislik. Köpekler gibi Alvina'nın peşinde koştuğunun farkındayım. Bir daha onun yanına yaklaşırsan seni doğduğuna pişman ederim."
Farklıydı, kendinden üçüncü bir şahıs gibi bahsediyor ve onu koruması gerektiğini belli ediyordu. Peki içindeki diğer kişilik kimdi, doğrusu neydi?
"A-alvina sana neler oldu?"
Karşısındaki bir küfür savurdu. Onunla konuşmaktan sıkılmış gibi davranıyordu.
"Anlamıyor musun be geri zekalı. Şu an karşında Alvina yok, bunu anlayamayacak kadar kafan basmıyor mu?"
Kabaydı, oldukça kabaydı. Alvina böyle değildi, hiçbir zaman böyle olmamıştı.
"Delirmişsin sen! Aklını kaçırmışsın! Seni akıl hastanesine yatırmak lazım."
Ufak bir kahkaha patlattı. Söylediği laflar hoşuna gitmişti. Erdem'in ise kafası karışıktı, söylemiş olduğu laflardaki komik tarafın ne olduğunu bulamıyordu.
"Kim beni akıl hastanesine atacakmış merak ediyorum."
Erdem öfkeyle kaşlarını çattı. Teminden beri ona hakaret eden Alvina'nın ikinci kişiliğine haddini bildirmesi gerektiğinin farkına varmıştı. Onun önünde eli önünde duramazdı, Alvina için bir şeyler yapması gerekliydi.
"Alvina çok üzgünüm ama senin tedavi olman gerekiyor. Şizofrensin, içinde ikinci bir kişilik kurmuşsun. Ne olursa olsun senin iyileşmen gerekiyor. Bunun için elimden gelenin en iyisini yapacağım ve seni en iyi hastanelerde tedavi ettireceğim."
Alvina'nın ikinci kişiliği tekrar bir kahkaha patlattı, sanki söylediği kelimeler şakadan ibaretmiş gibi davranıyordu.
"Aptal! Kim inanır sana? İlgili kurumlara gidip "Alvina Aksel'in ikinci kişiliği var, onu akıl hastanesine mi yatırın?" diyeceksin. Hangi mal sana inanır?"
Erdem öfkeyle ellerini sıktı. Haklı olduğunun farkındaydı, bunu yapması için elinde bir kanıt olması gerekiyordu, şu anlık öyle bir kanıt olmadığı için bunu yapması imkansızdı. Belki onu ikna edebilirse, bunların hiçbirine gerek kalmazdı.
"Alvina'yla konuşabilir miyim?"
Bunları gayet kibar ve sakin bir şekilde dile getirmişti. Karşısındaki kişiyi ikna edemezdi ama Alvina eminim onun ne demek istediğini anlardı.
"Asla! Senin gibi biriyle asla Alvina'yı muhatap etmem. Asla!"
Erdem çaresizlik içinde olduğu yere kilitlendi, ne yapması gerektiğini çözemiyor ve bir şeyler bulamadığı için kendini yiyip bitiriyordu.
Kendi düşünceleriyle meşgulken ağzından birkaç laf çıktı, beyni Alvina'yı kurtarmak için o kadar uğraş içindeydi ki bedenin ondan habersiz bir şeyler yaptığının farkında değildi. Alvina'nın dibine yaklaşmış, doğrudan onun gözlerinin içine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Serçe (+18)
Teen FictionDudakları yavaşça boynumdan aşağı doğru inmeye başladı. Aldığım zevk anlatılamazdı. Gözlerimi kıstım ve başımı geriye doğru atarak duvara yasladım. O ise göğüslerimin üstünü öpmekle meşguldü. İlk başta öpüyor daha sonra ufak ısırıklarını hırsla göğ...