Kahvaltı yaptığım masayı güzelce topladım ve ardından ellerimi güzelce yıkadım. Pencereden dışarıyı izledim. Hava fazlasıyla kapalıydı ve bu nedense içimi karartıyordu.
Pozitif olmalısın Alvina. Ufak bir umutsuzluğa kapılacak birisi değilsin. Gülümsedim ve arkamı dönerek banyoya doğru yürümeye başladım.
Aklımda ise hala dün gecenin konuşmaları dönüyordu. Göktuğ'u daha yakından tanımak için Canberk'in davetini kabul etmiştim. Nitekim de onu biraz da olsa tanımıştım.
Gözlemlediğim kadarıyla kendini beğenmiş ukalanın tekiydi. Ben merkezli birisiydi ve bu husus yüzünden değil ona ısınmak, daha fazla soğumuştum.
Aslında bu durumda kendimi suçlayabilirdim. Sonuç olarak onu kışkırtmıştım ve gerçek yüzünün açığa çıkmasına izin vermiştim. O ise ağırdan almak yerine kışkırtmalarıma karşılık vermişti. Gerçekten zayıf iradeli birisiydi. Onu ilk gördüğümde de bu kanıya varmıştım ve ne yazık ki yanılmamıştım.
Gümüş Serçe popüler birisiydi. Herkes ona gıpta ile bakardı. Onu elde etmek için birçok erkek her şeyini vermişti ama bunda başarısız olmuşlardı. Göktuğ da bu kervana katılmıştı. Aslında onun için üzülüyordum. İmkansızı istiyordu ve yolun sonunda en çok üzülen kendisi olacaktı.
Gümüş Serçe'nin gerçek kimliğini bulmak istiyordu. Bilmiyordu ki kendimi göstermek istemediğim sürece kimse beni bulamazdı. Göktuğ bu durumun farkında değildi. Kolayca beni bulacağını düşünüyordu. Demek ki beni yeterince tanımıyordu.
Göktuğ Avseren hayatı boyunca birçok şeye kolayca ulaşmış olmalıydı. Zira bu kadar kendini beğenmiş olmasının başka açıklaması olamazdı. Geçtiğimiz akşam onun egosuna fazlasıyla zarar vermiştim. Bu durumdan bir gram rahatsızlık duymamıştım. Hakketmişti ve bende hakkettiğini vermiştim.
Ufak beyni ile benimle laf dalaşına gireceğini mi düşünüyordu? Alvina'nın karşısında başarılı olsa bile Gümüş Serçe karşısında kesinlikle yenilecekti.
Diş fırçamı elime aldım ve ucuna azıcık diş macunu sıktım. Daha sonra yumuşaması için birkaç damla su damlattım ve dişlerimi fırçalamaya başladım.
Dişlerimi fırçalarken aynadaki görüntüme bakmaktan kendimi alı koyamıyordum. Aynaya düşen yansımam fazlasıyla masum ve savunmasız gözüküyordu. Kim böyle bir görüntünün Gümüş Serçe olduğunu tahmin edebilirdi ki?
Kimse Gümüş Serçe'nin benim kadar genç olduğunu tahmin edemezdi. Bu da beni avantajlı kılıyordu. Kimliğimi açığa çıkarmak istiyorsan Göktuğ, çok daha fazlasını yapmalısın. Yoksa her geçen gün daha fazla umutsuzluğa kapılacaksın.
Banyodaki işimi bitirdim. Bu sırada zilin sesi evin içinde yankılanmıştı. Sanırım Tuğçe olmalıydı. Söz verdiğim üzere bugün ona ders çalıştıracaktım. Birkaç konuda eksiği vardı ve benden yardım istemişti. Bende seve seve yardım etmeyi kabul etmiştim.
Kapının kolunu tuttum ve aşağı doğru bastırarak kendime doğru çektim. Tuğçe'nin güzel yüzü görüş alanıma girmişti.
"Hoş geldin."
Tuğçe sırıttı ve bana yaklaşarak samimi bir şekilde sarıldı. Sarılışına karşılık verdim ve Tuğçe benden ayrıldı.
"Hoş bulduk. Nasılsın bakalım?"
"İyiyim, sen nasılsın?"
Sarı saçları ışıl ışıldı. "İyiyim bende."
Başımı öne doğru biraz eğdim ve içten bir şekilde gülümsedim. Daha sonra kenarı çekilerek onun için yol açtım. "İçeri gelsene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Serçe (+18)
Teen FictionDudakları yavaşça boynumdan aşağı doğru inmeye başladı. Aldığım zevk anlatılamazdı. Gözlerimi kıstım ve başımı geriye doğru atarak duvara yasladım. O ise göğüslerimin üstünü öpmekle meşguldü. İlk başta öpüyor daha sonra ufak ısırıklarını hırsla göğ...