CİHANGİR'DEN
Dün olanlar yüzünden gece bir türlü uyuyamamıştım. Çok sinirlenmiş bir o kadar pişmandım. O herifi bulmadan da rahat uyku uyuyamayacaktım. Saate baktığımda 6 olduğunu gördüm. Gizem akşam attığım mesaja da cevap vermemişti. Bana çok kızgındı. Arabada konuşmak bile istememişti. Tam her şeyi düzelttik derken yine olan olmuştu. Üstelik benim yüzümden. Yine bir şeyleri mahvetmiştim. Sinirle yataktan kalktım ve üzerimi değiştirdim. Telefonumu alarak evden çıkıp arabama bindim. Biraz rahatlamaya ve sakin kalmaya ihtiyacım vardı. Kafamı dağıtmam gerekiyordu tabii bu mümkünse. Nereye gittiğimi bilmeden sürmeye başladım.
****
Sahil kenarına gelmiştim. Aslında daha uzak bir yere gitmek istiyordum ama yine dönüp dolaşıp buraya geldim. Sahilde oturup sessizliği dinlemek bana huzur veriyordu. Oturduğum bankta öne eğildim ve başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım. Düşünüyordum. Sadece düşünüyordum. Bundan sonra ki hayatımı nasıl normal bir hayata çevirebileceğimi düşünüyordum. Gerçi öyle bir şey mümkün müydü bilmiyorum. Bir yerden başlamam lazımdı. İki seçeneğim vardı ya bu herifin işini bitirip tamamen rahatlayacaktım. Ya da bunu kimin yaptığını öğrenip cezasını verecektim. İkisi de aynı kapıya çıkıyordu bu da demek oluyor ki önceliğim bu herifin işini bitirmek.
Kuşların sesi sessizliği bozmuştu. Kendi kafama göre planlar yapıyordum iyi hoş da, ya Gizem ne olacaktı? Ona söz vermiştim. Eskisi gibi olamayacağıma dair söz vermiştim. O zaman söz verdiğim gibi hareket etmeliydim. Kafam çok karışıktı. Bir öyle, bir böyle düşünüyordum. Cebimde titreyen telefonumun çaldığını anlayınca çıkararak kimin aradığına baktım. Özgür arıyordu.
"Hayırdır oğlum bu saatte?"
"Abi sen niye uyanıksın bu saatte?"
"Oğlum soruya soruyla karşılık verme. Söyle niye aradın?"
"Abi bu restorana gelip notu bırakanın kim olduğunu bulduk. Adam sadece birkaç dakika kalmış restoranda, notu garson ile gönderip hemen çıkmış."
"Kim bu şerefsiz?"
"Adı Timur. Evli ve 2 tane çocuğu var. Normalde İstanbul da yaşamıyor ama sürekli gidip geliyormuş. Sorup soruşturdum. Ailesine çok bağlı biri diyorlar. Herkes tarafından da sevilen biriymiş."
"Böyle bir herifin durduk yere benimle uğraşacak hali yok. Kime çalışıyor bu it?"
"Onu daha öğrenemedim abi. Adamın evini bulduk. Bugün gider alıp döneriz adamlarla."
"Nerede oturuyor bu herif?"
"Edirne abi."
"Ne olursa olsun o herifi bana getir Özgür."
"Tamam abi." Dediğinde telefonu kapattım. Saat 7'yi geçmişti. Zamanın ne ara geçtiğini anlamamıştım. O adamı bulup getirdiklerin de yaptıklarının hesabını soracaktım ama Gizem'e söz verdiğim şekilde.
GİZEM'DEN
Dün gerçekten de çok uyuduğum için bu sabah erken uyandım. Ev sessizdi sanırım kimse uyanmamıştı. Odamda ki balkona yaklaşık kapısını açtım. İçeriye giren hafif serin ama güzel havayı derin derin içime çekerek gülümsedim. Sabahın erken saatlerinde uyanmak hoşuma gidiyordu. Günün en sessiz ve sakin anı sadece bu zamandı. Gece bile bu kadar sessizlik olmuyordu dışarıda. Her ne kadar güne güzel başlasam da olanlardan kaçamazdım. Sadece merak ettiğim şey bu olayın nasıl çözüleceğiydi. Neden böyle bir şey yaşadığımız gayet belliydi. Cihangir'in düşmanlarından biri veya birileri yine bizim huzurumuzu kaçırmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
ChickLitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...