"Çok özledim seni." Söylediği şey ile biraz utanmıştım ama cesaretimi topladım ve hoşuna gidecek şekilde karşılık verdim.
"Sen bir de benim halimi sor."
"Çok mu korktun bana bişey olacak diye."
"Bir haftadır ne çektiğimi bir ben bilirim bir de Allah bilir." Söylediğime ve söyleyiş tarzıma gülmüştü. Onu önemsediğimi ona hissettirmem hoşuna gidiyordu.Elimi tuttuğunda yüzüne baktım. Kahve rengi gözlerini mavi gözlerime sabitlemişti.
"Sen hiç korkma, sen istemediğin sürece bu ellerimiz ayrılmaz."
"Peki ya sen istersen?"
"Sence öyle bir şey mümkün mü? Ben seni hiç bırakır mıyım." Gülümsemiştim. Bana sen beni sevmesen de ben seni uzaktan severim demişti. Onun beni bırakmasını istemiyordum, bende onu istiyordum, seviyordum.
"Ne zamandır uyuyorum ben?"
"Aşağı yukarı bir hafta."
"O kadar oldu mu ya."
"Evet."
"Çok bekletmişim seni de kusura bakma." Yaptığı espriye ikimizde gülmüştük. Gözlerinin içine bakarak konuştum.
"Sen beni iki yıl beklemişsin, ben seni bir hafta beklemişim çok mu?"
Tuttuğu elimi öptü, sonra da bırakarak yanağımı okşadı.
****
Cihangir'in yorgun olduğunu düşünerek onu zar zor da olsa uyumasını sağlamış odadan çıkmıştım. Kapıda başım bir anda dönünce babam fark etmiş ve beni tutmuştu. Büyük ihtimalle açlıktan olduğunu düşünerek hastanenin kafeteryasına inip bir şeyler atıştırmıştım. Babam karnımın iyice doyduğundan emin olana kadar beni bırakmamıştı, canım babam beni her zaman düşünürdü. Aradan birkaç saat geçmişti. Karnımı doyurunca yukarıya tekrar çıkmıştık. Babam kapıda oturan Selim Amca'nın yanına gitmişti. Bende Cihangir'in odasına girdiğimde Cihangir annesi ile ufak bir tartışma içerisindeydi.
"Anne ben bugün taburcu olucam diyorum."
"Oğlum daha sabah uyandın nereye taburcu etsinler seni."
İçeriye girdiğimi sanırım yeni farketmişlerdi ki hepsi bana bakmıştı. Hepsi derken annem, Emine Teyze ve Cihangir. Emine Teyzeye bakarak konuştum.
"Ne oldu Emine Teyze?"
"Beyefendi hastaneden çıkmak istiyormuş."
Cihangir'e döndüm."Acelen mi var?"
"Anlamadım?"
"Çıkmak için diyorum acelen mi var?"
"Hayır güzelim sadece burada daha fazla kalmak istemiyorum."
"Cihangir doktor izin vermeden hastaneden çıkamazsın."
"Emin misin?" Kesinlikle çıkardı. Çıkacağından da adım gibi emindim.
"Değilim, ama çıkmaman lazım."
"Evde tedaviye devam etsinler o zaman." Aslında böyle bir şey olabilirdi. Ama bu kadar erken çıkması da doğru değildi.
"Sen daha sabah uyandın, nereye çıkıyorsun hemen?"
"Sevmiyorum ben hastaneyi." Tam tekrar konuşacakken Emine Teyze yanıma gelip kulağıma fısıldamıştı.
"Kızım gözünü seveyim ikna et şu deliyi. Böyle yaparak kendine zarar verecek." Geri çekildiğinde Emine Teyzeye kafamı salladım. Annem ile beraber odadan çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
ChickLitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...