GİZEM'DENHastahane de oldukça yorulmuş ve acıkmıştım. Ayrıca üstümü de değiştirsem iyi olacaktı.
"Anne ben eve gidip bir üzerimi değiştirsem olur mu? Hızlıca gidip gelirim zaten."
"Olur kızım sen işin varsa hallet gel. Biz buradayız."
"Tamam kızım." dediğinde arabanın anahtarını çıkarttı ve bana verdi. Emine Teyze'ye bana dönüp konuştu.
"Dikkatli ol kızım benim için acele etme." onu başımla onayladım ve odadan çıktım. Bu katta da bir sürü adam vardı. Hastahanenin otoparkına girdiğimde arabaya bindim ve hastahaneden çıktım.
Yaklaşık 25 dakika da eve gelmiştim. Çantamı da alıp arabadan indim. Kapıyı çaldığımda Nazoş güler yüzü ile açtı kapıyı.
"Hoşgeldin kızım."
"Hoşbulduk Nazoş." diyip sarıldık.
"Emine Hanımlar nasıl oldular?"
"İyiler şuan, inşallah daha da iyi olacaklar."
"İnşallah kızım. Aç mısın sen yemek hazırlayayım mı sana?"
"Yok Nazoş sağol canım bir şey istemştor pek." dediğimde kafasını salladı. Bende yukarı odama çıktım. Odaya girdiğim gibi kendimi yatağa attım. Gerçekten dünden beri aşırı yorulmuşum. Koltukta uyumak da beni rahatsız etmişti. Şuan uykum gelmişti rahat yatağa yatınca aslında uyusam da olurdu ama yine de tekrar hastahaneye gitmek istiyordum. Cihangir den ne kadar nefret ediyor olsam da, Emine Hanım'ı çok sevmiştim. Bana karşı çok sıcakkanlı ve güler yüzlü, hoş bir kadındı.
Telefonumu şarja taktım. Şalımı açtım ve kıyafetlerimi kirli sepetine attım. Sonra da duşa girdim, sıcak su beni her ne kadar mayıştırsa da duş almak her zaman dinçleştirir enerji verirdi. Duştan çıkınca hızlıca kurulandım ve tekrar hastahaneye gideceğim için kıyafet seçtim. Açık renk kot pantolonumu aldım üstüne de beyaz salaş ve diz kapaklarıma gelen bir sweat seçtim. Şal olarak pudra pembesi şal aldım. Üzerimi giyindim sonra da banyoya dönüp saçlarımı iyice kuruttum. Saçımı tarayıp başımı yapmaya başladım. Sonra biraz parfüm sıktım. Parfüm sıkmayı gerçekten çok severdim, aynamın önüne geçip sadece rimel sürdüm. Çantamı değiştirip içindekileri boşalttım ve yanıma alacağım çantanın içine koydum. Tamamen hazırdım.
Odamdan çıkmadan önce şarja taktığım telefonumu veşarj aletini aldım ayrıca yanıma ne olur ne olmaz diye de powerbank aldım. Aşağı indiğimde yemek yemek aklıma geldi yesem iyi olurdu ama canım gerçekten bir şey istemiyordu.
"Kızım vakit varsa ben bir kahve yapayım içelim beraber he ne dersin?"
Bir an önce hastahaneye gitmek istesemde Nazoş'u kırmak istemiyordum hemde zaten annemler oradaydı Emine Teyze ve Selim Amca yanlız değillerdi.
"Olur Nazoş'um. Hatta ben yapayım mı?"
"Sen yorgunsun kızım ben yaparım."
"Yok yok otur sen ben yapıcam." dedim ve fincanları çıkarttım. Sonra da kahve makinesine su, kahve ve şeker ekledim. İkimiz de orta içiyorduk o yüzden hemen ekleyip düğmeye bastım.
"Ee anlat bakalım bu oğlan kim?"
"Hangi oğlan?"
"İşte Emine Hanımlar'ın oğlu."
"E tanıyorsun işte kimin oğlu olduğunu."
"Senin için bu oğlan kim kızım onu soruyorum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
ChickLitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...