CİHANGİR'DEN
Gizem bayıldığında hızlıca onu kucağıma aldım ve gösterdikleri boş odada ki sedyeye yatırdım. Doktor geldi ve ışıkla gözlerine baktı.
"Neden bayıldı doktor nesi var?"
"Sizi dışarı alalım lütfen."
"Saçmalama doktor hiçbir yere çıkmam ben sen nesi var onu söyle."
"Bakın Cihangir Bey daha iyi müdahale edebilmemiz için lütfen dışarı çıkın." ne kadar çıkmak istemesem de Gizem için çıkmak zorundaydım. Fazla üstelemeden çıktım odadan.
Yaklaşık 15 dakika sonra doktor çıktı odadan.
"Doktor artık söyleyecek misin neden bayıldığını?"
"Cihangir Bey hastamızın tansiyonu çok düşmüş. Biz yine de kan aldık tedbir amaçlı birkaç test yapacağız."
"Kötü bir şey çıkar mı testlerden?"
"Sanmıyorum sadece tansiyonu dediğim gibi düşüktü. Belki bir şeyler yemediğinden ya da gün içinde kendini çok yorduysa bu tarz küçük sebeplerden olabilir. Endişelenmenizi gerektiren bir durum yok. Hemşire şuan da serum takıyor. Sonuçlar çıkınca size bilgi veririm. Geçmiş olsun."
Doktorun dedikleri beni rahatlatmıştı ona kafamı salladım sadece. Dün akşam sorduğumda da istemedi sabah hazırlattığım kahvaltıyı da yememişti kesin bu yüzden olmuştu. Ama ben buna onun hesabını sormaz mıyım. Odaya girdiğimde hemşire serumu takmış çıkmak üzereydi.
"Ne zaman kendine gelir?" diye sordum.
"Merak etmeyin kısa bir süre içinde kendine gelir." diye cevaplayarak odadan çıktı. Sonra Özgür içeriye girdi.
"Var mı bir sıkıntı abi?"
"Yok. Sen kimseye haber verme boşuna telaş yapmasın kimse."
"Tamam abi."
GİZEM'DEN
Yavaş yavaş gözlerimi araladığımda yabancı gelmişti olduğum yer. Etrafa baktığımda hastahane odasına olduğumun farkına vardım. Ve koltukta beni izleyen bir Cihangir ile karşılaştım. Kısık gözlerimle ona bakmaya devam ederken ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. En son bayıldığımı ve Cihangir'in beni tuttuğunu hatırlıyordum.
"Elimden çekeceğin var haberin olsun." dedi Cihangir.
"Ne oldu ya ne yaptım yine?"
"Bak dün akşam sana acıktın mı dedim yok dedin sabah kahvaltı hazırlattım onu da yemedin bu saate kadar aç aç durulur mu kızım."
"Ne yapayım canım hiçbir şey yemek istemiyordu."
"Olsun istese de istemese de yiyeceksin."
"Zorla yiyip sonra kusayım mı Cihangir."
"Hayır ama en azından canının istemesini sağla."
"Annemlerin haberi var mı?"
"Hayır, kimsenin haberi yok. Telaşlansınlar istemedim."
"İyi yapmışsın." dediğimde garip bir şekilde bana baktı.
"Ne?" dedim.
"İlk defa yaptığım bir şeyi onayladın, şaşırtıyorsun beni." dedi.
"İlk defa doğru bir şey yaptığını gördüğüm için olabilir mi."
"Evet olabilir." diyerek gülümsedi. Sonra içeriye bir adam ve hemşire girdi. Biten serumu hemşire çıkarırken adam da elindekileri masaya bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
ChickLitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...