Kendime gelip bir anda geri çekilmek istedim ama buna izin vermedi.
"Cihangir bırak." Bana cevap vermedi hala derin derin nefes alıp veriyordu.
"Cihangir bırak dedim sana." Yavaşça geri çekildi ve gözlerime baktı.
"Seni o kadar özledim ki." Ben ona cevap vermeyince o sözlerine devam etti.
"Yüzünü görmeyip sesini duymamak çok zormuş."
"Görende seneler sonra ilk defa görüyorsun sanıcak."
"O bir hafta bana kaç sene gibi geldi haberin var mı."
"Dün gördün daha beni yalan söyleme."
"Dün gördüm evet ama yetmedi. Ayrıca dün güzel bir gün değildi."
"Seni gördüğüm günlerin hiçbiri benim için güzel değil."
"Şansına küs o zaman çünkü yakında evlenince her gün beni göreceksin." diyerek sırıttı. Ona sadece göz devirerek arabama bindim.
****
Eve gelmiş odama geçmiştim. Yatağımda uzanıp Cihangir'in söylediklerini düşünüyordum. Cuma günü istemeye geleceklerini söylemişti. Ama ben annemlerle daha konuşmamıştım bile. Bu durumu ne kadar ertelersem o kadar iyiydi ama kurtulma şansım yoktu. Er ya da geç onun dediği olacaktı. Bu konuyu bu akşam annem ve babamla konuşmam lazımdı.
Aniden aklıma bir düşünce oluştu. Acaba Cihangir iyi biri olsaydı onu sevebilir miydim? Bana bunları yaşatmamış olsaydı, normal insanlar gibi bir ilişki kurmak isteseydi olur muydu? Bundan emin değilim. Cihangir dengesizin teki. Bir sinirleniyor, bir sakin ne yaptığını anlamıyorum. Bu düşünceleri bir kenara bırakarak aşağı indim. Nazoş ve annem akşam yemeğini hazırlıyorlardı.
"Mis gibi koku yayılmış eve neler yaptınız Nazoş?" Bu dediğime ikiside gülümsemişti.
"Kızım en sevdiğin yemeklerden yaptık. Birazdan hazır olur hepsi."
"Yardım edeyim mi var mı yapılacak bir şey?"
"Masayı kurabilirsin annecim." Annemin sözünden sonra hızlıca harekete geçerek masayı kurmaya başladım.
CİHANGİR'DEN
"Oğlum isteme ile ilgili konuştun mu Gizem ile?"
"Konuştum anne konuştum."
"Oğlum biraz acele etmiyor musunuz?" Babamın söylediği ile ona döndüm.
"Çok fazla ertelemek istemiyoruz baba. Zaten Gizem'in okulunun bitmesine şurada ne kaldı ki. Okul bitince evlenmeyi düşünüyoruz, o yüzden de şimdiden yüzük falan takmamız iyi olur diye düşündüm."
"Haklısın oğlum. Sen hallettin mi şirkette ki işleri?"
"Hallettim baba birkaç dosya imzalamam lazımdı onları imzalayıp geldim."
"Yarın ben bir Ahmet ile konuşayım şu son proje ile ilgili. Artık iyiyim şirkete giderim."
"Baba şirkete tamamen toparlanınca gelirsin. Proje ile ilgili de istersen yüz yüze konuşursun ya da ararsın Ahmet Amcayı."
"Oğlum ben iyiyim. Cuma günü Ahmet ile konuşabiliriz. He bu arada bu geçen ki toplantı nasıl sonuçlandı?"
****
Babamla bir süre daha iş ile ilgili konuşmuştuk. O şirkette yokken olan gelişmelerden, kar zarar durumundan falan bahsetmiştim. İsteme merasiminden de konuşmuştuk. Cuma günü olmaması için hiçbir gerekçe yoktu. Acaba Gizem ailesi ile konuşmuş muydu? Telefonumu elime aldım ve Gizem'i aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Chick-LitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...