Bir anda gözlerim dolmuştu. Kerem, Melis'i kaçırmıştı. Telefon kulağımdayken yavaş yavaş banka oturdum. Dizlerimin bağı çözülmüş gibi hissediyordum.
"Beni iyi dinle Gizem!" Kerem'in sesi ile kendime gelmeye çalışarak cevap verdim.
"Ne istiyorsun!"
"Çok basit, bana kendi ayaklarına geleceksin."
"Saçmalıyorsun!"
"Kuzenine zarar gelsin istemezsin herhalde?"
"Kerem saçmalama, ondan ne istiyorsun?"
"Hiçbir şey, o sadece yem. Ayrıca ne istediğimi söyledim zaten. "
"Asla böyle bir şey yapmayacağım!"
"Yapacaksın."
"Boşuna hayal kurma."
"O zaman kuzeninle vedalaş." Telefondan bir anda Melis'in sesi geldi.
"Gizem ne olur yardım et bana! Ne istiyorsa yap ölmek istemiyorum."
"MELİS!"
Kerem tekrar konuştu.
"Duydun işte bak, kuzenin elimde ona bir zarar gelsin istemiyorsan yanıma geleceksin yoksa..."
"Yoksa ne?"
"Yoksa sana akşam hediye olarak Melis'in cesedini gönderirim!"
Gözlerimde ki yaşlar benden bağımsız akıyordu, durduramıyordum. Ben sessiz kalırken Kerem yine konuştu.
"Seni takip eden adamlarım var, sakın ama sakın bir saçmalık yapıp Cihangir'i veya polisi aramaya kalkma! Yoksa sonuçlarına katlanırsın, şimdi okuldan çıkıp araban bin, sana atacağım konuma gel."
"Neden yanına gelmemi istiyorsun?"
"Bunlar uzun meseleler, konuşacak zamanımız çok olacak sen yanıma bir gel konuşacağız hepsini."
"Allah senin belanı versin!"
"Beddua etme döner dolaşır seni bulur sonra. Dediğim gibi adamlarım seni görüyorlar sakın ters bir şey yapma ki hiç kimse üzülmesin."
Telefonu suratına kapattım. Allah'ım ben ne yapacağım şimdi? Bu adam beni neden yanında istiyor ki? Bana sadece bu konuda Cihangir yardım edebilir ama onu ararsam da Melis'e zarar verecek. Bildirim sesi ile telefonumu açıp gelen mesaja baktım. Kayıtlı olmayan bir numaradan konum gelmişti.
Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ve okuldan çıkıp arabama doğru ilerledim. Arabaya binmeden önce etrafa göz gezdirdim ama şüpheli hiçbir şey görememiştim. Gözüme takılan tek şey sokağın başında siyah bir aracın olmasıydı, içerisinde ki adamlar bana bakıyorlardı ve sanırım Kerem'in adamlarıydı. Arabaya bindim ve hızlı bir şekilde çalıştırarak gaza vastım. Dikiz aynasından arkaya baktığım da dikkatimi çeken siyah araçta harekete geçmişti. Bu adamların Kerem'in adamları olduğundan emindim artık.
****
Telefonda ki konuma geldiğimde harabe bir yere gelmiştim. Sol tarafta ağaçlar vardı ve sanıeım orası ormandı, sağ tarafta da eski bir depo vardı. Siyah araç hala arkamdaydı ama aramızda uzak bir mesafe vardı. Arabadan inmekten korkuyordum. Melis beni bekliyordu, onu kurtarmamı bekliyordu. Açıkçası Kerem'in yanına gelmek konusunda büyük bir hata yaptığımın farkındaydım. Kerem'in, Melis'i bırakmasını falan zannetmiyordum. Sadece bir zarar gelmemesi için çabalıyordum. Arabadan indiğimde telefonum çaldı. Teyzem arıyordu. Kesin Melis'i soracaktı bana. Ne yapacağımı bilmiyordum ama açmam lazımdı, Melis'i ulaşamayacağı için beni aramıştı büyük ihtimalle ve ben de açmazsam bir şeyler olduğunun farkına varacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Romanzi rosa / ChickLitHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...