15.BÖLÜM "KAÇIRILMA"

630 15 2
                                    

Sorduğu soruya düşünerek doğru cevap vermek istedim. Eğer üzülürdüm dersem bu hoşuna gidecekti ve yanlış anlayabilirdi. Normal bir şeydi ama Cihangir bunu her yere çekebilirdi. Üzülmezdim dersem de yalan olacaktı aslında gerçekten üzülmezdim ama kaza da birine bir şey olmasını da istemezdim. Bunu öne sürdüm.

"Kimseye bir şey olsun istemezdim." dediğimde

"Bana bile mi?" dedi.

"Sonuçta sende o arabadaydın dediğim gibi kimsenin zarar görmesini istemezdim." dolaylı yoldan uzatarak da olsa 'sana bile' demeye çalışmıştım.

"Anladım" dedi ve önüne döndü.

Duvarda ki saate baktım ve saat neredeyse 2 ye geliyordu ve benim çok uykum gelmişti. Yarın saat 1 de dersim vardı erken kalkmam gerekiyordu. Esnemeye başladığımda elimi ağzıma götürdüm.

"Uykun geldi mi?" yönelttiği soruya kafamı sallayarak cevap verdim.

"Üst katta sol tarafta ki odada uyuyabilirsin. Gel ben sana göstereyim." dedi ve ayaklandı.
Kendim giderdim ben niye geliyorsun ki sen şimdi. Çantamı yanıma aldım ve merdivenlere yöneldiğinde bende onu takip ettim. Merdivenin bitiminde sağ ve sol tarafta odalar vardı. Sol tarafta ki odaya girdi bende peşinden girdim.

"Burası, burda rahat rahat uyuyabilirsin." dedi sonra üstümü süzmeye başladı. Ona anlamayan gözlerle baktığımda lafına devam etti.

"Ben sana uyurken rahat edebileceğin kıyafet getireyim bekle." dedi ve odadan çıktı. O çıkınca bende odayı inceledim. İçerde bir tane banyo ve balkon vardı. Bir koltuk, çift kişilik yatak, ve komidin falan vardı. O da gri ağırlıklı döşenmişti. Aslında hoş ve sadeydi. Odaya tekrar geldiğinde ona döndüm.

"Yani sana pek olur mu bilmem ama bunları buldum." dedi ve elime verdi kıyafetleri.

"Teşekkür ederim." dedim. O da gülümseyerek karşılık verdi.

"O zaman ben çıkayım artık. İyi geceler." dedi.

"Sanada." dememle kapıya doğru yürüdü tam çıkacakken durdu ve bana döndü.

"Bu arada yani nasıl rahat edersin bilmiyorum ama başörtünü açabilirsin. Merak etme izinsiz girmem odaya. İstersen kilitleyebilirsin kapıyı." dedi. Kafamı salladım sadece. O da kapıyı kapatıp çıktı.

Aslında bu konuda ince düşünmesi hoşuma gitmişti. Sonuçta benim için önemli olan konulara saygı duyuyordu. Olması gereken de buydu zaten. Bana verdiği kıyafetleri yatağın üzerine bıraktım ve inceledim. Siyah kısa kollu bir tişört ve yine siyah eşofman getirmişti. İkisi de büyük ve uzundu. Üstümü değişmeden önce kapıya doğru yöneldim.

Kapıyı tabi ki kilitleyecektim. Her ne kadar güven verici ses tonu ile onları söylemiş olsada şuan da onunla aynı evde ve yalnızdım. Unutup girebilirdi sonuçta. Onunla bu evde hele ki yanlız olmam doğru değildi. Bu ihmalleri göz önünde bulundurarak kapıyı kilitledim. Hızlıca üzerimi değiştirdim ve çıkardıklarımı katladım. Şalımı da kırışmamasına özen göstererek koltuğun üzerine serdim. Yatağa geçip uzandım.

****

Uyandığım da ilk aklıma gelen şey saatin kaç olduğuydu. Çantamdan telefonu çıkarıp saate baktığımda saat 12.45 olmuştu. Bu kadar saat uyumuş olamazdım. Ve bugün saat 1 de dersim vardı benim. Şaka gibi resmen dersi yine kaçırmıştım Cihangir yüzünden. Bu saatten sonra gitsem sonuna bile yetişemezdim. Çünkü bu dağın başından direk okula gitsem 1 saatten fazla sürerdi.

Kalktım ve odada ki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Şuan başka bir koku alıyordum. Yani kendim gibi değil. Tabii ya Cihangir'in kıyafetlerini giydiğim için şuan tıpkı onun gibi kokuyordum. Dün çıkarttığım kıyafetlerimi aldım ve üzerimi değiştirdim. Emine Teyze de yanlız kalmıştı. Burdan direk eve gidip üstümü değiştirdikten sonra onun yanına gitsem iyi olacaktı. Cihangir'in kıyafetlerini katladım ve koltuğun üzerine bıraktım. Yatağı da toparladım. Her ne kadar böyle bıraktığımda sorun olmayacağını bilsem de yine de ben yatmıştım o yüzden toparladım.

ESARET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin