Gördüklerim karşısında şok oldum. Böyle bir şey beklemiyordum. Ben hala şaşırmaya devam ederken Cihangir konuştu.
"Sürpriz!"
Hala konuşamıyordum. Yerde yemek masasına doğru giden mum ve güllerden oluşan bir yol vardı. Kırmızı kalpli balonlar, üzerinde mum ve yine güllerle dekore edilmiş bir masa, ve daha bir sürü romantik detaylar vardı. Ama bunlar niyeydi ki. Sahteydi bizim ilişkimiz tamamen sahte. Bu durum biraz moralimi bozmuştu.
"Ne oluyor burda?"
"Sana geçen gün sürprizim var demiştim ya o işte. Beğendin mi?"
Her şeyi bu kadar gerçekçi ve ciddi yapması çok saçmaydı. Neden uğraşıyordu böyle şeylerle. Her şey gerçek bir ilişkide olabilecek şekildeydi. Hırsla ona dönüp.
"BEĞENMEDİM! BU NE CİHANGİR NE BU ORGANİZASYON BİZİM SENİNLE GERÇEK VE MUTLU BİR İLİŞKİMİZ YOK. SENİN TEHDİDİN ÜZERİNE HER ŞEY."
Olduğu yerde öylece dinliyordu söylediklerimi. Bağırarak konuşmuştum. Tepkisizdi söylediklerime karşı. Biraz durdu ve konuşmaya başladı.
"Senin için sahte olabilir ama benim için değil. Ayrıca o sesinin tonuna biraz dikkat et."
"SENİN İÇİN DE GERÇEK OLMAYACAK. BOŞUNA ÜMİTLENME. AYRICA SANANE İSTEDİĞİM GİBİ KONUŞURUM."
Lafımı bitirmemle üzerime doğru gelmeye başladı. Her iki eli ile kollarımı tuttu ama sıkmıyordu. Sırtım duvara değdiğinde istemsizce ürperdim. Kahve rengi gözleri ile yüzümü inceliyordu en sonunda gözlerimin içine bakarak benim aksime sakince konuştu.
"Bak güzelim bu evlilik senin için sahte, kağıt üzerinde olabilir. Beni sevmiyor olabilirsin. Ama ben seni seviyorum. Sana karşı olan sevgim o kadar büyük ki ikimize de yeter sen merak etme. Sonuçta evlenicez ve bir ömür beraberiz. O yüzden aksi davranıp hayatı kendine zindan etmek yerine iyi geçinelim ne sen mutsuz ol ne de ben uğraşayım."
"Cihangir sen neden seni istemeyen senden nefret eden bir kadınla evlenmek istiyorsun? Ya gözünün önünde acı çekiyorum görmüyor musun? Hangi adam sevdiğinin acı çekmesini ister ki? Bak gel yol yakınken vazgeç."
Gözlerimin içine bakarken alaylı şekilde gülümsedi. Bense neden böyle bir tepki verdiğini anlamamışken bir anda yüzü sertleşti ve gözlerinden ateş çıkıyor gibiydi.
"Gizem sen bu söylediklerinin benim kararımı değiştireceğini mi düşünüyorsun! Sen benimsin anladın mı! Yakında da evleneceğiz ve karım olucaksın! İstersen daha fazla bu konuyu konuşup kendini yorma. Çünkü ben asla fikrimi değiştirmeyeceğim."
Söylediklerinden sonra gözümden bir damla yaş aktı. Ağlamak istemiyordum bu adamın karşısında güçsüz gözükmek istemiyordum. O gün, beni babamla tehdit ettiği gün zaten ağlamıştım gözlerim şişene kadar. Tekrar ağlamak istemiyordum. Ama dayanamıyordum da, yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Düşündükçe hıçkıra hıçkıra ağlama isteğim geliyordu. Ama hayır dayanmalıydım. Ani bir hareket yapıp ellerinden kurtuldum. Ve kapıya doğru yürüdüm. Tam kapıdan odanın kapısından çıkacağım sırada önüme geçti.
"Çekil şuradan gidicem ben!"
"Evet gideceksin, ama ben istediğim zaman gideceksin."
"Sana çekil şuradan dedim Cihangir."
Bir anda elimi tutup masaya doğru yürümeye başladı. Elinden kurtulmaya çalıştım ama çok sıkı tutuyordu. Masanın yanına geldiğimizde diğer eli ile de öbür elimi tutarak karşıma geçti. Gözlerimin içine bakarak cebinden bir kutu çıkardı. Sonra önümde diz çöktü ve kutuyu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Literatura FemininaHerkesin hayatta bir imtihanı vardı. Gizem'in imtihanı da Cihangirdi. O günden sonra o kadar değişmişti ki hayatı kendi bile şaşırıyordu. Kurtulmak için deneyebileceği tüm yolları deneyecekti. Pes etmek istemiyordu. Ama Cihangir ona esaretten kaçış...