▪▪▪▪▪▪▪︎▪︎▪︎
Deniz karşısında oturan yüzde ve etrafını sarmış halde bekleyen, ayaktaki adamlarda bakışlarını gezdirdi. Sarı saçları omuzlarının üzerine dalgalı bir şekilde dökülen kadın da beyaz tenini süsleyen iri mavi gözlerini, aynı sertlikte ona sabitlemişti. Ciddi bir duruşu, ketum bir dominantlığı vardı kadının. Dakikalardır anlamsız bir bakışmanın içindeydiler. Yanında el pençe duran takım elbiseli adamlarda sadece duyacakları emirle hareket edecek gibi görünüyorlardı. Bu yüzden sessizce Doktorun odaya gelmesini bekliyordu hepsi.
Daha önce görmediği bu kişiler, ona rahatsızlık verdiğinden neden geldiklerini anlamaya çalışıyordu Deniz. İyi bir amaçla gelmedikleri ortadaydı. Selim'in ölümünden bu yana yüreğini daraltan karanlık, yabancı yüzlerle daha da koyulaşmıştı. Ucunun Taklitçi benliğine dokunacağına dair içini kemiren kuşku elini kolunu bağlıyor, aylardır lanetlenmişçesine ruhunu ele geçiren huzursuzluk zirveye ulaşıyordu. Ara ara beynini tırmalayan sorular duygularını geri plana itse dahi kadının gözlerine bakışları her kaydığında, yüreği tel örgülere tekrar takılıyordu.
"Görüyorum ki Taklitçi'miz cinsel kimliğine kavuşmuş. Vücudunda cinsiyetine yakışır şekilde çok hoş görünüyor. Fakat neden hala deri ceket ve pantolondan oluşmuş bu maskülen giyiminden vazgeçmiyorsun anlamıyorum. Saçlarını uzatmanda iyi olabilir. Kadınlığını ortaya çıkarmak sana yakışacaktır."
Deniz bu tarz başlayan bir ilk konuşmayla yeşillerini, donuk şekilde kadına doğrulttu. Yaslandığı yerde omuzlarını dikleştirerek, pozisyonunu düzeltti.
"Pardon ama kimle muhatap oluyorum. Tanımadığım insanların hakkımda ne düşündüğü hiç umurumda olmaz çünkü."
Kadın gözlerini kısınca, katı yüzü korkunç bir görünüme bürünmüştü. Sözlerinin dikkate alınmaması alışkın olduğu bir durum değildi ve ister istemez canı sıkılmıştı. Yeni yetme bir kız onunla böyle konuşmaya nasıl cüret edebiliyordu? Kimdi ya da neydi? Taklitçi olması bile onunla kıyaslandığında hiçbir şeydi halbuki.
"Profesör Doktor Billur Akkaya. Bu şekilde benimle konuşmaya cüret ettiğine göre belli ki kim olduğumu bilmiyorsun?"
Deniz bu ismi daha önce nerede duyduğunu düşündü. Belleğini zorladı ve nihayet ismi nerede duyduğunu hatırlamıştı. Tolga'nın uyuşturucuları sattığı kişiydi bu. Demek ki sattığı kişi Safir değildi. Kağıtlara kaydettiği isim de sattığı uyuşturucu miktarları da aldığı para da doğruydu aslında. Bu işin arkasından başka kimler çıkacaktı acaba? Merak ediyordu Deniz.
"Açıkçası kim olduğunla ilgilenmiyorum. Neden buradasın?"
Kadının öfkesinden yayılan sıcaklık, beyin hücrelerini yakmaya başlamıştı. Eğer karşısındaki insana ihtiyaçları olmasa onu bir kaşık suda boğabilirdi. Ya da sevdiği gibi deneylerine denek yaparak acılar içinde kıvrandıra kıvrandıra öldürebilirdi. Silahı kafasına dayayıp tek kurşunla işini bitirmekte kötü bir seçenek olmazdı hani.
Kadın kurduğu ölüm senaryolarını kafasından uzaklaştırırken, bedenini saran siyah elbisenin canını yakacak dar kollarını umursamadan, uzuvlarını göğsünün üzerinde buluşturdu. Kısık gözlerini açmış olsa da her halinden sakin kalmaya çalıştığı anlaşılıyordu.
"Senin için Taklitçi."
Deniz beyninde şimşeklerin çaktığını hissetti. Aniden başlayan mide kasılmasını derin nefesler alarak dindirmeye çalıştı. Önünde bağladığı ellerini kelepçeleyerek sımsıkı sardığı parmakları sadece oturduğu yerde kalmasını sağlıyordu o kadar. Sinirden kasları seğirmeye başlamıştı ve dişlerini sıktığından çenesi sızlıyordu. Konuşurken de dişlerini aralamadığından kelimeleri sert bir tıslamayla çıkmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKLİTÇİ (TAMAMLANDI✔)
ParanormalDeniz doğuştan getirdiği farklılığı ile zamanla aranan bir insan haline gelir. Fakat onu arayanlar çokta iyi insanlar değildir. Kendi taklit sorunları yetmezmiş gibi bir de peşinde olan bu insanlarla uğraşmak zorunda kalır. Değişen kimliği sayesind...