Bölüm 20.

4.7K 485 866
                                    

Ertesi gün

Chuuya hastanede bir gece yattıktan sonra taburcu olmuştu. Tüm Siyah Kapı üyeleri onu ziyaret ettiğinde hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu. Dazai onları şirketten arkadaşlarım diyerek tanıtmıştı bu süre zarfında. Hastaneden çıkmadan önce doktor Dazai'ye Chuuya'nın psikolojik destek alması gerektiğini söylemiş, Dazai ise en yakın zamanda bunu sağlayacağına dair söz vermişti.

Hastaneden çıktıktan sonra Chuuya'yı Kunikida'nın evine götürmüşlerdi. Kunikida onu tek başına idare edebileceğini söylese de Dazai ısrarla kalmak istemiş ve istediğini de yaptırmıştı. Kunikida o ikisine misafir odasını hazırlamış, Dazai'yi Chuuya'ya dokunmaması için defalarca kez tehdit etmişti.

Hastaneden döndükleri günün gecesi olmak üzereydi. Saat 11:38'i gösterirken Chuuya ona verilen temiz pijamaları banyoda giyip, cam kenarında hazır olan yatağına doğru ilerledi ve içine girdi. Perde sonuna kadar açıktı çünkü ayışığının odayı aydınlatması ona huzur veriyordu. Az sonra Dazai kapıyı tıklatarak içeri girdi. O da pijamalarını giymişti ve Chuuya'nın yanına yaklaştı. Yatağın ucuna oturup camdan dışarıyı izleyen mavi gözlere odaklandı.

" Kendini daha iyi hissediyor musun? "

Chuuya sorulan soruyla omuz silkti ve kendine çektiği bacaklarına daha sıkı sarıldı.

" İyi hissedip hissetmediğim konusunda kararsızım fakat daha güvende hissediyorum. Sana ve arkadaşlarına minnettar olduğumu söylemem gerek sanırım.. "

" Önemli değil. "

" Dazai, benim için neden canını tehlikeye attın? "

" Arkadaşlar birbirleri için fedakarlıklar yapmalı. "

Chuuya bir kaç saniye duraksadıktan sonra Dazai'nin gözlerine baktı.

" Ama bu çok büyük bir fedakarlık. Anlattığınıza göre neredeyse kurşunların arasında kalmışsın. "

" Canının bu kadar yandığını bile bile rahatça nasıl oturabilirdim ki? Üstelik görevim hâlâ bitmedi. O şerefsize aynı acıları yaşatmam gerek. "

Chuuya sessiz kaldı. Kimseye güvenmemeye yeminliydi ama bu adam onun için elinden gelen her şeyi bir dakika düşünmeden yapıyordu. Onun için canını tehlikeye atmıştı. Bu fazlasıyla minnet duyulacak bir şeyken neden hâlâ bu kadar çok korkuyordu yakın olmaktan? Belki de yakın olsa ona çok bağlanacağını bildiği içindi...

" Dazai, her şey için çok teşekkür ederim. Beni dört duvar arasına alıştırdın, beni ölümden kurtardın, benimle arkadaş olabilmek için elinden geleni yapıyorsun. Ve en önemlisi.. sanırım sana güvenmeye başlıyorum. "

Dazai kocaman gülümsedi.

" Nedense senin için elimden gelmeyeni de yapabilecekmişim gibi hissediyorum, Chuuya. "

Chuuya bu cümlenin ardından yüzünün her yerine hücum eden sıcaklıkla ne diyeceğini şaşırmış bir hâle geldi.

" Teşekkür ederim.. "

Diyebildiği tek şey bu olduğu için kendine kızarken Dazai yatakta emekleyerek Chuuya gibi camın tam önüne geldi.

" Yaraların acıyor mu? "

" Birazcık sızlıyorlar. Ama iyiyim. "

" Ne kadar parlaklar. "

" Ne? "

" Ve de derin. "

" Anlamadım- "

" Gözlerin diyorum. "

" Ha- "

" Ne kadar parlak, derin ve güzeller. "

" Aaaah-- "

Chuuya bahsettiği şeyi yeni çaktığında gülümsedi. Sanırım bu Dazai ile tanıştığından beri ilk gülmesiydi. İçinden gelen hisle birlikte elini Dazai'ye doğru uzattı. Amacı elini tutmak ve diğer elini de üstüne koyarak ona bilmem kaçıncı kez minnettar olduğunu söylemekti fakat bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Tam elleri birleşeceği sırada kapı büyük bir gürültü ile açılınca ikisi de sıçradı.

" Tada! Yemekleriniz geldi. "

Kunikida elinde tepsi ile odaya girince onlara baktı.

" Hey seni asalak herif! Hasta olan sen değilsin kalk da bana yardım et bari. Hem sen neden Chuuya'nın yatağındasın?! Onun dinlenmesi gerek. "

" Ah, hayır benim için sorun yok. Sohbet ediyorduk. "

Kunikida tekrar sakinleşip burnunun ucuna kadar inen gözlüğünü düzeltti. Yatağın önüne küçük açılabilir masayı çektikten sonra tepsiyi koydu.

" Ahhhhh! Bunlar harika kokuyor. Tıpkı intihar kokusu gibi. Ellerine sağlık Kunikida-kun! "

Dazai aşkla bunları söylerken Chuuya'dan önce yaklaştı masaya.

" Afiyet olsun ikinize de. Hey Dazai, en çok onun yemesi gerek unutma. "

" Oke oke. "

Kunikida tekrar odadan ayrıldıktan sonra Chuuya da masaya doğru yaklaştı.

" En son ne zaman yemek yedim hatırlamıyorum. "

Dazai çubuklara sardığı büyük ramen rulosunu bir süre üfledikten sonra Chuuya'ya döndü.

" Ağzını aç. "

" Hey ellerim sağlam, kendim yiyebilirim. "

" Benim de ellerim sağlam, yani ben de yedirebilirim. "

" Ama sen kendine yedirmelis-- "

" Sadece sana yedirmek istiyorum şu an, eğer 3 saniye içinde ağzını açmazsan iyileştiğinde bir hafta boyunca her istediğimi yapmak zorunda kalırsın. "

" Ne?! "

" 3. "

" Tamam. "

Chuuya utançla ağzını açtığında Dazai yeteri kadar soğuttuğu rameni Chuuya'ya yedirdi. Ardından sıcacık bir gülümseyle ona baktı.

" Harika. "

Chuuya da karşılık olarak ona gülümsedikten sonra çubukları aldı.

" Tamam ama gerisini kendim yiyeyim. Yoksa elim ayağım tutmuyormuş gibi hissediyorum. "

" Ah, pekâlâ. Güzelce ye. "

Gecenin geri kalanında Dazai dakikalar boyunca Chuuya'nın yemeğini yiyişini izledi.

Ardından Chuuya'ya sarılması için kendi yatağındaki yastığı verdi.

" Hey, ama sen yastıksız kaldın? "

" Önemli değil, ileride seni yastığım olarak kullandığımda ödeşmiş oluruz. "

" Ne?! Yastığın mı olacağım? "

" Memnun kalmadıysan başka bir şeyim de olabilirsin. "

" Ne gibi? "

" Yorganım? Üzerime uzanırsın. "

" Hey, sen ne demeye çalışıyorsun? "

Dazai bıyık altından gülümsedi.

" İyi uykular, Chuuya. Benim için çok fonksiyonlu olduğunun yakında farkına varacaksın. "

Chuuya gözlerini devirdikten sonra derin bir nefes vererek yorganının altına girdi.

" İyi geceler, Dazai. "

Chuuya kısa süre içinde uykuya dalarken Dazai ellerini kafasının altında birleştirmiş tavanı izliyordu.

Yanındayken bu kadar huzurlu hissedeceğimi tahmin etmezdim.



Lust [ soukoku ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin