Dazai ertesi gün için kendini psikolojik olarak hazırlamaya çalışıyordu. Çünkü görev esnasında rolüne iyice bürünmeli, her zamanki gibi başarı sağlamalıydı.
Kunikida'nın anlattığına ve varsayımlarına göre Chuuya sokakta yaşıyordu. Bu ayrıntı organizasyondaki tüm dedektiflerin dikkatini çekmiş olacak ki aralarında Chuuya'nın neden hiç eve girmediğinin konusu geçip duruyordu.
" Evsizdir. "
Dedi Yosano.
" Belki bir yetimhanede yaşıyordur ve daha sonra oradan atılmıştır? Ne kadar üzücü."
diye fikirlerini belirtti Atsushi.
O esnada Dazai yorum yapmıştı.
" Böyle hüzünlü bir hikâyesinin olduğunu düşünmüyorum. Bence evinin yolunu unutan bir serseri. "" Neden bu kadar takıldınız? Ne de olsa Dazai-kun yakında onun hakkında her şeyi öğrenecek. Çok sabırsızsınız. "
Ranpo hepsini susturduktan sonra önündeki baharatlı cipsten 3 tane ağzına atmıştı.
Bunun üzerine herkes kendi köşesine dönmüş ve bir şeylerle uğraşmaya koyulmuştu.
.
.
Saat sabahın 8'ini gösterdiğinde Dazai güzellik uykusundan uyanmış, yatağından zar zor ayrıldıktan sonra Siyah Kapı'nın binasına gelmişti. Her zaman herkesten önce orada olan Kunikida'yı bu defa göremediğinde merakla etrafa bakmış, o esnada tanıdık sesi duymuştu." Şu an nehrin kenarında. Sabit bir şekilde duruyor ama sinyaller sürekli kesiliyor. Hemen gitsen iyi olur. "
Elindeki bilgisayarla yanına gelen Kunikida'yı pek dinlememişti Dazai.
" Hıhım. "
" Ne şekilde hayatına girmeyi planlıyorsun? Sakın onunla öpüşme. "
Dazai verilen öğüte omuz silkmiş, ellerini cebine soktuktan sonra çıkış kapısına doğru ilerlemişti.
" Chuuya kadın mıydı? Neden daha önce söylemediniz? "
" SENİ APTAL SARGI BEZİ İSR--- "
Kunikida lafını bitiremeden kapı çoktan ona doğru kapanmıştı. Şimdi o sinir krizi geçirir ve Dazai'nin nasıl bu kadar çift kişilik olabildiğini düşünürken Dazai yol kenarında çağırdığı taksiyi bekliyordu.
.
.
Taksi nehrin kenarına gelene kadar Dazai Chuuya ile nasıl iletişim kurmaya başlaması gerektiğini düşünüyordu. Beynini fazla yormuyordu çünkü genelde kurbanının yanına birden oturur, çekici konuşarak onu etkiler ve karşısındakini çabucak oyununa getirirdi.Bu defa da aynı şeyi yapacak ve işi bitirecekti. İşte bu kadar kolaydı her şey aslında. Dazai'nin çekiciliğine kim karşı koyabilirdi ki?
Taksi nehrin herhangi bir yerinde durduğunda Dazai ödemeyi yaptı ve aşağı indi. O esnada Kunikida Chuuya'nın bulunduğu yerin tam konumunu Dazai'ye atmıştı. Eline telefonunu aldıktan sonra konumu işaretledi. 300 metre ilerisini gösteriyordu. Okları takip ederken bir yandan da titremekle meşguldü.
" Bir insan bu havada neden nehir kenarında dolaşır ki? Yoksa benim gibi intihar peşinde mi? "
Omuz silktikten sonra ilerlemeye devam etti. Neredeyse varmıştı.
Ve işte oradaydı.
Turuncu bir kafa ve küçük bir beden.
" Harbiden kadınmış. "
Gözlerinin içi gülerken telefonunu cebine attı ve adımlarını hızlandırdı. Nehir kenarında bacaklarını kendine çekmiş vaziyetteki bedeni arkadan görüyordu. Turuncu boynunun bitimine kadar gelen saçları, zayıf ve kısa bedeni ile fazlasıyla vitaminsiz görünüyordu.
Tam boğazını temizleyip bir şey söyleyeceği sırada önünde oturan bedenin hangi ara geldiğini bilmediği tekmesini kasıklarında hissetmişti.
Bu o kadar hızlıydı ki yüzünü bile tam göremeden yere yığılmış, başı dönmüş, acıdan kıvranır haldeyken gözlerinden yaş gelmişti.
" S..seni.. "
" Kulaklarım çok iyi duyar. Arkadan sinsice yaklaşıp cüzdanımı çalmaya çalışırken seni duymam mı sandın aptal herif? "
Turuncu saçlı olan yüzündeki sert ifade ile yerde acı içinde kıvranan bedene bakarken söylemişti bunları.
" .. sanırım bir daha işeyemeyeceğim. "
Dazai'nin gözlerinden yaş gelmeden önceki son cümlesi buydu.
----------
Y/N :Herkese merhaba!
Ben chuzaipo. Soukoku'ya resmen aşık olduğum için böyle bir hikâye yazmaya karar verdim. Umarım okur ve seversiniz..
Tamamen doğaçlama bir şekilde gidiyorum, kafamda doğru düzgün bir plan yok ama bu hikâye adına ümitliyim. ^^Lütfen yıldızlayıp bir kaç kelime de olsa eleştiri, öneri, yorum yapmaktan çekinmeyin.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. 😌💕
(っ.❛ ᴗ ❛.)っ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust [ soukoku ]
FanfictionDazai, Chuuya'yı bulmalı, hayatına girmeli, ve onu kendi lanet yeteneğinden korumak için sonsuza dek yalnızlığa hapsetmeliydi. Ama bir şeyler bu defa ters gidecekti.