Bölüm 38.

3.8K 358 622
                                    

Ranpo evine gelecek ilk misafir için ne yapacağını tam kestiremeyince sadece oturup beklemeye karar verdi. O süre zarfında Poe'dan zorla aldığı kitabı incelemekle meşguldü.

" Tamamen soyunmadan olmaz mı bu iş? Neden her yerimi göstermek zorundayım? "

Kendi kendine sorgularken kaşlarını çattı ve gözlüğünü düzeltti. O esnada en sevdiği klasik müziğin can alıcı bir kesitinden oluşan zili çaldığında hızlıca kitabı kapattı, gözlüğünü de masaya bıraktıktan sonra kapıya yöneldi.

İkinci kez gördüğü adama 'hoş geldin' dedikten sonra onu içeriye davet etti. İlk defa misafir ağırladığı için kendini fazlasıyla garip hissediyordu ama bu duygusuna yenik düşmek niyetinde değildi.

" Bir an önce çalışmamızı yapalım, sabaha kalmadan eve dönmeliyim. "

Poe oldukça resmi bir şekilde söylediğinde Ranpo omuz silkti.

" Bana uyar. Neden sabaha kalmadan dönmen gerektiğini merak ettim ama. "

Poe üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğa bıraktıktan sonra salondaki boydan boya kitaplığı incelemek için önünde yürümeye başladı.

" Tıpkı senin kütüphanen gibi benim de kütüphanem var. Kitabımın son 50 sayfası için bugün son gündü. Sabahın erken saatlerinde onu okumam gerekiyor. "

" Peki. Seni işinden alıkoymayayım. Hadi yapalım. "

Ranpo cevap verdiğinde Poe arkasını döndü ve saç derisini kaşıdı.

" Tamam, hadi kıyafetlerini çıkar. "

" Kitapta libidonun daha fazla artması için karşı tarafın çıkartmasının doğru olduğu yazıyordu. "

" Öyle mi? Tamam. "

" Ben de seni soyundurayım. "

" Tamam. "

" Kaç saat sürermiş? "

" En iyisi genelde 2 saat sürenmiş. "

" Yorucu olacak. "

" Bilim için değer. "

" Evet, bilim için. "

İkisi birlikte amaçlarını icra etmeye başladığında fazlasıyla acemilerdi. Tam olarak birlikte olmaya başlamaları yaklaşık 1 saat sürmüştü. Bitmesi de 2 buçuk saat. Poe sabah olmadan eve dönmesi gerektiğini söylese de uyuyakalmıştı. Ranpo da öğlen 1'e kadar uyumuş, o gün işe gidememişti.

Durum böyle olunca ve ona ulaşamadıklarında herkes panik içinde iken Dazai bıyık altından gülümsüyordu. Bir şey söyleyemese de, sadece " Rahat olun, o yaşıyor. Yani umarım. " diyip duruyordu.

.
.
.
.

Saat akşam 8'i gösterdiğinde ve Dazai hâlâ evine gitmediğinde Chuuya onu görmek için binaya gelmişti. Kapıdan içeri girmeden önce tıklatınca, ona kapıyı Kunikida açmıştı. Chuuya ilk başta çekindiğini hissetse de Dazai'yi sormuştu. Kunikida onun masasını işaret ettikten sonra elindeki kahveyi içmeye devam etti. Chuuya tarif edilen masaya doğru ilerlerken kafası dosyaların üzerinde olan Dazai'nin omuzlarına kollarını koydu ve kulağına eğildi.

" Ben geldim. "

Dazai tanıdık ses ile irkilip kafasını kaldırdığında ve Chuuya'yı gördüğünde tüm yorgunluğunu unutmuşçasına gülümsedi ve onu belinden kavrayarak kucağına aldı. Ortamdaki diğer insanları umursamaması Chuuya'yı oldukça utandırsa da o tarafa bakmıyordu.

" Hey, Dazai. Burada olmaz. "

" Seni çok özledim. "

Dazai sevgilisine sıkıca sarılıp boynuna yüzünü gömdüğünde turuncu saçlı da kafasını eğerek alnına bir öpücük bıraktı.

" Ben de seni çok özlediğimden geldim. Neden geç kaldın? "

" Yeniden kuruluyor gibi bir şeyiz, bu yüzden iş çok. Yarım saatlik bir işim kalmıştı zaten. "

Bunu duyan Chuuya ayağa kalktıktan sonra masanın önüne geçti ve küçük koltuğa kendini bıraktı. Dirseklerini de dosyaların üzerine koyarak Dazai'ye baktı.

" Hadi hemen bitir ve gidelim. "

Dazai kafa salladıktan sonra işlerini yapmaya devam etti. Saatlerdir hissettiği yorgunluğu Chuuya'yı gördüğü an bitmiş gitmiş gibi hissediyordu.

" Hey Dazai, Kōyō burda mı? "

" Evet, odasındadır. Neden? "

" Hiç, öylesine soruyorum. "

" Onu görmek falan mı istiyorsun yoksa? "

" Hayır. Sadece.. nasıl barındığını merak ettim. Hadi işine devam et sen. "

" Onu düşünme bebeğim. Gayet iyi barındırıyoruz. "

Bunun üzerine Chuuya yorum yapmamayı tercih etmişti. Son zamanlarda hayatı tuhaf bir şekilde düzgün giderken ablasıyla olan bu iletişimsizliği huzurunu bozuyordu. İki arada bir derede kalmak tüm modunu düşürüyor olsa da kafası tamamen ne istediğine karar verene kadar böyle gidecek gibiydi.

Herkes bir şeylerle uğraşmaya, Chuuya da sıkılmaya devam ederken büyük kapı şiddetle çalınmıştı. Yine Kunikida söylenerek kapıyı açtığında, müsaade bile istemeyen üç tane geleneksel kıyafetli adam salonun ortasına kadar gelmişti.

Dazai, Kunikida, Yosano ve Kenji de ayağa kalktı. Bu davetsiz misafirleri tanıyan yoktu.

" Kōyō Ozaki'nin burada saklandığını biliyoruz. Zorluk çıkarmadan onu bize verin, vermesi gereken bir hesap var. "




Lust [ soukoku ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin