Dazai ve Chuuya saniyeler boyunca öpüşürlerken Kunikida bulunduğu yerin açısından sadece sarılıyor sanıyordu onları.
" Dazai.. demek aşık oldun seni duygusuz velet. Çok garip. "
Kunikida onları beklemek için arabanın şoför koltuğuna oturmayı tercih etti daha sonra.
O sırada Dazai usulca dudaklarını Chuuya'nınkilerden ayırdı. İkisinin de yanakları kıpkırmızı kesilmişti, ikisi de utançla birbirlerine bakıyorlardı. Dazai hızlıca üzerinden kalktı ve saçlarını karıştırdı.
Ben ne yaptım? Tanrım..
Chuuya da yere düşen şapkasını alıp kafasına taktı ve ellerini yanaklarına koyarken gözlerini Dazai'den kaçırdı.
Ona karşılık mı verdim? Neden böyle bir şey yaptım? Hoşuma gittiği için kendimden nefret ediyorum. Cidden!
İkisinin arasında neredeyse ölüm sessizliği hâkimdi. Aşırı garip bir durumdaydılar. Bu gariplik en başta Dazai'yi rahatsız edince boğazını temizledi ve ayağa kalkarak elini uzattı.
" Hadi gidelim. "
Chuuya Dazai'nin elini tuttu ve yerden de destek alarak ayağa kalktı. Birlikte silahları da alıp arabaya gittiler. Chuuya'nın yeni hayatının başlangıcı bu şekilde olmuştu.
• 3 gün sonra •
Geçen 3 gün boyunca her şey güzeldi. Dazai kendine uygun bir ev bulmuş ve hızlı bir şekilde o eve taşınmıştı. Yine eskisi gibi teraslı fakat daha şehrin dışında, ormana yakın ve ferah bir mahalledeydi. Taşınmasına Chuuya da yardım etmişti ve Dazai'nin onunla yaşamasına ilişkin olan ısrarları asla durmamıştı. Chuuya her defasında onu reddederken Dazai en azından taşınmasına yardımcı olduğu için bir teşekkür yerine geçmesini istediğinden bir kaç gün de olsa onunla birlikte kalmasını istemişti. Bunun üzerine de Chuuya onu susturmak için kabul etmişti.
Aralarındaki gariplik ise sürüyordu. Öpüştükleri andan beri asla o anı konuşmuyorlar, sanki hiç öyle bir şey yapmamış gibi birbirlerine uzak veya mesafeli davranıyorlardı. Fakat ikisinin de kafası fazlasıyla doluydu bu konu ile aslında.
Dazai yaptığı hareketten pişman olmasa da Chuuya'yı kendinden soğuttuğunu düşünüyor, bu yüzden ona daha normal ve arkadaşçıl yaklaşıyordu. Onu kaybetmek istemiyordu.
Chuuya ise Dazai'nin neden onu öptüğünü sorgulamaktan çok neden ona karşılık verdiğini sorguluyordu kendi içinde. Ona karşı hisleri olup olmadığını sorup duruyor, bunu her sorduğunda kalbi hızla atıyordu ama yine de kendini Dazai'ye karşı bir hissi olmadığına inandırmaya çalışıyordu.
Şu anlık bunu az da olsa becerebiliyordu da.
Siyah Kapı dedektifleri ise yoğun bir çalışma içindeydiler. Yosano ve Kenji artık ihtiyaç duyulmayan otelin devrediliş işlemleri ile ilgileniyor, Ranpo, Atsushi ve Kunikida organizasyonun yeni çalışma stili hakkında ana taslakları belirliyor, Dazai ve Tanizaki ise Fyodor'u kafesleme planları kuruyorlardı. Bu planlara Chuuya da katılmak istemişti. Hatta geçen gün onlara rastgele gittiği o evde yaşananları anlatmaya başlamıştı.
" Adamın söylediği Kaji ismi çok tanıdık gelmişti zaten. Bir de Fyodor deyince.. berbat hissettim kendimi. Peki babasının tesadüfen seninle tanışması? Neden o gün bana bundan hiç bahsetmedin? "
Chuuya Dazai'ye dönüp çatık kaşlar ile sordu.
" O gün seni şoke edecek en fazla bir şey söyleyebilirdim. Akunaki'yi öğrenir öğrenmez kaçtın zaten. "
Dazai de mantıklı savunmasını yapınca önünde duran deftere bir şeyler karaladı.
" Babasını en etkili şekilde nasıl kullanabiliriz Dazai-san? "
Tanizaki sorunca Dazai bir kaç saniye cevap vermedi. Ardından dudaklarını araladı ve anlatmaya başladı.
" Adam zengin. Muhtemelen Fyodor'u bulduğu an onu ikna etmek için her şeyi yapacaktır. Ama onu ikna etmesi bizim hiçbir işimize yaramaz. Fyodor'u artık zararsız bir hâle getirmemiz gerek. Muhtemelen Mori oğlunun bu denli pis işler yaptığını bilmiyordur. İnsan öldürmek, işkence etmek ve birilerini kaçırmak gibi. Eğer Fyodor'un yaptıklarını ona teker teker anlatırsak onu bir şekilde ikna edebiliriz diye düşünüyorum. "
" Ya bize inanmazsa? "
" Akutagawa'dan yaptığı pis işlerin kanıtı olacak bir kaç belge veya kayıt isteriz. Boş boş yatan köstebek olmaz, biraz çalışsın. "
" Peki madem bu kanıtlara ulaşabiliyoruz, o zaman direkt kanıtları polise verelim ve işimiz bitsin. "
Chuuya bu öneriyi sunduğunda Dazai olumsuz anlamda kafasını salladı.
" Hayır. Fyodor içeri girse bile kısa sürede geri çıkacağına eminim. Yargının adaletine de güvenmiyorum, içeride adamlarının olmadığına da. Bu yüzden babası ile bir olacak ve Fyodor'u sonsuza dek masumlaştıracak bir yol bulacağız. Bu şekilde hem babası dilediğine ulaşacak hem de biz. "
Tanizaki ve Chuuya olumlu anlamda kafasını salladı. Konuşmaları bittiği için Dazai yerinden kalkarak kahve makinesinden kahve aldı. O esnada onu izleyen Chuuya'yı fark ettiğinde kendi için doldurduğu bardağı onun önüne uzattı.
" Önünden maması alınmış kedi gibi bakmayı keser misin? "
" Ne? Hiç de öyle bakmıyorum. "
" Ne o zaman bu? Yanından Dazai'si uzaklaşmış Chuuya bakışı mı? Üzgün bir bakış. "
" Eyy, kendini yüceltmeyi ne çok seviyorsun. Zaten 2 gündür aynı evde yatıp kalkıyoruz yanımdan uzaklaşmana neden üzüleyim? "
Dazai kendi için aldığı kahveyi elinde tutarak Chuuya'nın yanına ilerledi ve boş sandalyeye oturarak ona baktı.
" Yarın birbirimizi tanıma günümüz olsun mu? "
" Ne? Nasıl? Nereden çıktı bu birden bire? "
" Onca aksiyon arasında birbirimizi tanımaya fırsat bulamadık. Eğlenelim ve konuşalım. "
Eğlenmek... Sohbet etmek... Chuuya için son yıllarda bu kavramlar çok uzaktı. Bu yüzden fazla özlem doluydu böyle şeylere. Ne zararı olabilir ki diye düşündüğü için hafifçe gülümsedi ve omuz silkti.
" Pekâlâ, yapalım. Ama şu an yanımdan uzaklaş. Kahveme odaklanamıyorum. "
Dazai Chuuya'nın hızlı nefeslerini fark ettiği için sevinmişti. Hâlâ onun kendine yakın olduğunda heyecanlandığına emin olduğu için mutlu olmuştu.
" Pekâlâ, bu iyiliğimi unutma. Gidiyorum. "
Dazai olduğu yerden kalkarken boşta olan eliyle Chuuya'nın şapkasını düzeltti ve uzaklaştı.
Bunun üzerine Chuuya tamamen önüne dönerek iki elini de sıcak kahve bardağının etrafına sardı.
Sonra istemsizce sırıtarak mırıldandı.
" Şapşal herif. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust [ soukoku ]
FanfictionDazai, Chuuya'yı bulmalı, hayatına girmeli, ve onu kendi lanet yeteneğinden korumak için sonsuza dek yalnızlığa hapsetmeliydi. Ama bir şeyler bu defa ters gidecekti.