Bölüm 35.

4.3K 379 360
                                    

Ertesi gündü. Saat sabah 11'i gösterdiğinde Chuuya usulca gözlerini açtı. İlk hissettiği şey bedeninin her yerindeki ağrılardı. Yerinden kıpırdamaya kalktığında bu ağrıların daha çok şiddetlendiğini hissetti. Kaşlarını çattı ve alt dudağını ısırdı acıyla. Henüz uyku sersemi olduğu için dün gece olanlar henüz beynine yüklenmemişti. Fakat yataktan kalkmak için doğrulduğunda ve tamamen çıplak olduğunu fark ettiğinde tüm yaşananlar film şeridi gibi aklından geçmişti. Gözlerini kocaman açarak beyaz çarşafı göğsüne doğru çekti.

" Olamaz... Nasıl bu kadar kolay bir şekilde yaptım bunu? "

Kendi kendini sorgularken feci şekilde utandığını hissetti. Yanına bakıp hâlâ uykunun kollarında olan Dazai'yi gördüğünde yataktan hızla kalktı. O uyanmadan duş alıp temiz kıyafetler giyse iyi olurdu.

Sıcak duş bedenini az da olsa gevşetmiş ve rahatlamıştı. İyi hissetmesini de sağlamıştı. Her zaman çok sıcak suyla duş almayı sevdiğinden nedense banyodan çıkası gelmemişti. Hatta orada neredeyse 1 buçuk saat geçirdiğinden haberi yoktu, Dazai kapıyı tıklatana kadar.

" Bebeğim, yarım saat önce uyandım ve hâlâ çıkmanı bekliyorum. "

Bebeğim mi?

Chuuya duyduğu sesle ilk olarak bunu sorgulamıştı. Ardından kendi kendine düşündü.

Aptal Chuuya. Çıkma teklifini kabul ederek onunla sevgili oldun, hatta seviştin bile ve bebeğim demesi mi tuhafına gidiyor?

" Hemen çıkıyorum, üzgünüm! "

Chuuya hemen duştan çıkarak temiz bornozla bedenini kuruladı. Saçlarına bir havlu sarıp pijamalarını da giydikten sonra banyonun kapısını açtı. Yatakta çırılçıplak şekilde oturan Dazai'yi görünce tek eliyle gözünü kapatıp, tek elini de öne uzattı.

" Hey! Neden hiçbir şey giymedin?! "

Dazai bir kaç saniye öylece durdu.

" Çıplak olmamda gerçekten sakınca var mı ki? "

Chuuya ellerini iki yana indirdi ve odanın her hangi bir yerine baktı.

" Sevişirken seni çıplak görmüş olmam her an seni çıplak görebileceğim anlamına gelmiyor. Çabuk banyoya gir. O sırada kahvaltı hazırlamak ile uğraşacağım. "

Dazai güldü ve ayağa kalktı.

" İyi misin? "

" Nasıl yani? "

" İyi misin diyorum? Ağrı falan.. "

" Siktir git Dazai. İşin bittikten sonra mı sormak aklına geldi? Tüm hücrelerim ağrıyor. "

" Ups, üzgünüm. "

" Üzgün olmadığını biliyorum. Duşa gir. "

" Pekâlâ, duştan çıktıktan sonra sana masaj yapabilirim. "

" Masaj falan istemiyorum. Sadece uyumak istiyorum. "

" Pekâlâ, 3 gün uyu. "

Chuuya nefes verdi ve omuzlarını düşürerek mutfağa ilerledi. O gün ikili tüm günü evde birlikte geçirmişlerdi.

.
.
.
.

" Chuuya'nın karşısına çıkmaya ve onu neden bıraktığımı söylemeye karar verdim. Daha fazla saklanmak istemiyorum. "

Kōyō Siyah Kapı binasından dışarıyı izlerken yanında duran Fukuzawa'ya söylemişti bunu.

" Vereceği tepkiden korkmuyor musun? "

" Hayır, korkmuyorum çünkü zaten beklediğim bir şey. Adamlar beni bulup öldürmeden önce bunu yapmalıyım. "

" Biz varız, kimse sana zarar veremez Kōyō. "

Kōyō hafifçe güldü. Buruk bir gülümsemeydi bu.

" İnan umrumda değil, sensei. Kaderime boyun eğen bir insanım. Fakat kardeşimi çok özledim. "

" Dazai'nin sana söylediklerini hatırlıyor musun? "

" Evet, hatırlıyorum. Chuuya'nın karşısına çıkmamam konusunda beni açık açık tehdit etmişti ama onu dinlemeyeceğim. "

Fukuzawa bir kaç uzun saniye boyunca derin ve hırslı bakışları olan kadına baktı. Gerçekten de kararlı görünüyordu ve bu kararlılık onu bir nebze korkutuyordu, Dazai yüzünden. Yine de bir cevap vermemeyi tercih etmişti.

" Dışarı çıkabilir miyim, Sensei? Bir şeyler almam gerekiyor. "

" Dışarıda olman çok riskli, biliyorsun. "

" Ama önemli, lütfen. "

" Pekâlâ. Dikkatli olmayı ihmal etme Kōyō. "

" Tamamdır, sensei. "


Lust [ soukoku ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin