Bölüm 5- Basit Sorunların Komplike Çözümleri

37.3K 3K 415
                                    

Bu bölüm biraz geçiş bölümü, ama sonraki bölüm çok güzell

O yüzden bu bölüme bugün 15 oy 30 yorum gelirse, diğer bölümü de bugün okuruz. Gelmezse arkası yarına😛😛😛

Öpüldünüzz

***

Karşımda oturan arkadaşım bir sorunumun olduğunu biliyor. Yaprak bir kere daha ne olduğunu sorduğunda artık dayanamıyorum. "Ulaş'la karşılaştım ben." diyorum.

Gözlerinden çıkan kalpler resmen midemi bulandırıyor. Yaprak masallara dibine kadar inanan kızlardan. "Ayy ne güzel. Nasıldı, böyle zaman falan durdu mu yani?" diye soruyor büyük bir heyacanla.

"Yaprak, öyle bir karşılaşma değildi bizimkisi. Dergi için kurmayı planladığımız web sitesi üzerinde çalışıyor. Yazılım mühendisi olmuş."

"Evet, biliyordum mühendis olduğunu diyor." Yaprak gayet rahat bir şekilde. "Nasıl?" diye soruyorum elbette.

"Nasıl olacak, Linkedin'den tabii. Sen de adamın adını Google yazsan görürdün." diyor.

Yaprak'ın benden mantıklı bir insan olduğu kanısını kapılabilirsiniz canlarım. Ama yok öyle bir dünya, hemen dönün oradan. Yaprak evrendeki en yarım akıllı insanın yarısının aklına sahip biri, inanın bana.

Ulaş'ın adını internete yazmak, Instagram'dan eklemek falan tabii aklıma geldi. Ancak Ulaş Ulucan diye birini tekrar tanımak istemedim. Ben lisede tanıdığım o asi çocuğu yazmak istiyordum. Nitekim öyle de yapıyorum. Belki onu araştırsam, hakkında bir şeyler öğrensem bu gözüm bebeği hikayeme gölge düşürebilirdi.

"Yaprak ya görürse yazımı, nasıl açıklayacağım ben bunu. Kesinlikle ona aşık olduğumu sanacak." diyorum dehşete düşmüş bir şekilde. Ki dehşete mi bilmiyorum ama bir şekilde bir bok çukuruna düştüm. Debelendikçe de batıyor gibi hissediyorum.

"Bir şekilde öğrenecek. Bunu sonuna kadar saklayamazsın." diyor Yaprak. Bugün gerçekten kendi sınırlarını delecek kadar mantıklı düşünüyor. Sanırım sizle tanışıyor diye, yoksa geçen gün kuru fasülyeden browni yapmaya çalıştı.

"Benim bir şey yapmam lazım." diyorum umutsuzca. Bunu kendime son zamanlarda çok fazla tekrarlıyorum. Ancak gördüğünüz gibi icraata 101 ile bile giremedik daha. Yerimde sayıyorum. Hatta Ulaş'ın işleri ilerlettiği her geçen gün geriye gidiyorum.

"Öyle bir şey yapmalıyım ki, o yazıları görse bile ona aşık olmadığımı anlamalı." diyorum.

"Çok çok senin ona aşık olduğunu zanneder. Sonra böyle bir şey olmadığını söylersin Bengü. Bu dünyanın en zor şeyi değil, saçmalama." diyor.

Ancak bilmiyor ki benim çocukluk travmalarımın hepsinin başrolü Ulaş. Benimle defalarca dalga geçti, beni defalarca rencide etti. Yani, benim de elim armut toplamadı tabii. Ben de o armut ağacını onun başına sirkeledim hatta.

Yine de genç bir kadın olarak tekrardan onun benimle dalga geçmesine izin veremem.

O yazıları görse bile ona aşık olmadığımı anlamasının gerçekten bir yolu olmalı.

Bunu bir kere daha içimden tekrarladığım an resmen aydınlanıyorum. İnanın bana bu mecazi bir aydınlanma değil. Gerçekten tepemde bir ampül yanıyor. O ampülü oradan alıp evimin baş köşesine koymak istiyorum.

"Buldum." diye fırlıyorum yerimden.

Yaprak neyi bulduğumu bile unutmuş gibi bakıyor bana. "Zaten birine aşık olursam, ona aşık olduğumu hayatta düşünemez." diyorum. Yaprak'ın kafasının karıştığını görür gibiyim. Ama benim zihnim bir su kadar berrak.

Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin