Başlamadan önce oylarımızı verelim mi?
İyi okumalar
***
Anahtarımı kapı kilidine tek seferde takamıyorum. Yüzümde asalak bir gülümseme ile bu akşamı çeviriyorum kafamdan.Utku Abi'nin babacan tavrı, Ayça'nın misafirperverliği bir yana İpek'in asla sıkılmayacağım muhabbeti bile harika bir akşam geçirmeme yetti gerçekten.
Doğru anahtarı bulduğumda en nihayetinde kilidi açıyorum. Çantamı, anahtarlarımı kapı girişine gelişigüzel bırakıp kendimi mutfağa atıyorum. Ulaş ila yaşadığımız dingin bir yolculuk bile dilimi damağımı kurutmaya yetiyor. Geçmişimizle ilgili öğrendiklerim hiçbir şey yapmıyorken bile beni fazlası ile yoruyor.
Hızlıca kendime bir bardak su doldurup kafama dikiyorum. Tam bu sırada bir patırtı kopuyor.
Arka odaların birinde bir şeyler düştüğünü duyuyorum. Aslında, bu beni biraz gerse de o kadar korkutmuyor. Ancak hemen sonrasında kulaklarıma tok bir sesin savurduğu bir küfür duyuluyor.
Evimde biri var. Arka odalarımın birinde, tanımadığım bir adam var.
En büyük korkularımdan biriyle yüz yüze kaldığımda karar vermek için fazla bir zamanım yok. Hızlıca geldiğim yolu tekrar adımıyorum. Evin girişine öylece attığım anahtarı ve çantamı kapıp kendimi tekrar dışarı atıyorum.
Az önce tek seferde bulamadığım anahtarı bu sefer ilk denemede kilide takıyorum ve tanımadığım bir adamı, muhtemelen bir hırsızı evime kilitliyorum.
Anahtarı kapıdan çekemeden güçlü adım sesleri yankılanıyor bulunduğum yerde. Deli gibi titriyorum. Kapının açılabileceği ve o adamla karşı karşıya kalabileceğim düşüncesi beni delirmenin eşiğine getiriyor. Daha sonra adam kapıyı zorluyor. Açmaya ve muhtemelen kaçmaya çalışıyor.
Kaçmaya hazırlanıyorum, ben tam kaçacakken adam da kapıyı açamayacağını anlamış olacak ki yeni yollar aramak için olsa gerek kapıdan uzaklaşıyor.
Kendimi merdivenlere doğru atarken telefonuma davranıyorum ve en üstlere sabitlenen o tanıdık numarayı tuşluyorum. Aklıma başka birini aramak gerçekten gelmiyor.
Telefon 2. çalışta açılıyor. Nefeslerimi düzene bile sokamadan bir solukta derdimi anlatmaya çalışıyorum. "Ulaş, evimde biri var."
"Ne?" diyor önce ama daha sonra söylediğimi sindirmiş olacak ki konuşmama izin vermeden tekrar söze giriyor. "Bengü çık evden hemen, geliyorum ben." diyor.
"Çıktım, kapıyı da kitledim." diyorum ve kulaklarım birkaç korna sesi ile boğuluyor. Ulaş'ın trafiği birbirine kattığını fark edebiliyorum ama o kadar da umursamıyorum. Çünkü tüm bedenim hala az önce yaşadığım o büyük korkuyla titriyor.
"Polisi aradın mı?" diye soruyor.
"Hayır."
"Bengü güzelim polisi arayıp sana hemen geri döneceğim. Zaten çok yakınım biliyorsun. Sakin ol, olur mu?" diye soruyor. Telefonu kapatmasını istemiyorum. Evimde bir yabancı varken, ben ıssız bir sokaktayken beni yalnız bırakmasını istemiyorum. Ancak bir şekilde buna karşı da çıkamıyorum. Bunu gerçekten yapmak zorunda.
Telefonu kulağımdan çekiyorum ama elimden düşüremiyorum. Saçma sapan yerlere girip çıkıyorum. En sonunda, belki 2 dakika bile geçmeden önümde bir araba gelişigüzel duruyor. Ulaş içerisinden şimşek gibi iniyor.
Bir saniye bile gecikmeden titreyen kollarımı Ulaş'ın bedenine doluyorum. Bir eli belimi kavrarken bir eli saçlarımın arasından geçiyor. Her zerresi titremeye devam eden bedenimi sıkarak durdurmaya çalışıyor. Kulaklarıma gelen nefesinin arasından "Buradayım." diyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı)
Aktuelle LiteraturUlaş Ulucan ile aramızda yaşanmış birçok şey var. Örneğin onun beni zatürre etmişliği var. Benim onu hareket eden tekneden aşağıya itmişliğim var. Onun defalarca oturmak üzere olduğum sandalyeyi çekmişliği, beni defalarca yere düşürmüşlüğü var. Anc...