Bölüm 31 - Aklın Hiç Bilmediği

24.9K 2.4K 243
                                    

Başlamadan önce oylarımızı verelim mi?

İyi okumalar

***

Teoride her şeyin yolunda gittiği hayatım pratikte bir yokuştan yuvarlanıyormuş gibi hissediyorum.

Size birkaç şeyi hızlıca özetleyecek olursam, son 1 haftadır Ulaş'ı hiç görmedim. Dergiye gidip işlerimi hallettim, arada Yaprak ve Erkan ile zaman geçirdim, birkaç defa Ulaş'ın dairesinin kapısını zorladım, Nightline'dan başvuruma dönüş aldım, Kemal Amca'yı arayıp Ulaş'ı sordum. Utku Abi ile sitenin test yayınlarını yaptım. Utku Abi'ye Ulaş'ı sordum. Ve Ulaş'dan hiç haber alamadım.

Üzerimde adım mesafemden duruşumun dikliğine kadar beni baştan aşağı değiştiren sıkı bir kalem etekle NightLine'dayım şimdi. Daha önca Ulaş ile geldiğim koridorlardan Ulaş'sız geçmek ruh halime iyi gelmiyor. Onun isteği ile baş vurduğum iş görüşmesine ondan haber alamazken gelmek ise bir şeylere ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyor.

Güvenliğin tarif ettiği yerden İK departmanını hızlıca buluyorum. Öncelikle geniş bir kapıdan giriyorum, burada muhtemelen benim gibi iş görüşmesine gelmiş ufak bir grup ile karşılaşıyorum. Ellerindeki Cv'leri şöyle bir göz atıyorum. Aralarında İletişim Fakültesi'nin bazı bölümlerinden mezun olan birkaç kişiyi görmek beni ürkütüyor.

Yine de bu görüşme benim için yeni bir iş aramak için attığım ilk adım olmaktan öte bir anlam taşımıyor. Burada benimle bekleyen adaylardan herhangi biri işi alsa şaşırıp üzülemeyeceğimi biliyorum.

Çok geçmeden ismim okunuyor ve içeri giriyorum. İçeride sıcak bir hava var. Okulu bıraktığım dönemlerde katılmak zorunda kaldığım o aşağılayıcı iş görüşmelerinden oldukça farklı. Karşımdaki yüzlerin bir kaçını tanıyorum da üstelik. Şirketin davetinden en azından aşinayım. Bu tanıdıklık üzerimdeki gerginliği bir parça olsun uzaklaştırıyor.

"Hoş geldin Bengü." diyor işlerinden en genç olan. Nazenin Hanım bu, daha önce birebir tanıştığım tek kişi içlerinden. Davet gecesi konuşma metnime göz atmak için izin istemişti benden.

"Başvurundaki fotoğrafı görmesem başvuranın sen olduğunu anlamayacaktım vallahi, keşke Utku ya da Ulaş söyleseydi önceden." diyor sıcak bir tonda.

En azından Ulaş'ın sözüne sadık kaldığını, hiçkimse ile bu konu hakkında konuşmadığını anlayabiliyorum. "Bizler de diğer adayları bu kadar yormazdık o zaman." diye tamamlıyor kendisini.

Kaşlarım istemsizce çatılmış olmalı. Çünkü Nazenin Hanım'ın yüzünde beni anlamaya çalıştığını gösteren bir ifade beliriyor. "Lütfen bu yüzden bana karşı bakış açısınız değişmesin, dışarıda harika adaylar var. Eminim içlerinde size benden çok daha uygunu vardır."

İleride Bir İş Görüşmesinde Söylenmemesi Gerekenler isimli bir derleme yaparsanız sanırım artık ilk maddesinin ne olacağını biliyorsunuz. Ancak, bu söylemeden geçebileceğim bir şey kesinlikle değildi.

"Aslında biz hem yazılı hem de sözlü iletişime oldukça hakim birini arıyoruz. Sen zaten harika bir yazarsın ve başarılı bir yöneticilik yapmışsın. Davet gecesinde sözlü iletişimini de hepimize kanıtlamış oldun."

Bu ufak yanlış anlaşılmanın çözümünden sonra görüşmenin tamamı yağ gibi akıyor. Sonrasında bana bir teklif veriliyor. Ve 1 haftalık bir düşünme süremi de alıp ayrılıyorum odadan. Size tek bir şey söyleyecek olursam, aldım teklif ile ev kredilerine başvurmayı düşünebilim.

Yine de Ulaş ile bulunduğumuz şartlar altında onunla aynı şirkette çalışamayacak olduğumuzun da bilincindeyim. Yani sadece iş görüşmesini değil, Ulaş'ı ve hayatımdaki tüm düğümleri de çözmek için bir haftam var önümde. Nazenin Hanım bana iyi bir süre verdiğini düşünüyor olabilir, ancak benim tarafımdan bakıldığında acımasız bir süre bu.

Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin