Bölüm 10- Meydan Okumalar ve Zehirli Tohumlar

30.4K 2.6K 486
                                    

Veee yine ben

Minnacık süre içerisinde 10. bölümü devirdik valla

Ama yorumların azlığı beni biraz üzüyor, bu bölüm biraz yorum yapalım mı?

İyi okumalar canımlarr

***
En son böyle hissettiğimde üniversitedeydim.

Tanışma partisi adlı bir yere zorla götürülmüştüm. Yarım saat içinde tüm kızlar sarhoş olmuş, bulabildikleri her şeyin üzerine çıkmışlardı.

Bu bazen bir erkek, bazen sandalye, bazen masa ve bazen de sahneydi.

Aslında ben buralarda oldukça ayıktım. Ancak daha sonra tüm bu karmaşanın ayık kafa ile çekilemeyeceğini fark edip birkaç kadeh de ben yuvarladım.

O gecenin sabahında aynı bu şekilde hissettiğime size yemin edebilirim.

Başımda nereden geldiğini bile bilmediğim bir ağrı var. İçimde ne olduğunu anlamlandıramadığım bir his. Ne hissediyorsun diye soracak olursanız size tek cevabım garip hissettiğim olacak.

Yine de zihnimin derinlerinde bir yerlerde bunun Ulaş ile ilgili olduğunu biliyorum. Geçen gün bana ettiği hoş iltifatı hala sindiremedim. Uzun süre sindirebileceğimi de aslına bakarsanız hiç zannetmiyorum.

Ve bu garip hisler eskisi kadar can sıkıcı hissettirmiyor. Çünkü bununla başa çıkmanın güzel bir yolunu buldum. Ulaş buralardayken, bana ne olduğunu bile bilmediğim bir şeyler hissettiriyorken ben daha çok yazabilirim.

Çünkü Ulaş bir şekilde tekrar hayatımdan çıkacak. O buradan gidene kadar iliğinden, kemiğinden, baha hissettirdiklerinden faydalanmak istiyorum.

Bu kulağa o kadar da doğru bir şeymiş gibi gelmiyor, farkındayım. Zaten hayatımı lisedeki düşmanım üzerinden kazanmamın neresi doğru ki?

"Sen tam bir gerizekalısın."

Kaşlarımı çatıp etrafıma bakıyorum. Bu cümle bana sarf edilmiş olamaz, hatta Ozan tarafından hiç olamaz.

"Ne?" diye haykırıyorum şaşkınlıkla.

Ozan elindeki tableti gözüme sokmaya çalışırken "Hikayeye Uğur yerine Ulaş yazmışsın gerizekalı." diyor.

Kanım bedenimi terkediyor.

Ulaş'ı zaten tanıyorsunuz, ama size Uğur'un kim olduğunu hemen açıklayayım canlarım. Tanıdık Bir Hikaye'de, yani dergide yazdığım Ulaş ve benim hikayemde Ulaş Ulucan'ın ismi Uğurcan, benim ismim de Begüm.

Elbette ikimizden çok daha uzak isimler ile hikayemi yazmayı denedim. Gerçekten sandığınız kadar gerizekalı değilim. Her şey olabilirim, ama gerizekalı asla!

Ancak bir şekilde, isimler bizden uzaklaştıkça hikayemi sağlam bir düzleme oturtmakta zorlandım. Bu yüzden isimler üzerinde en çok bu kadar oynayabildim. Bunun başıma türlü belalar açacağını o zamanlar tabii bilmiyordum.

"Kimse gördü mü?" diye soruyorum büyük bir hiddetle. Ozan'a yakalanmak bir şekilde tolere edilebilir. Ancak Şebnem'e yakalanmak zaten zemininden sarsılan hayatımı büsbütün bir depreme sürükleyebilir.

Başını iki yana sallıyor. "Sonraki sayının yazısıydı. Muhtemelen hiçkimse görmedi. Ama düzenleme izni sadece sende var, düzelt hemen." diyor. İçimden Ozan'a teşekkür etmek geliyor. Ama bana az önce gerizekalı dedi, bunu kolay kolay sineye çekebileceğimi sanıyorsa yanılıyor.

Ellerim titrerken bahsettiği yeri açıyorum. Hikayeyi baştan aşağı gözden geçiriyorum. 1300 kelimelik hikayede bir değil, iki değil tam 17 yerde Uğur yerine Ulaş yazmışım.

Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin