Bölüm salı-çarşamba gelecekti ama dün Romantizm'de 19. olmamızın şerefine bugün geliyorrr
Aramıza yeni katılan çiçeklerime kucak dolusu hoş geldinlerr
İyi okumalar
***
"Nasıl hallettin?"Emniyet kemerimi takmadan hemen önce soruyorum bu soruyu. Ulaş'ın hafif kıkırtısı ulaşıyor kulağıma.
"Sana da merhaba." diyor.
Evet, arabasına biner binmez selamsız sabahsız merakımı döküyorum ortaya. Ancak en ufak bir pişmanlık yok içimde. Öğleden sonra Ulaş'ı her armamda, ona her mesaj atmamda aynı cevabı aldım. "Akşam Utku Abilere gideceğiz, anlatırım yüz yüze."
Bana kan kusturup kızılcık şerbetini damardan vermeye çalışan Nurten Hanım'ın Ulaş'a beş dakikada ikna oluşunun sırrını elbette merak ediyorum.
Gerçi, umarım Ulaş Nurten Hanım'a günah dolu bir gece vaat etmemiştir. O zaman öğrenmeye o kadar da meraklı olamayabilirim gerçekten.
Ulaş arabayı çalıştırırken "Zor olmadı." diyor. Göğsünün kabardığını görebiliyorum. Maskülen egosu kuş tüyüyle okşanıyor şu an muhtemelen. Ama bu mutluluğuna leke sürmüyorum, sonuçta bu zaferi benim için kazandı.
"Bak Ulaş ahlaksız teklifte falan bulunmadın değil mi? Değmezdi gerçekten." diyorum sesimi ciddi tutmaya çalışırken. Bir an olsun suratı kırışıyor. Kendisi ve Nurten Hanım'ı aynı karede hayal ettiğini görebiliyorum.
Ancak hemen sonrasında şaka yaptığımı anlıyor ve benim tutamadığım gülümsememe eşlik ediyor. "Böyle bir şeyi senin için bile yapmazdım." diyor.
Sıradan bir muhabbetin ortasında, sıradan bir cümle kurarken, oldukça sıradan bir ses tonu ile söylediği bu cümle yine mideme birkaç bıçak saplıyor. İç sesim onun sesini taklit ederken Senin için bile diye tekrar ediyor.
Ben kendimi toparlamaya çalışırken 2 kırmızı ışığa yakalanıyoruz. En soncusu yeşile döndüğünde ben de hayatın olağan akışına dönebiliyorum. "Anlat o zaman, çok merak ettim." diyorum hafif sızlanarak.
"O kadar da zor olmadı aslında. NightLine yaptığı işlerin tümünde, işten cayma hakkını saklı tutar. Süreç sırasında bir aksilik yaşamamak için aldığımız rutin bir önlem bu. Ben sadece kendisine bu maddeyi hatırlattım."
Nurten Hanım'ın sitesinin bekası için Ulaş'tan korkmuş olacağını kesinlikle ön görebilirdim. Ancak Ulaş'ın sadece benim bir hikayeye verdiğim saçma bir önemden ötürü şirket politikalarını devreye sokup büyük bir iş olmasa da yaptıkları işi tehlikeye atmasını kesinlikle beklenmedikti.
Yüzümde saklayamadığım bir gülümseme ile Ulaş'a dönüyorum. Gözlerimin dolmaya başladığından da eminim.
"Ben, teşekkür ediyorum." diyorum içime kaçan sesimin bir kısmı ile.
Bakışları bir anlığına yoldan uzaklaşıyor. Gözleri dolu dolu olan gözlerimle kesişiyor.
"Bengü, neden ağlıyorsun sen? Benim için ne kadar değerli olduğunu bilmiyorsun sanki!" diyor. Şefkat dolu bir sinir ile.
Bir an kendime soruyorum, Ulaş için ne kadar değerli olduğumu biliyor muyum? Ya da bundan da önce, Ulaş için değerli olduğumu biliyor muyum?
"Ne kadar?" diyorum oldukça refleksif bir şekilde. Ulaş'ın az önce yola kayan gözleri tekrar gözlerimle buluşuyor. Yüzünde şefkat dolu bir gülümseme yer buluyor. "Tahmin edemeyeceğin kadar çok, bazen benim bile tahmin edemeyeceğim kadar çok." diyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanıdık Bir Hikaye (Tamamlandı)
Fiksi UmumUlaş Ulucan ile aramızda yaşanmış birçok şey var. Örneğin onun beni zatürre etmişliği var. Benim onu hareket eden tekneden aşağıya itmişliğim var. Onun defalarca oturmak üzere olduğum sandalyeyi çekmişliği, beni defalarca yere düşürmüşlüğü var. Anc...