⏮ Son Feci Bisiklet - Elektrot ⏭
⏮ Sleeping At Last - Six ⏭
❝Mutluluk, kırılmaya yüz tutmuş bir kum saatinin taneciklerini andırır. Ters çevirdikçe sizinle kalacak sanırsınız, fakat gözünüzü kırptığınız an geride bıraktıklarınız bir harabeden farksızdır.❞
Yıldızların ardına gizlenmiş anahtar kelimeler, rüyalarımda saklanan bilmeceleri andırıyordu. Anahtar kelimeleri yıldızların parlaklığı yüzünden göremediğim gibi, bilmeceleri çözemeden uyanmak zorunda kalıyordum.
Çözemeyeceğimi bildiğim bir bilmecenin daha tam olarak içerisinde iken, bu sefer içinde bulunduğum yeri hatırlıyordum.
Aynı anı, bir kez daha yaşanıyordu. Ama bu sefer değişen şey ne, anlayamadığım için, gözlerimi çevremde dolaştırdım.
O soluk duvarlı binanın önündeydim. Ve tıpkı daha öncesinde de gördüğüm gibi, dört kişiydik. Yüzlerini seçemediğim, gecenin rengindeki maskeleriyle iki ayrı kişi ve çapramızda ise babam duruyordu.
Sanki Tanrı, bir şeyleri engellememi bekliyor gibiydi. Rüzgâr esmiyordu, yıldızlar gökyüzünde asılı kalmışken ve hiçbir şey yerinden kımıldamazken, en istemediğim anda zamanın sahiden de durduğuna şahit olmuştum.
Hiçbir şey bilmediğim gibi, hiçbir şey yapamıyordum da. Bu yüzden sanki olacak olan bir şeyi engellemem için bana tanınan süre bitmişçesine, yıldızlar kaymaya ve rüzgâr esintisini sürdürmeye başlamadan hemen önce, bir şey oldu.
Gözlerimin önünde duran babam, bir anda boşluğa karıştı. Sanki bir film şeridinin en acı verici ve akılda kalan karesini bire bir yaşıyor gibiydim, babam gözlerimin önünde yok olmuştu ve ben hiçbir şey yapamamıştım. Neden böyle olduğunu düşünmeye çalıştıkça zihnim çınlıyor ve kalbime inanılmaz bir sancı yerleşiyordu.
Bunun şaşkınlığı gözlerime yansımışken ve irileşmişken ona doğru bir adım atacağım anda, zaman, tekrar akmaya başladı. Rüzgârın hissi bir anda tenime işlediğinde hareket etmek ve artık olmadığı o boşluğu hissetmek istemiştim ama, daha önceden gördüğüm bir rüyanın içinde olduğum bana hatırlatılmıştı.
Tıpkı ilk seferinde olduğu gibi, o silah sesini duymuştum.
Kontrol edemeyeceğim bir şekilde bakışlarım iznim olmadan tıpkı ilk rüyamdaki gibi gökyüzüne çıktığında, kayan yıldızları bir kere daha görmüştüm.
Koyu karanlık, göğüs kafesimin içinde çırpınan kalbime bir geç kalınmışlık hissini bıraktığında gökyüzünün kaybettiği o yıldız, yalnızca karanlığın umrunda gibiydi.
Gözlerim bu sefer öncekilere kıyasla daha sakin bir şekilde aralandığında, artık böyle rüyalar görmeye bağışıklık kazandığımı düşünmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stella ℘ taelice (askıda)
FanfictionOnların dünyasında hiç yağmur yağmazmış, bulutlar hiç ağlamazmış. Çünkü yıldız ve gökyüzü, birbirine çok âşıkmış. Fakat zamanın izleri, alıp götürmüş gülümsemelerini. Gökyüzündeki tek yıldız kayıp gidince, güneş gelmez, ay parıldamaz olmuş. Zifiri k...