Onların dünyasında hiç yağmur yağmazmış, bulutlar hiç ağlamazmış.
Çünkü yıldız ve gökyüzü, birbirine çok âşıkmış.
Fakat zamanın izleri, alıp götürmüş gülümsemelerini.
Gökyüzündeki tek yıldız kayıp gidince, güneş gelmez, ay parıldamaz olmuş.
Zifiri k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝Etrafımız hüzün büyüten yıldızların karanlığıyla çevrelenmiş ama ben yine de mutluyum. Çünkü, ellerin ellerimdeyken önümüzdeki yolları görmesek de olur.❞
"Ne?"
Tek kelime, tek hece, iki harf, bir sesli harf, bir sessiz harf ve bir noktalama işaretinden oluşan, oldukça temelden bir soru sormuştum. Ne demek 'Vante benim'?
Nasıl yani?
Ne alaka?
"Basbayağı, bildiğin işte. Vante, benim." diyerek gülümseyen Taehyung beni çıldırtmak için uğraş veriyor gibiydi.
Derin derin nefes al Lalisa, sakin ol. Her şeyin bir açıklaması var, sen sakin ol.
Taehyung bir süre içinde telefonunu çıkarıp birkaç şeye tıkladığında merakla onu seyrediyordum. Yaptığı işi bitirdiğinde ise telefonu bana çevirmişti.
Bu benim mesaj yolladığım e-posta hesabıydı?
Durgun bir şekilde elimdeki süt paketini yanıma bıraktım ve önüme döndüm. Bu saçma bir rüyaydı, peki rüyamdan uyanmak için ne yapmalıydım?
Şu durumdan çıkmak için kendimi tokatlamak oldukça mantıklı gelmişti. Işık hızıyla hiç düşünmeden sol yanağıma bir tokat attım ve savrulanan başım yardımıyla yan tarafıma baktım. Taehyung hâlâ buradaydı!
"Rüya değilmiş!" diye dehşetle konuştuğumda Taehyung sesli bir şekilde gülmüştü ama ben onu duymaktan bayağı uzaktım.
İşaret parmağımı yukarı kaldırıp sağa sola hareket ettirmeye başladım ve zihnimdeki filmi en başa sardım. Karşıma ilk çıktığı sıralarda onu sürekli bir deftere yazı yazarken gördüğüm Taehyung aklımın ağlarına takıldığında nefesimin kesildiğini hissetmiştim.
"Sen bir deftere yazı yazıyordun sürekli, hatta ben sizin kütüphanenize geldiğimde yeni ajanda falan da istemiştin!" Sesim git gide yükseliyordu ve ben bayılacak gibiydim. "Sonra, ben Stigma'yı alırken nemrut nemrut 'o kitap satılık değil' falan demiştin. Benim Vante'nin kitaplarını okumamı da engellemiştin!"
Boğazımın düğümlenmesi şu durumda bana hiç yardımcı olmuyordu, resmen beni salak yerine koymuştu!
"Gerizekâlı mısın oğlum sen, madem beni kendinden uzaklaştıracaktın neden görüşmeye kendin geldin o zaman? Delireceğim," dedikten sonra ne dediğimi fark edip şok olarak Taehyung'a döndüm.
"E sen beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştın o zaman?"
Sakinleşmeye çalışıyordum ama hayatımın en büyük şaşkınlığını yaşamış olmak bana sakinleşmek kelimesini çölde adım başı su bulmak ile aynı kılıyordu.
