Onların dünyasında hiç yağmur yağmazmış, bulutlar hiç ağlamazmış.
Çünkü yıldız ve gökyüzü, birbirine çok âşıkmış.
Fakat zamanın izleri, alıp götürmüş gülümsemelerini.
Gökyüzündeki tek yıldız kayıp gidince, güneş gelmez, ay parıldamaz olmuş.
Zifiri k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝Ona sunduğun bir çift gökyüzünü parlatan iki yıldız, nefes alması için bir neden bile olabilir.❞
Hayatımı tıpkı bir tahtarevalliye benzetiyordum.
Bazen hissettiğim mutluluğu zirvede yaşasam da karşımdaki kişinin beni bırakıp gitmesiyle dibe çakılıyordum.
Bu gerçekten acıtıyordu. Ve tam şuanda, ben o tahtarevallinin üzerindeydim.
''Ben çok özür dilerim gerçekten. Bu kadar çabuk düşeceğini tahmin etmemiştim. Gerçekten çok özür dilerim Lili,''
Gözlerimi kırpıştırdım ve acıdan dolayı ekşimiş olan yüzümü Chae Young'a çevirdim.
Babam işi için iki günlük bir seyehate çıkmıştı. Bugün hafta sonu olduğu için de Chae Young kolumdan tutup beni bir çocuk parkına getirmişti.
Sabahtan beri kaydıraktan salıncağa bir sürü oyuncakla dakikalarca oynamıştık ama karşılıklı oturup tahtarevalliye bineceğimizi düşünememiştim.
Biraz oynamıştık da ama ben yukarıda kalmışken bir anda kendini yukarı çekmesiyle aşağı düşmüştüm.
İtiraf edeyim, canım çok yanmıştı.
''Sorun değil Chae Young, sadece biraz daha bu şekilde durursam belim de incinecek sanırım. Beni bir banka oturtabilir misin?''
''Aptal kafam, tamamen unuttum. Gerçekten çok üzgünüm Lili,''
Yavaşça kolumun arka kısmından tutarak beni doğrulttuğunda beraber hemen yanımızdaki banklara doğru yürümeye başladık.
Diz kapağımı uyuşmuş hissediyordum ama Chae Young'un bunu bilmesine gerek yoktu. O gerçekten hassas kalpli bir insandı ve benim yüzümden kötü hissetmemeliydi.
Yavaşça oturduğumuzda Chae Young endişeyle yüzünü bana çevirmişti.
''Acıyan ya da ağrıyan bir yerin var mı Lili? İncitmiş olabilirsin bacağını. Doktora gidebiliriz. Hatta dur! Doktora gidelim,''
Hızla ayaklanmaya yeltendiğinde kolundan tuttum ve tekrar oturttum onu.
''Chae Young, ben çok iyiyim. Ağrıyan bir yerim yok. Acıyan bir yerim hiç yok. Ve doktora gitmiyoruz. Babam ondan habersiz günümüzü gün ettiğimizi öğrensin istemeyiz değil mi? Gerçekten iyiyim ben.''
Büzüşmüş dudaklarıyla memnuniyetsiz bir bakış savurdu bana usulca.
