Onların dünyasında hiç yağmur yağmazmış, bulutlar hiç ağlamazmış.
Çünkü yıldız ve gökyüzü, birbirine çok âşıkmış.
Fakat zamanın izleri, alıp götürmüş gülümsemelerini.
Gökyüzündeki tek yıldız kayıp gidince, güneş gelmez, ay parıldamaz olmuş.
Zifiri k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jakub Schikaneder - The Kampa Lovers, 1894
❝...ölüm seninle benim aramda, aşılmaz bir duvar ördü. Gülten Akın❞
"Cidden limon olsam bu kadar sıkılmazdım Taehyung! Anlatacak mısın artık?"
Bilgisayar odasındaydık.
Benim açımdan oldukça heyecan içeren bir gece olmuştu, her an Yoongi bir yerlerden çıkar ve amacımı bildiğini söyler diye sabaha karşı uyumuştum ama hiçbir şey olmamıştı. Jungkook'u ciddiye almak çok büyük bir hataydı.
Sabah erkenden Taehyung'un gelebilirsin, bekliyorum mesajıyla oturduğum koltuktan fırlamıştım. Çaresizce Yoongi'ye nasıl haber verebilirim ki diye düşünürken beni bu dertten kurtarıp kendi uyanmış ve benim de uyandığımı görüp şaşırınca ona gitmek zorunda olduğumu anlatmak durumunda kalmıştım. Kahvaltıya kalmam konusunda ısrar etse de onu bana daha sonrasında yemek ısmarlama konusunda ikna edip çıkmış, hızlı bir şekilde Taehyung ile eve geri dönmüştüm.
Ve şuan hep beraber Taehyung'un bize bir açıklama yapmasını bekliyorduk. Anlatacakları olduğunu söylemişti ve şimdiye kadar resmen sabrımızı sınıyordu.
Taehyung, "Bekleyin, çok az kaldı," diyerek telefonunu açtı ve ekranda beliren hiçbir şey göremeyince tekrar kapattı. Bir arama bekliyor gibiydi, bunu önceden de tekrarlamıştı.
Chae Young oflayıp ultra tatlı bir şekilde yerinde kımıldarken ben ise kesin Taehyung'un bir bildiği vardır kafasında olduğum için daha az sıkılmış hissediyordum. Yine de Yoongi ile alakalı bir konu olduğundan şüphem yoktu, onun garip tavırları ve Taehyung'un anlatacaklarının olması birbirini tamamlayan durumlardı.
Birkaç saniye ya geçmiş ya da geçmemişti, bulunduğumuz sessiz ortamda Taehyung'un telefonunun melodisi yankılanmıştı. Taehyung anında aramasını yanıtladı ve hepimizin bakışları onun üzerindeyken karşı tarafın sesini dinledi. Ardından kafasını sallayıp, "Tamam, sağ ol," dedi ve telefonu kapatıp bize bakışlarını bize yöneltti.
Bir süre bakışlarını bizde gezdirirken Chae Young başını bana doğru eğip, "Aşırı stres oldum şuan," dediğinde ben de sesimi minimum seviyeye indirip, "Ne yalan söyleyeyim ben de," diye fısıldadım.
Ardından Taehyung boğazını temizledi ve oturduğu koltukta geriye yaslanıp, "Birkaç gün önce Kyeong Shin Daegu'ya geldi." dedi.
