GÖKKUŞAĞI

🌈46/G⭐

Keyifli okumalar dilerim...

Gökkuşağı Yıldız

Gece belime doğru kıvrılan bir kol ile uykumdan uyandım. Sevdiğim kokuyu duyunca mırıldandım.

"Martin?"

"Güzelim."

"Hangi ara gittin, geldin?"

"Hızlıyımdır,uyu sen."

Martin ben eve geldikten bir kaç saat sonra gelmiş, onunla biraz konuştuktan sonra telefondan babamla ve kızlarla konuşmuştum. Olağan üstü bir şekilde durumu abartmak istediklerin de zor sakinleştirmiştim.
Sonrasında günün yorgunluğundan dolayı hemen uyumuştum ve Martin'de bir ara yanımdan kalkıp Mario'ları almaya gitmişti.

"Neredeler şimdi?"

"Kendi evime yerleştirdim onları sonra yanına geldim."

"Hmm." deyip mırıldandıktan sonra ona dönüp beline sarıldım ve uykuya yenik düştüm.

Sabah gün aydınlanırken uyandığım da sevdiğim adam yanımda yatıyordu. O kadar güzel uyuyordu ki saatlerce izleyebilirdim. Elim yanağını bulduğunda hafif tepki vermiş sonra uykusuna devam etmişti.
Elim yavaşça yumuşak saçlarını bulduğunda geriye doğru ittirmiştim. Eğilip yanağından öptüğüm de bir eli bacağımı bulmuştu.

"Böyle uyandırılmak çok güzel."

"Hm tahmin edebiliyorum ama gece geç geldin uyumaya devam et."

Yarım yamalak açtığını gözünü tekrardan kapattığında yanından kalkmıştım. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa girdiğimde neler yapabilirim diye düşünüyordum.

Neredeyse saat ona kadar kahvaltı hazır olduğunda masaya son eksiğide koymuştum.Menemen ve pişi ana menüyü kaplarken bir çok kahvaltılık türünden vardı. Ben masaya bakarken belime dolanan kollar ile gülümsedim.

"Bu güzel kadın neler hazırlamış böyle?"

"Nasıl gözüküyor?"

"Efsane." benimle birlikte masaya eğilip bir tane pişiye uzandığında gözlerini kapatarak mırıldandı.

"Uzun zamandır yemiyordum."

"Canın ne isterse yapabileceğimi biliyorsun değil mi?"

Kollarının arasında ona döndüğümde yarısı kalmış pişiyi ağzıma tuttuğunda dudaklarımı aralayıp almıştım.

"Canım neler istiyor bir bilsen."

Gözlerinin içi yoğunlaşıp eli belimden aşağı indiğinde gülmüştüm.

"Fırsat değerlendirmek senin işin."

"Ekmeğimizin peşindeyiz diyelim."

Hafifçe dudağının kenarını öptüm ve geri çekildim.

"Üstümü değiştireyim, uyanmışlar mıdır?"

Başını sallayıp eşofmanın cebinden telefonunu çıkarttığında yanından ayrılmıştım. Bugün aslında çok işim vardı, kafe için masalara bakmam lazımdı, valiz hazırlamam lazımdı ve zaten akşam da yola çıkacaktık.
Üstümde ki saten gömlek geceliği çıkartıp kısa gri bir kazak ve bol paça jean pantolon giydim.Saçlarımı gelişi güzel alttan toplayıp odadan ayrıldım.

Martin'i salonda Tarçın ve Garfield ile oynarken bulduğumda gülümsemiştim. Yanlarına geçtiğim de Tarçın resmen zıplayarak ayaklarıma gelmişti.

"Benim minik oğluşum." ağzını yüzünü hafif sıkarak sevdiğimde kuyruğunu sallıyordu. Tüylerini geriye yatırarak sevdiğimde koltuğun üstünde olan Garfield'da Martin'in kucağına yatmıştı.