Keyifli okumalar dilerim...
Gökkuşağı Yıldız
Denizdeki bakışlarımı kolumda ki saate çevirdiğimde öğlen saatlerine yaklaştığını gördüm. Sabahın dokuzundan belli burada olmam bir şeyi değiştirmiyordu.
Oturduğum yerden kalkıp denize doğru ilerledim. Geçmişim birbir gözümün önünden geçerken eskisi kadar canımın acıtmadığını farkettim. Belki de bunun sebebi Martin'di. Aklıma tekrar onun düşmesi ile gülümsedim.
"Deniz, bana birçok şey kattın bu hayatta. Seni unutmam mümkün değil ama artık hayatıma bakmam gerektiğini onunla anladım ben... Martin en az senin kadar yetenekli, düşünceli, naif ama onda daha farklı birşey var ki beni kendine çekiyor.Belki de artık büyüdüğümüz için duygularımızın ne olduğunu daha net biliyoruzdur. "
Biraz duraksayıp denize daha da yaklaştım. Deniz buradan çıkarılmıştı ama nedense onu kaybettiğim yere gelmek beni onunla daha çok bütünleştiriyordu.
" Bugün ona haber vermeden geldim eminim ki çıldırmıştır. Ama bugün kendime gelmem için son gündü. Bundan sonra Martin'e daha sıkı sarılmam lazım."
Omuzumu silkip yanaklarımdan akan yaşı sildim. Şuan uzaktan gören biri deli diyebilirdi ama duygularımı dışarı aktarmak delilik değildi.
"Deniz sen hep, çok mutlu ol, derdin ya artık benim mutlu olma zamanım gelmiş bunu Martin ile daha çok anladım."
Derin bir nefes alıp ağlamamı durdurmak istedim. Bu ağlamam bir sondu mutlu başlangıcım için.
"Ağlamak geçiriyor mu gerçekten?"
Yıllar sonra arkamda duyduğum ses ile duraksadım, arkamı dönmeye korkuyordum.
"Eğer geçiriyorsa bir yıl önce de, üç yıl önce de hatta yedi yıl önce geçmesi gerekiyordu."
Hayır geçmiyordu ama hafifletiyordu.
"Oğuz." derken arkamı dönmüştüm bile.
"Gökkuşağı."
Karşımda ki adam büyümüştü. Yüzü oturaklaşmıştı. Yedi yıl önceki Oğuz yoktu karşımda. Kumral saçlarına parıltılı kahverengi gözleri eklenmişti. Hafif tombul yanakları bir sevimlilik katmıştı. Ama eski yakışıklılığını o yumuşak sesini hiç kaybetmemişti.
"Oğuz... ben." ellerimle gözyaşımı silip bir adım ona yaklaştım.
"Gökkuşağı yıllardır geliyorsun buraya ne değişiyor ki?"
"Beni gördüğüne göre sende her yıl geliyorsun sende ne değişiyor." ağlamaktan boğuk çıkan sesimi düzeltmek için bir iki kez öksürdüm.
"İşte bende bir şey değişmiyor o yüzden sana soruyorum ya."
Cümlesine hafif tebessüm ettiğimde o da gülümsemişti.
"Deniz'den sonra bir erkekle mutlu olduğuna sevindim... Çünkü her yıl seninle beraber bende buradaydım ama ilk defa seni bu kadar iyi gördüm."
"Umarım bunun için de suçlamazsın." derken gözlerimi kaçırmıştım bile.
"Suçlasam o adamı bırakacak mısın?"
"Bunun ihtimali bile söz konusu değil." kaşlarım anında çatılırken sesim sinirli çıkmıştı.
"Ee o zaman... Seni suçladım Deniz geri gelmedi geç de olsa bunu anladım. Birilerini suçlayınca olan bir şey geri sarmıyor."
Haklı sözlerine başımı salladığım da kolumdan tutulduğumu hissettim.
"E o zaman küçük civciv dostuna sarılmak yok mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞI
RomanceRomantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak için girmiştim ama... Gaelic Coffeeniz var mı? " Adamın istediği kahve alkollü bir kahveydi. O yüzden bende yoktu. " Maalesef bizde bulunmu...