🌈 38/G ⭐

7.9K 572 86
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Gökkuşağı Yıldız

Martin ile biraz daha uçurum da durmuştuk. Daha sonra o eve gitmek istediğini söylediği için caddeye gidince onu bırakmıştım. Benim bir kaç saat daha kafede olmam gerekiyordu.

Martin'e bir sorun olmaz demiştim ama içimde hiç bitmeyen bir gerginlik vardı. Ellerim biliçsizce arada bir direksiyonu sıkarken dudaklarımı dişliyordum. Bunu tabiki de Martin için yapmak istiyordum ama o sıkıntının içimde olacağını hep biliyordum.

Yolda giderken kulaklığımı takıp kızları aramıştım. İkisi ile konuşmayı ayarladığım da ilk konuşan Dicle oldu.

"Söyle güzellik."

"Sana da selam Dicle." diye mırıldandığım sıra sinyal verip sağa döndüm.

"Selam kızlar." İkra'nın sesi de aynı benim ki gibi güçsüz çıktığında dudaklarımı bastırmıştım.

"İkinizin de sesi kötü geliyor, bir sorun var belli."

Dicle bize oranla canlı sesi ile konuştuğunda İkra'nın tarafından zil sesi geldi.

"Derse girmem lazım, anlat Gökkuşağı."

"Akşam Martin ile evlerine gideceğiz ama çok gerginim."

"Gergin olma güzelim, çok normal bir olay."
Ah tabi ki hiç birşey bilmedikleri için normal gelmişti. Boğazımı temizleyip söylemem gereken cümleleri toparladım ve Dicle'ye cevap verdim.

"Babasının ikinci eşi değişik bir kadın onun için." en söylemem gereken cümle buymuş gibiydi.

"Anladım ama telaş yapma, zaten Leyla ile de tanışıyorsun. Sakin ol ve Gökkuşağı'yı tanıt onlara." diyen İkra'ya gülümsedim. Sanırım bundan on yıl önceki Gökkuşağı olmam gerekiyordu.

"Aynen öyle yap. Ne giyeceksin?"

Dicle'nin söylediği ile alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Kırmızı ışıkta durduğumda kulaklığımı düzeltip konuştum.

"Ben onu düşünmedim."

"Geçen yıl benim doğum günümde giydiğini giy güzeldi."

"İkra'ya katılıyorum."

"Kızlar görüşürüz." diyen İkra cevap beklemeden kapattığında hatta Dicle ile kalmıştık.

"Sesinden gergin olduğun belli. Ama sen kendin ol yeter. Sevdiğin adamın ailesi sonuçta sana kötü davranacaklarını düşünmüyorum."

Nefesimi verip gergince parmaklarımı oynattım. Kimse birşey bilmediği için onlara haliyle böyle geliyordu. Ama keşke dedikleri kadar kolay olsaydı. Dicle ile de telefonları kapattığımız da kafeye de gelmiştim.

Arabadan inmeden ileriye baktığımda tamamen kendimi cesaretlendiriyordum. Ben Gökkuşağı Yıldız eskiden olsa deli cesareti ile yapan ben yine aynı Gökkuşağı olma vaktimdi. Gerektiğince cevap verecek gerektiğince de alttan alacaktım. Ve geçen şirket de o kadınla karşılaştığım da yaptığım gibi dik duracaktım.
Kendimi bir güzel gaza getirip arabadan indiğim gibi kafeye girdim.

Akşam saatleri altıyı gösterdiğinde kafeden çıkmıştım. Aslı'yı kafede tek bırakmamak için Bora' yı aramıştım o da sağolsun hemen gelmişti.

Arabada hareketli bir şarkı açtığımda kendimi daha da iyi hissediyordum. Yolu hızlı bir şekilde geldiğimde arabadan inmeden Martin'i aradım ve öyle indim. Binaya girerken telefonu açmıştı.

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin