Gökkuşağı Yıldız
Bedenime sarılı kollardan ayrıldığımda şaşkındım. Böyle bir sarılma hiç beklemiyordum.
"Bu ne içindi?"
"Mutlu olduğum için, senin sayende."
"Ben bir şey yapmadım sadece konuşmanızı sağladım."
"Yine de teşekkür ederim."
"Rica ederim ama ben eve gitsem iyi olur."
"Bir şeyler yerdik."
"Yok gideyim ben, yorgunum."
Martin'den çıkıp eve geldiğim de bedenimi yorgunlukla koltuğa attım. Üstüme atlayan Tarçın ile havaya kaldırdım onu.
"Ne oldu yine oğlum." durmadan havlayan Tarçın ile ayağa kalktım. Onu yere bırakıp odama ilerledim ve eşofman takımımı giydim. Ayağımın ucuna kadar gelen Tarçın'ın ağzında tasması vardı.
"Dışarıya mı çıkmak istiyorsun?"
Tasmasını alıp ona taktım ve yatağımda hep yatma görevi yapan Garfield'e de tasmasını taktım. Takarken çok zorlanmıştım çünkü elimi tırnaklayıp durmuştu. Kapıya kadar geldikten sonra spor ayakkabılarımı giyip, montumu giydim ve apartmandan çıktım. Yavaş bir tempoda yürüyorduk, belki sadece Tarçın'la olsam koşardık ama Garfield olunca pek mümkün olmuyordu. Bu sırada kızları aradım.
"Vay vay Gökkuşağı Hanım hiç ararmıydınız?" diye başlayan İkra'yla güldüm.
"Hiç aramam zaten, bekle Dicle ile konferans yapıcam." diyip ayarlamıştım.
"Aradım ama müsait misin?"
"Hastanedeyim, tam da 5 dakika mola vermiştim. Bir sıkıntı mı var.?"
"Hayır öylesine aradım." ben bu sırada mahalleden çıkmıştım.
"Gökkuşağı?"
"Efendim İkra."
"Sizin serginiz ne zaman?"
"Az kaldı. Neden?"
"Bizde davetliyizdir diye düşünüyorum."
"Bilmem, Martin'e bağlı."
"Ne demek Martin'e bağlı, seninde resimin var."
"Bir tane ama."
"Bir tane veya 10 tane ne fark eder?"
"İkra'ya katılıyorum, bizde gelmek istiyoruz."
"Tamam zamanı gelince konuşuruz."
Onlardan bir kaç onaylayan mırıltı geldiğinde Tarçın'ın çekiştirmesiyle uğraşıyordum.
"Eee yakışıklı ressamla zamanınız nasıl geçiyor hiç anlatmıyorsun?" dedi Dicle.
"Anlatabilceğim bir şey yoksa demek."
"Ne demek yok?" diye cırladı İkra.
"Şu sesinin ayarını kontrol etsen biz de mağdur olmasak."
"Soruma cevap ver?"
"Ya bir şey yaşamadık ki neyin cevabını vereyim."
"Şu güzel hafızanı zorla illa ki olmuştur bir şeyler."
"Aa şey bugün bana sarıldı." diye utanarak soludum.
"Yaaa!" diye sevinç çığlıkları attı İkra.
"İyi misin kızım altı üstü sarıldık dedi, sanki başka bir şey olmuş gibi ne bu sevinç." diye homurdandı Dicle.
"Biz de direk olacak demiyoruz heralde herşey yavaş yavaş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞI
RomanceRomantizm #1 Mizah#5 ~~~ Adamı süzmeyi bırakıp"Buyrun ne istemiştiniz.?"dedim. " Aslında yağmurdan korunmak için girmiştim ama... Gaelic Coffeeniz var mı? " Adamın istediği kahve alkollü bir kahveydi. O yüzden bende yoktu. " Maalesef bizde bulunmu...