🌈 39/G ⭐

7.8K 575 113
                                    

Keyifli okumalar dileriim..

Gökkuşağı Yıldız

Önümüzde ki tabaklar değişmişti ama ortamda ki gerilim artıyordu. Feride bakışları ile beni keserken Martin'i söylemek dahi istemiyorum.

Bir iki lokma aldığım yemekten sonra Leyla' nın sorusu ile başımı kaldırdım.

"Gökkuşağı abla kafede işler nasıl?"

"İyi canım nasıl olsun, hergün aynı maraton." yüzümde ki gülümseme ile cevap verdiğimde Feride bana üstten bir bakış atmıştı.

"Aman nasıl olsun? En fazla bir kafede bütün gün ne yapılabilir ki?"

En nefret ettiğim bir şey yaptığım işi küçümsemeleri idi. Elimde ki yemek bıçağını ona saplamak ister gibi tuttuğumu geç farkettiğim de yüzümde ki sinir ifadesi anında kayboldu.

"Sandığınız kadar boş durmuyoruz Feride Hanım... Siz de çalışan birisiniz anlamanız lazım beni ama herhalde aynı şekil çalışma şartlarımız yok, yoksa anlardınız beni eminim."

O benim yaptığım işi küçümsüyorsa ben onun yapmadığı işini hayla hayla küçümseyebilirdim.

" Ne demeye çalışıyorsun sen?"

Ah sonunda patlıyordu eh benim de istediğim bu değil miydi?

" Gayet açık konuştum. " umursamadan önüme döndüğümde ona yetmemiş olacak ki masada öne doğru eğildi.

"Bana bak..." diye başlayan cümlesi Martin'in masaya elini vurması ile son buldu.

"Asıl sen bana bak Feride bir daha o sesinin kime yükseldiğini bileceksin, bir daha da yorum yapmayacaksın."

Martin'e dönen bakışlar ile Leyla tedirgin olurken Berk'in gülümsediğini görmüştüm. Bende de hafif sırıtma olduğunda dudaklarımı zor bastırdım.

Geri kalan yemek sessiz geçmişken üst kata çıkıp yine ve yine boğaz manzarası bulunan bir odaya girmiştik. Çaylar ile benim getirdiğim ikramların da gelmesi ile sevinmiştim. Açıkcası karnım açtı ve bu gerginlik beni daha da acıktırmıştı.

Çaylar ile tatlımızı yerken Feride Hanım'ın elinde sadece elinde çay olan fincanı görünce dudaklarımı dişledim. İnce belli bardak varken bu elimizde ki fincanlar neydi ya?

"Zehir katmadan getirdim Feride Hanım." onun bana göndermesini karşılık olarak verdiğimde başını boğazdan çekip bana bakmıştı.

"Tatlı yememeyi tercih ediyorum tatlım,malum kilo yapıyor sende dikkat et istersen."

Benden hiç beklenmeyen performans ile kahkaha attığımda elimde pastaya batırdığım çatalı ağzıma götürüp gözünün içine baka baka yedim ve sonunda omuzumu silkip umursamıyor gibi söyledim.

" Haklısınız yaştan dolayı çabuk oluyor öyle sıkıntılar ama biz gençler bu konuda daha iyiyiz anlarsınız ya."

Berk'in kıkırtısı duyulduğu sırada Martin'in hafifçe boğazını temizlediğini işittim. Dibime kadar girip kulağıma fısıldadı.

"Çok da zorlamasan mı güzelim"dediğinde omuzumu silktim. Buraya gelirken ne demiştim on yıl önceki Gökkuşağı ol.

Yavaş yavaş kendime geldiğimi hissediyordum kimse durdurmaya kalkmasın beni.

" Beni zorlama istersen küçük hanım, yapacaklarım laf söylemekle kalmaz. "

Martin'in yerinden doğrulduğunu hissettiğimde bende yerimde gerilmiştim.

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin